 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1981/1200
K: 1982/132
T: 19.02.1982
DAVA : Taraflar arasındaki "Alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İSTANBUL 10. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 6.11.1980 gün ve 380/895 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 20.1.1981 gün ve 459-515 sayılı ilamiyle; (.. İş Kanunun 13/c. maddesinde "işverenin, işçinin ihbar önellerine ait ücretini peşin vermek suretiyle hizmet akdini fashedilebileceği" öngörülmüştür. Böylece ihbar tazminatı peşin ödenerek iş akdinin feshi halinde artık ihbar öneli içinde işçinin işveren ile ilişkisinden söz edilmez ve bu öneli hizmet süresine eklenemez. Bu nedenle önel içinde yürürlüğe giren TİS ücret zamları ile diğer sosyal yardım artışları ihbar ve kıdem tazminatına yansıtılamaz. Mahkemenin aksi görüşle isteği hüküm altına alması bozmayı gerektirmiştir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; Mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :
KARAR : Davalı işverenin 22.1.1978-21.1.1980 döneminde yürürlükte bulunan TİS'nin suçsuz çıkarmalarla ilgili 10. maddesine dayanarak rasyonalizasyon ve ve kısmen da otamasyon sebebiyle ihbar ve kıdem tazminatlarını peşin ödemek suretiyle davacı ve diğer bir kısım işçilerin işlerine 31.10.1978 tarihinde son verdiği anlaşılmıştır.
İşine bu şekilde son verilen davacı, iş akdinin, feshin ihbar ile son bulmayıp ihbar önellerinin geçmesinden sonra sona ermesi gerektiğini ileri sürerek söz konusu dönemde TİS'nden doğan ücret artışı ve sosyal hakların ihbar ve kıdem tazminatına yansımasından ileri gelen alacağının dava dilekçesinde belirlenen kesiminin davalı işverene ödetilmesini istemektedir.
1475 sayılı İş Kanununun 13. maddesinin 3. fıkrasının "işveren, işçinin ihbar önellerine ait ücretini peşin vermek suretiyle hizmet akdini fashedebilir" hükmü uyarınca hizmet akdini ihbar ve kıdem tazminatını peşin ödemek suretiyle bozabilir. Hukuki niteliği itibariyle bozucu yenilik doğuran haklardan olan bu yoldaki irade açıklaması karşı tarafın kabulüne bağlı olmaksızın hukuki sonçlarını doğurur. Öyle ise ihbar ve kıdem tazminatı peşin ödenmek suretiyle hizmet akdinin bozulmasına ilişkin irade açıklamasıyla hizmet akdi son bulmuş olacağından, artık ihbar önellerini kapsayan devreden toplu sözleşmede öngörülen hakların davacıya uygulanması söz konusu olamaz. Hukuk Genel Kurulunun 24.4.1981 gün ve 1979/9-166-307 sayılı kararında da aynı hukuki görüş benimsenmiştir.
Dava dilekçesinde TİS'ne aykırı davranıldığı da ileri sürülmüş ise de, sözleşmenin suçsuz çıkarmalarla ilgili 10/B-2, maddesinde ".. işveren isterse işçinin ihbar önellerine ait ücretini peşin ödemek suretiyle önelin başlangıç tarihinde işten çıkarılma işlemi yapabileceği.." hükme bağlandığına göre, olayda sözleşmeye aykırılık da görülmemiştir, o halde, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının özel daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.2.1982 gününde oybirliğiyle karar verildi.