 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1981/574
K: 1984/14
T: 18.01.1984
DAVA : Taraflar arasındaki "tapulama tesbitine itirazı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Denizli tapulama mahkemesince davanın reddine dair verilen 21.11.1979 gün ve 91-94 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerin Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 7.4.1980 gün ve 3615-4284 sayılı ilamı : (... onüç parça taşınmazı hakkında açılan davalar mahkemece birleştirilmek suretiyle görülmüştür. 766 sayılı tapulama kanununda davaların birleştirilmesi ve ayrılması yönünden özel bir hüküm yoktur. Aynı kanun 58. maddesi hükmü aracılığı ile bu konuda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ilgili hükümlerinin uygulanması gerekir. Davalıların birlikte görülmesi ile ilgili hükümler Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 43 ve onu izleyen maddelerinde yer almıştır. Anılan maddelerde öngörülen koşullar gerçekleşmedikçe davaların birleştirilmesi mümkün değildir. Özellikle aynı kanun 48. maddesi hükmünce davaların yargılama usulünde uygulanır. Ayrıca birleştirilecek davaların arasında bağlantı bulunması ve davanın birinde verilecek hüküm diğerini de etkileyecek nitelikte olması zorunludur. Olayda anılan bu birleştirme koşulları gerçekleşmemiştir. Kanuna aykırı olarak birleştirilmiş olan davaların yargılamanın her safhasında doğrudan doğruya ayrılması mümkündür. Hukuk usulü muhakemeleri kanunun 46. maddesinde sözkonusu edildiği üzere soruşturmanın iyi yürümesini sağlamakla ödevli olan hakim; bu amaçla davaları doğrudan ayırmak yetkisine sahiptir.Mahkemece bu yönler gözönünde tutulmaksızın davalara birleşik olarak bakılması anılan usul kanunu hükümlerine aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk genel kurulunca incelenerek direnme kararın süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları dosyadaki tutanak ve kanıtlara bozma kararından açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle dava konusu parsellerin malikleri ile edinme (iktisap) sebepleri değişik olduğunu ve davaların niteliği itibariyle birleştirilmesinde hiçbir hukuksal ve pratik yarar bulunmadığı bir yana aksine davanın çözümünü güçleştireceğine göre hukuk genel kurulunca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 18.1.1984 gününde oyçokluğuyla karar verildi.