Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1981/2-1714
K: 1982/807
T: 17.9.1982
  • İSPAT KÜLFETİ ( Hayatın Olağan Akışı )
  • HAYATIN OLAĞAN AKIŞI
  • ZİYNET EŞYALARININ İSPATI
743/m.6
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bursa Asliye 5. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 26.12.1977 gün ve 547-1014 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine;
KARAR : ( ....Kanunda aksi öngörülmedikçe kural olarak herkes iddiasını ispatla yükümlüdür. ( MK.6 ) Ancak iddialar karşılaştığında kimin ispat yükü altında bulunduğunun tesbiti her zaman kolay olmamaktadır. Bunun için gerek ilmi gerekse kazai içtihatlarda bir takım ölçülere yer verilmiştir.
a ) Hemen bütün bilim adamlarının birleştiği ve Yargıtay uygulamasında da kararlılık ifade eden ölçüye göre, ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunana düşer ( Prof. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1968, sh.372, Prof.İlhan Postacıoğlu, Medeni Yargılama Usulü, 1970, sh.464, Prof. Necip Bilge, Hukuk Yargılamaları Usulü, 1967, sh. 449, Prof. Sabri Şakir Ansay, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1957, sh.248-249, Prof, Saim Üstündağ, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1973, sh.378, HGK. 19.7.1967 günlü ve 239/340 sayılı kararı, HGK. 7.6.1974 günlü 1972/84 sayılı kararı, Y.2.H.D. 5.4.1971 günlü ve 2075/2200 sayılı kararı ).
b ) İleri sürdüğü bir vakıadan lehine haklar çıkaran kimse iddia ettiği olayları ispat etmelidir ( Prof. Saim Üstündağ, age. 1973, sh.397 ).
c ) İspat yükü, daha kolay başarana düşer ( Prof. Saim Üstündağ, age, sh. 378 Federal Mahkeme kararına atfen ).
Olayda davacı altın ve ziynet eşyalarının kocasında kaldığını ileri sürmüş davalı taraf ise, onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre, olağan olan bu çeşit eşyanın kadın üzerinde olması ya da evde saklanmış, muhafaza edilmiş bulunmasıdır. Diğer bir deyimle bunların davalı tarafın zilyetlik ve siyanetine terk edilmiş olması olağana ters düşer. Diğer taraftan altın ve ziynet eşyaları rahatlıkla saklanabilen götürülebilen nevidendir. Onun için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi tabiidir. Kadın evi terk ederken bunların zorla elinden alındığı ve götürmesine engel olunduğu gerçekleşmedikçe yukarıda açıklanan gerekçeler karşısında altın ve ziynetlerin evde kaldığını ispat yükü kadına düşer.
Olayda kadın, altın ve ziynet eşyalarının götürülmesine engel olunduğunu veya zorla elinden alındığını, daha önce de götürme fırsatını elde edemediğini ispat edememiştir. Hal böyle olunca davaya konu altın ve ziynet eşyalarının evde kaldığını düşünmek mantık dışı olur. Davacının delilleri altın ve ziynet eşyalarının evde kaldığını veya elinden zorla alındığını ispata yeterli olmadığına göre yapılacak iş: Davacı kadının kocasına ant yöneltme hakkı bulunduğu hatırlatılıp sonucu uyarınca uyuşmazlığı çözmekten ibarettir. Buna rağmen yukarıda yazılı ilkelerde hataya düşülerek sorumluluk kararı verilmesi Usul ve Kanun'a aykırıdır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
H.G.K.nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Davacı, dava dilekçesinde; ( ...Davalı kocasından 27.1.1976 tarihinde boşandığını...davalının, yedinde bulunan kendisine ait altın ve ziynet eşyalarını iade etmediğini... ) ileri sürmüş ve bunların aynen, olmadığı takdirde bedellerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ise; ( ...dava edilen eşyaların kendisi ile hiçbir ilgisi bulunmadığını davacının müşterek evi terk ederken ziynet eşyalarını da götürdüğünü.. )savunmuştur.
Yerel Mahkeme, ( ...ziynet eşyalarının aynen, olmadığı takdirde, bedelleri tutarı 18.550 liranın davalıdan tahsiline, gümüş şekerlik ve çay takımı hakkındaki isteğin reddine... ) karar vermiş; davalının temyizi üzerine, Özel Daire, yukarıya metni aynen alınan ilamiyle hükmü bozmuş, mahkeme, önceki kararında direnmiştir.
Dinlenen, davacı tanıkları; "dava dilekçesinde cins ve miktarı yazılı altın ve ziynet eşyalarının, düğünde davacıya takıldığını ve onun şahsi eşyası olduğunu; davacının evi terk ettiğinde bunları götürmediğini ve kocası davalının kasasında kilitli kaldığını kendilerine davacının söylediğini" bildirmişlerdir.
Davalının dinlettiği tanıklardan İbrahim Çakmak 30.6.1977 günlü oturumda verdiği ifadesinde; ( ...1975 yılını 1976 yılına bağlayan gece davalının evine oturmaya gittiğini... saat 24 sıralarında davacının eşyalarını almak üzere eve geldiğini söylediğini, elinde kadın el çantası olduğunu...davalı ile birlikte kasanın bulunduğu odaya gidip, orada bir süre tartıştıklarını...odadan çıktıktan sonra, davacının elindeki anahtarları kayınpederinin üzerine atıp gittiğini, sorduğunda, anahtarın kasa anahtarı olduğunu söylediklerini, kasaya baktıklarında, evrak ve dosyalar bulunduğunu gördüğünü; mücevherleri davacının alıp götürdüğünü söylediklerini, kendisinin, eşya alıp götürdüğünü görmediğini... ) bildirmiş; tanık Hasan Çokçetin ise, ( ...yılbaşı gecesi davalının evine oturmaya gittiğini, gece geç saatte davacının eve geldiğini, elinde kadın el çantası bulunduğunu, yatak odasında davalı ile bir süre münakaşa ettiklerini ve davacının çıkıp gittiğini; oturduğu yerden görünmediği için giderken elinde birşey olup olmadığını bilmediği gibi, dava konusu eşyaları alıp almadığını da görmediğini... ) söylemiştir.
Davalı tanığı Bahri Kovancılar; ( ...yılbaşı gecesi davalının evine oturmaya gittiğinde; aile fertlerinin kendisine, daha önce davacının geldiğini ve mücevherlerini alıp anahtarı da masanın üzerine attığını söylediklerini, kendisinin davacıyı görmediğini... ) beyan etmiş bulunmaktadır.
Davalı vekili, tanıkların bu beyanlarına karşı bir diyeceği olmadığını bildirmiştir.
Davacı da, 10.1.1977 günlü oturumda, ziynet eşyalarını kasada kilitli ve anahtarlar da davalı tarafta olduğu için almadığını, kasada kaldığını beyan etmiştir.
Görülüyor ki, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları ile dosyadaki delillerden dava konusu altın ve ziynet eşyalarının davacıya ait olduğu ve müşterem evdeki kasada muhafaza edildikleri anlaşılmaktadır. O halde, uyuşmazlık, davacının evi terk ederken bunları götürüp götürmediği noktasında toplanmaktadır.
Özel daire bozma ilamında belirtildiği veçhile, ziynet eşyalarının genellikle kadının üzerinde, yani onun zilyetliği altında bulunması normal ise de; dava konusu somut olayda bu eşyaların evdeki bir kasada saklandığı sabit olmuştur. Şayet bu kasanın anahtarı tek olup davalı kocanın yedinde bulunuyor ise, ( ...ziynet eşyasının saklanıp kaçırılmasının kolay olduğundan ve genellikle bu eşyaları kadının üzerinde taşıdığından ve bu durumda ziynet eşyasının kocanın zilyetliğine de geçmemesi nedeniyle evden ayrılma sırasında gizlice götürülmesinin mümkün bulunduğundan ve bu normal durumun aksinin ise kadın tarafından ispat edilmesi gerektiğinden ) söz edilmesi düşünülemez.
O halde, tarafların tanıkları tekrar celbedilip dinlenmek suretiyle, kendilerinden ( ...dava konusu ziynet eşyalarının muhafaza edildiği anlaşılan kasanın niteliği, kaç tane anahtarı bulunduğu, birden fazla anahtarı varsa davacıda da olup olmadığı; davacıda anahtar bulunmadığı gerçekleştiği takdirde, yılbaşı gecesi eve gelen davacının kasanın anahtarını kimden ve ne suretle aldığı ve özellikle, davacı kadının eve geldiği gece ziynet eşyalarının kasada bulunup bulunmadığı ve davacının bunları kasadan alıp almadığı hususunu kesinlikle bilip bilmedikleri ve ayrıca, davacının elindeki çantanın, dava edilen ziynet eşyalarını taşımaya elverişli olup olmadığı; bunlara ilaveten, davacının kasanın bulunduğu odada davalı kocası ile aralarında cereyan eden tartışmanın niteliği ve konusu ve yine davacının odayı terk ederken kayınpederine attığı anahtarlar içinde kasa anahtarının da bulunup bulunmadığı... ) yönlerinin, hiçbir kuşku ve tereddüdü gerektirmeyecek şekili ve kapsamda, ayrıntılı olarak sorulması, öte yandan, davalı tanıkları aynı yerde ve birlikte bulundukları halde, tanık Hasan'ın kasa ve kasa anahtarından söz etmemiş olmasının sebebi de kendisine açıklattırılmak suretiyle mevcut eksiklik ve çelişkinin giderilmesi ve ancak bundan sonradır ki, ispat yükünün hangi tarafa, düşeceği belirlenip, sonucuna göre yemin delili de gözetilmek suretiyle varılacak sonuç uyarınca gerekli karar verilmelidir.
Mahkemece, anılan bütün bu hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ve soruşturma ile önceki kararda direnilmiş olması Usul ve Yasa'ya aykırıdır. Bu nedenle, direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen sebeplerden dolayı ( BOZULMASINA ), oybirliği ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini