Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1981/533
K: 1983/724
T: 24.06.1983
DAVA : Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Karabük İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 4.12.1979 gün ve 1968/82 - 1979/1483 sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 13.3.1980 gün ve 2717 - 2420 sayılı ilamiyle; (..Dava konusu olayda % 50 davalı kuruluşun şoförü, % 50 oranında da başka araç sürücüsünün kusurlu olduğu kabul edilmiştir. Öte yandan, B. Yasasının 50. maddesindeki hükümde olay müteaddit kimselerin kusurlu hareket etmesi sonucu meydana gelmişse birbirine rücu derecesi belirtilmek suretiyle müteselsil sorumluluk esası kabul edilmiştir. Fer'an zimmet hal olanlar için de hukuki durum aynıdır.
Bu hale göre, mahkemenin B.K. 50. maddesini nazara almaksızın davalıyı % 50 kusur oranında sorumlu tutarak hüküm tesis etmesi isabetli değildir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; Mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Temyiz Eden: Davacılar vekili
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edidiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Birden çok kimsenin birlikte neden oldukları zarardan sorumluluklarını düzenleyen B.K.'nun 50. maddesi, ya da birden çok kimsenin değişik nedenlerle meydana getirdikleri aynı zarardan sorumluluklarını düzenleyen B.K.'nun 51. maddesi uyarınca ve aynı Yasanın 142. maddesi hükmüne dayanarak davacı, zararının tümünü müteselsil sorumlulardan biri aleyhine açacağı bir dava ile isteyebileceği gibi, sorumluların hepsi aleyhine açacağı tek bir dava ile de talep edebilir. Ancak, aynı yasanın 141. maddesi gereğince teselsül, ister yasadan, ister sözleşmeden doğmuş olsun, bu kuraldan yararlanma hakkı sadece zarara uğrayanın, daha geniş bir deyim ile alacaklınındır. Zarara uğrayan (alacaklı), bu hakkını kullanmadıkça, yani müteselsilen tahsil isteğinde bulunmadıkça, mahkeme, re'sen onun yararına Usulün 74. maddesi buna engeldir.
Ana kural bu olmakla ve davacının dava dilekçesinde müteselsilen sözcüğünü kullanmak suretiyle tahsil isteği bulunmamakla beraber; dava dilekçesindeki sözlerden ve ileri sürülen olaylardan ve bunların yorumundan, davacının dolaylı bir biçimde müteselsilen bir ödetme isteği bulunduğu anlaşıldığı takdirde, yukarıda belirtilen kuralın uygulanmasına yasal bir sakınca yoktur. Nitekim H.K.G. 23.3.1966 gün ve 9/3 E. 80 K. sayılı ilamında da aynı görüş açık ve seçik olarak vurgulanmıştır. Kuşku yoktur ki, yapılacak yorumlarda temel hüküm Borçlar Yasasının 18. maddesidir. Bu genel yorum kuralı, dava sırasındaki bir beyanın, ya da dava ve cevap dilekçeleri ile tarafların yine dava sırasındaki yazılı bildirimlerinin yorumunda da uygulanır. Çünkü, gerek dava dilekçeleri, gerekse tarafların dava sırasındaki sözlü ve yazılı diğer bildirimleri, kural olarak, birer hukuksal işlemdir ve her hukuk işlemi gibi B.K.'nun 18. ve MK.'nun 2. maddeleri gereğince bildirimde bulunanın kullandığı sözlere bakılmayarak, afaki iyi niyet kurallarınca kullanılan sözlerden veya yazılardan ne gibi bir anlam çıkarılması gerektiği belli edilerek yorumlanmalı ve bu yorum sonucuna göre işlem yapılmalıdır (HGK.'nun 3.4.1963 gün ve 2/93 E., 29 K.).
Temyiz incelemesine konu olan bu davada, davacı tarafından düzenlenen 3.4.1968 günlü dava dilekçesinde, gerçekten açık bir şekide müteselsilen sözcüğü kullanılmak suretiyle tahsil isteği mevcut değildir. Ne var ki, davacı, bir iş kazasında ölen miras bırakanın olayda hiçbir kusuru bulunmadığını açıkça vurgulamış ve üstelik davalıya belli oranda bir kusur affetmek suretiyle iddiasını da sınırlamamış ve sonuçta (fazlaya ait talep haklarını saklı tutmak suretiyle) zararının tümünü davalı işverenden istemiştir. Artık burada, davacının, davalıdan gerçekleşecek kusur oranında bir talepte bulunduğunu ileri sürmek mümkün değildir. Bir davacının kendilerinin tamamen kusursuz olduğundan söz ederek zararlı sonucu meydana getiren müteselsil borçlulardan biri aleyhine açtığı bir davada, zararın tümünü talep etmesi, örtülü olarak değil, aksine Borçlar Yasasının 142. maddesinde öngörülen teselsül kuralına açık bir şekilde dayandığının en belirgin bir kanıtıdır; bu gibi durumlarda, müteselsilen sözcüğünün dava dilekçesinde kullanılmamış olması sonuca etkili değildir.
O halde, davalının zararın tümünden sorumlu olduğu ve davada teselsül kuralına dayanıldığı gözetilerek, gerçekleşen zararın istek doğrultusunda tahsiline karar verilmek gerekirken, dava dilekçesinin yorumunda hataya düşülerek, davalının kusuru oranında ödetmeye karar verilmesi ve Usul ve Yasaya uygun olan Özel Daire bozma ilamına uyulmayarak önceki kararda direnilmesi bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen sebeplerden dolayı HUMK.'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA (...) 24.6.1983 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini