 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E:1981/1-284
K:1982/103
T:17.02.1982
- TASARRUF TETKİKLERİ
- UYUŞMAZLIK ÇÖZÜMÜ
* ÖZET: 2613 sayılı Yasanın 27. maddesi uyarınca Yargıtay'dan bozularak gönderilen ve kesinleşmemiş olan dava dosyaları kendiliğinden kadastro mahkemesine devredilir. Kadastro mahkemeleri kaldırılmakla bu halde mahkeme ara kararıyla davaya 2613 sayılı Yasa hükümlerine göre bakıldığını belirtip uyuşmazlığı anılan yasa hükümlerine göre çözümler.
(2613 s. KTTK m. 22, 27)
Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda (İslahiye Asliye Hukuk Mahkemesi) nce davanın reddine dair verilen 21.12.1979 gün ve 178-398 sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 10.6.1980 gün ve 6113-8044 sayılı ilamiyle; (...Dava 16.9.1950 tarih 31 numarada kayıtlı taşınmazın rızai taksim sonucu oluşan 29.11.1954 tarih 33-34 ve 35 numaralı tapu kayıtlarının iptali ile müşterekleri adına tescili isteğine ilişkindir. Mahkemece dava reddedilmiştir. Dava konusu taşınmaza kadastroca vaziyet edildiği, posta ekiplerince sınırı andırılması ve beyannamesi ikmal edildikten sonra komisyona verileceği, Kadastro Müdürlüğünün 25.9.1979 gün ve 455 sayılı yazılarıyla bildirilmiştir. Hal böylece olunca 2613 sayılı Yasanın 22/A ve 27 maddelerine göre uyuşmazlığın çözümü kadastro mahkemesine aittir. Bu nedenle davanın kadastro mahkemesinde görülmek üzere görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmeden, asliye mahkemesi sıfatiyle hüküm kurulması isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davacılar vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
2613 sayılı Yasanın 22. maddesinin (A) bendi hükmüne göre,Komisyonu, tetkiklerine semt, mevki ve mahalle itibariyle başlar. İşe başlamadan en az 15 gün evvel mutad vasıtalarla hangi tarihlerde nereleri tetkik edeceğini o yerde ilan eder ve belediyeye ve ihtiyar meclisine de haber verir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, aynen; "...22. maddenin (A) fıkrasına göre yapılacak ilandan sonra ve ilanda yazılı yerlerde gayrimenkul mallara taallük eden, kadastroyu ve tahriri alakalandıran her türlü ihtilafların halli kadastro mahkemelerine aittir. Mahkemelerce görülmekte olan veya yüksek selahiyetli mahkemelerden bozularak iade kılınan bu gibi hususlara ait dava evrakı da resen kadastro mahkemesine devrolunur..." denilmektedir. Ancak, kadastro mahkemeleri 5572 sayılı Kanunla kaldırıldığından, bu davalara da, o yer asliye hukuk mahkemesinde, 2613 sayılı Yasa hükümlerine göre bakılması gerekir. Görülüyor ki, 2613 sayılı Yasanın 22/A maddesi gereğince yapılacak ilandan sonra, davanın asliye hukuk mahkemesinde ve fakat sözü edilen yasa hükümlerine göre çözümlenip sonuçlandırılması gerekmektedir.
Yerel mahkemenin ilik kararı, az yukarıda değinilen (komisyon inceleme ilanından) önce verildiği için, davanın genel hükümlere göre görülüp karar bağlanmış olması doğrudur. Ne var ki, bu karar temyiz edilmiş ve temyiz incelenmesi sırasında, 2613 sayılı Yasanın 22/A maddesi gereğince ilan yapılmış ve komisyon incelemesi başlamış olmasına, dava devam ettiği sürece kadastro tahdidinin kesinleşmesinden de söz edilemeyeceğine göre, önceki kararda direnilmesinde isabet bulunmamaktadır. Çünkü, 2613 sayılı Yasanın yukarıda metni yazılı 27. maddesinde, Yargıtay'dan bozularak gönderilen ve henüz kesinleşmemiş olan dava dosyasının da, kendiliğinde (resen) kadastro mahkemesine devredilmesi öngörülmüştür. Kadastro mahkemeleri 5572 sayılı Kanunla kaldırıldığından, bu durumda mahkemece yapılacak iş; ara kararı ile, (davaya, 2613 sayılı Yasa hükümlerine göre bakıldığı) belirtildikten sonra uyuşmazlığı sözü edilen yasanın öngördüğü usul ve yönteme göre, anılan yasa hükümleri çerçevesinde çözümleyip sonuçlandırmaktan ibarettir. O halde, direnme kararı yukarıda yazılı nedenler bozulmalıdır.
Sonuç: Davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen sebeplerden dolayı, HUMK.nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 17.2.1982 gününde oybirliğiyle karar verildi.