 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E:1981/1-439
K:1983/1254
T:02.12.1983
ÖZET : Üç Jeologtan oluşturulacak bir bilirkişi kurulu aracılığıyla 13.3.1972 gün 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulanan esas ve yöntemler gözetilerek mahallinde ferini ve jeolojik araştırma ve inceleme yaptırılıp, kıyı şeridi ve doldurulan yerler kesinlikle tesbit ettirilerek, ayrıntılı rapor alınmak ve ayrıca Yargıtay denetimini sağlayacak kapsamda bir kroki düzenlettirilip, ortaya çıkacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekir.
(YİBK., 13.3.1972 gün ve 7/4 s.)
Taraflar arasında "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Urla Asliye Hukuk Mahkemesi)'nce davanın kabulüne dair verilen 27.6.1979 gün ve 1976/259 - 148 sayılı kararın incelenmesi davacı tarafından istenilmesi üzerine; Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 20.11.1979 gün ve 1979/11843 - 13245 sayılı ilamıyla; (... Hükme dayanak yapılan 20.2.1979 tarihli uzman bilirkişi raporu açık ve ayrıntılıdır. Bu raporda yer alan açıklamalara ve bu bulgulara göre dava konusu edilen 98 parsel sayılı taşınmazın çizilen krokide kırmızı ile gösterilen kıyı şeridinin kuzeyinde kalan kısım için davanın reddi gerektiği düşünülmeden yazılı olduğu üzere 98 parsele ait kaydın tümünün iptaline karar verilmesi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davacı Hazine vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü
Mahkemece yaptırılan keşifte, 85 ve 100 parsel sayılı komşu taşınmazlar ve üzerinde bulunan yapılar röper alınmak suretiyle dava konusu 98 parselin kıyı sınırının saptandığı, krokinin ve bilirkişi raporunun incelenmesinden anlaşılmaktadır. Oysa böyle bir yöntemle kıyı şeridinin tesbitine ve uyuşmazlığın çözümüne imkan yoktur. Nitekim, jeolog mütalaası ferini bir incelemeye dayanmadığı gibi, ferini bir gerekçeyi de kapsamamaktadır.
Her ne kadar, 13.3.1972 gün ve 7/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, deniz kenarındaki kumlukların 775 sayılı Yasa uyarınca belediyelerin mülkiyetine geçip geçmediği hususu hakkındaki görüş ayrılığını gidermek amacı ile çıkarılmış ise de, sözü edilen kararda kıyı şeridinin tayini hususunda uygulanacak esaslar açıklanmış bulunmaktadır. Maddi duruma ilişkin bululan bu esasların davaya yol açan bu uyuşmazlık konusunda dahi gözönünde tutulmaları zorunludur (HGK. 24.12.1975 gün, 1973/8 - 659 E., 1668 K.).
O halde, mahkemece yeniden üç jeologtan oluşturulacak bir bilirkişi kurulu marifetiyle anılan İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulanan esas ve yöntemler gözetilerek mahallinde ferini ve jeolojik araştırma ve inceleme yaptırılıp, kıyı şeridi ve doldurulan yerler kesinlikle tesbit ettirilerek, tafsilatlı rapor alınmak ve ayrıca, Yargıtay denetimini sağlayacak kapsamda bir kroki düzenlettirilip, hasıl olacak sonuç uyarınca bir karar verilmek gerekir.
Mahkemenin, yetersiz incelemeye ve bilirkişi mütalaasına dayanarak önceki kararında direnmesi usul ve yasaya aykırıdır ve hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
Sonuç: Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve özel daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 2.12.1983 gününde oybirliğiyle karar verildi.