 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1981/1042
K: 1983/173
T: 23.02.1983
DAVA : Taraflar arasındaki "Alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İSTANBUL Asliye 1. Ticaret Mahkmesince davanın kabulüne dair verilen 2.7.1980 gün 1979/126-1633 sayılı kararın inclenmesi davalı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 14.11.1980 gün ve 1980/2118-2361 sayılı ilamıyla; (..İddia 26.1.1978 günü imzalanan eser sözleşmesinden sonra pek çok mala Devlet'ce zam yapıldığından ve 14.7.1978 tarih ve 7/15990 sayılı Kararname ile de değişmez birim fiatlarla ihaleye çıkartılmış ve sözleşmeleri yapılmış işlerde 1978 ve sonraki yıllarda devam edilecek faaliyetler için yeni birim fiatlar saptandığından bu yeni birim fiatlarının hukuki ilişkide uygulanması gerektiğinde toplanmaktadır.
Oluşta: Yüklenici işe devam ederken 30.7.1978 tarih ve 16362 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 14.7.1978 tarih ve 7/15990 Sayılı Kararnamenin yüklenilen işde uygulanıp uygulanamayacağı sorununun çözülmesi gerekmektedir.
7/15990 Sayılı Kararname ile zam verilmesi kamu kuruluşlarının takdirine bırakılmıştır. Sözü dilen kararname hükümleri, tüm özel hukuk alanına giren çekişme konusu eser sözleşmesini, tarafların ortak iradeleri dışında etkilemez. Zira kararnamenin birinci maddesinden de anlaşıldığı gibi bu kararname ile hükümet iş sahibi durumundaki kendi kuruluşlarına (7/13221 Sayılı Kararname uyarınca değişken birim fiatlarla ihaleye çıkarılmış işlerde sözleşmeleri yapılmış veya yapılacak olanlarından, 1978 ve ileriki yıllarda da devam edecekler için aşağıda belirtilen kurallarla yeni birim fiatlar saptamaya ve birim fiat artış yüzdesi uygulamaya yetkilidirler) iradesini sevk etmiş bulunmaktadır.
(Yetkili) kılma kavramı emredici (buyurucu) bir nitelikten ziyade zam verilmesini kuruluşların takdirine bırakma, (takdirde serbest bırakma) niteliğini taşımaktadır.
İdarenin kamu hukuku alanındaki işlem, idari karar ve tasarrufları yanında özel hukuk alanında da hukuki işlem ve ilişkileri mevcuttur.
Eser sözleşmesinin yapımı, özel hukuk ilişkisidir. Öyle ise, yapılmasında olduğu gibi değiştirilmesinde veya bozulmasında yine yanların müşterek irade ve rızalarına ihtiyaç vardır.
Bu genel açıklamaya, davalı Sular İdaresinin 2226 ve 3359 sayılı Kanunların tanıdığı hak ve imtiyazlarla kurulmuş ve bir kuruluş olduğu kabul edilerek, bu sözleşmenin özel hukuk alanında borç ilişkisi ve sonuçlarını yanların ortak iradeleri ile yansınttığı düşünüldüğünde, yüklenici sözleşmenin 5. maddesi ile birim fiatların oluşunu sağlayan tüm ögelerde, her ne çeşit olursa olsun sözlşm koşullarına ve birim fiatlarına etkisi olamayacağını kabul etmiş olup, ek şartnamelere de bu doğrultuda hükümler konmuştur. Bu hal dahi yeni bir istemde bulunma hakkını bahşetmez.
Taraflardan birisi kamu kuruluşu veya özel kuruluş yahut kişi olan bir sözleşme hükmünün değiştirilmesi veya ortadan kaldırılması, sözleşme taraflarının irade ve yetkisi içindedir. Anlaşma dışında kalan Bakanlar Kurulunun bir hükümet tasarrufu olan böyle bir kararname ile özel hukuk alanına müdahale etmesi ve iş sahiplerine daha fazla bir para ödeme yükümlülüğü yüklenmesi söz konusu olamaz..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Temyiz Eden: Davalı vekili
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki kanıtlara, gösterilen gerektirici nedenlere ve özellikle, taraflar arasında değişmez birim fiatlarına göre yapılan sözleşme koşulları uyarınca esasen fiyat farkı istenemeyeceğine; öte yandan, davacı yalnız ve sadece 14.7.1978 gününde çıkarılan 7/15990 sayılı Kararnameye dayanarak ve bu Kararnameden doğan alacaklarından bir bölümünün ödetilmesini istediğine ve Borçlar Kanunun 365/2. maddesinden kaynaklanan bir istek ileri sürmemiş olması itibariyle, davada bu madde hükmünün uygulanması olanağı bulunup bulunmadığının tartışılmasına gerek olmadığına ve esasen Yargıtay uygulamasının bir sapma göstermeksizin öteden beri aynı doğrultuda devam edegelmekte bulunmasına (HGK. 22.1.1958 gün, T/1 E, 7 K; HGK. 2.4.1975 gün, T/569 E., 432 K. HGK. 7.5.1975 gün, 15/32 E, 2050 K., HGK. 7.10.1975 gün, 15/3502 E. 778 K. HGK, 12.10.1975 gün, 15/3615 E. 784 K.; HGK. 16.6.1978 gün, 3552 E., 672 K; Yg. 11. Hukuk Dairesinin 12.2.1976 gün, 161 E. 772 K.; 11. H.D. 26.6.1978 gün 3352 E.; 3442 K. sayılı kararları), bilimsel görüşlerin de aynı doğrultuda olmasına (Haluk Tandoğan-Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi-Haziran 1981, sayı; 1 sayfa 51 Vd), (Yaşar Karayalçın-aynı dergi; sayfa 67 Vd.), (Haluk Tandoğan-Borçlar Hukuku-Özel Borç İlişkileri-Cilt: 2, Ankara 1982, sayşfa 118 Vd.) göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.1.1983 gününde yapılan görüşmede yeterli çoğunluk sağlanamadığından 23.2.1983 gününde oyçokluğu ile karar verildi.