 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1981/3
K: 1981/4
T: 09.01.1981
DAVA : Taraflar arasındaki tahliye davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 4. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 31.3.1980 gün ve 988-433 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 27.8.1980 gün ve 5039-7493 sayılı ilamı ile, "... Mahkemece ihtiyaç iddiası sabit görülerek dava kabul edilmiş ise de davalının ihtiyaca esas tutulan kahvecilik yapacağı hakkındaki iddiası usulen ispat ettirilmeden karar verilmiştir. O halde öncelikle davacının tahliyesi istenilen yerde kahvecilik yapacağı hususunda gereken hazırlık ve başvuruda bulunup bulunmadığı, dolayısıyla samimi olup olmadığı yeniden delilleri toplanarak saptanmalıdır. Diğer taraftan davalının savunması bakımından önemli olan önceki davaya ilişkin dosya getirtilip deliller hep birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç uyarınca gereken karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar tesisi isabetsizdir..." gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden : Davalı
KARAR : Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429. maddesi gereğicne hakim Yargıtay bozma kararı üzerine tarafları çağırıp dinledikten sonra bozmaya uyulup uyulmama hususunda karar verecektir. Madde metninden de anlaşıldığı gibi hakim kural olarak bozma kararına uyup uymama bakımından tarafların düşünce ve istekleriyle bağlı değildir. Ancak, taraflar veya vekillerinin bu konudaki istek ve iradelerini açıklayan beyanları Yargıtay bozma kararına uyulması doğrultusunda birleşmiş ve bozma isteyen tarafı bağlayıcı, davayı da karşı taraf yararına sona erdirebilecek bir nitelik taşıyor, kamu düzenine ilişkin bir neden de söz konusu değilse artık hakim bozmaya uyma zorundadır.
Olayda, Özel daire bozma kararı davalı lehine olmak üzere davacıya birtakım ispat zorunlukları yüklediği halde davacı vekili bozmaya uyulmasını ve ikame edeceği delillerinin toplanmasını istemiş, bir başka anlatımla aleyhine olan bozma kararını benimsemiştir. Davacı vekilinin bu istemi davanın karşı taraf lehine sonuçlanmasına da yol açabilecek niteliktedir. O halde yukarıda açıklanan esaslar gözönünde bulundurularak Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen sebeplerden dolayı BOZULMASINA 9.1.1981 gününde oybirliği ile karar verildi.