 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1981/1031
K: 1984/119
T: 17.02.1984
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Asliye 2. Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 19.1.1981 gün ve 144-98 sayılı imaliyle; (..Mahkemece, davanın reddedilmesinde Adli Tıp Uzmanı Dr. (M.D.D'den alınan 17.7.1980 günlü rapora dayanılmıştır. Raporda ise, kazayı yapan (A.D.)'in muayenesi ile varılan sonuç söz konusu olmayıp, yoldan geçen bir arabadaki tanıklarla kazayı yapan otomobilden sağ kurtulan bir tanığın beyanı ile (A.D.)'in alkol etkisi ile kazayı yaptığı sonucuna varılmıştır.
Oysa, her içki almak sarhoşluğu tevlit etmeyeceği gibi, kazanın alkol etkisi ile vuku bulduğu sonucuna şahadetle varmakta her zaman mümkün olamaz. Kaldı ki, dosyaya celp edilen hazırlık soruşturma evrakı içinde bulunan ve olayın hemen arkasından alınan Şişli Çocuk Hastanesi Doktoru (A.T.)'in olay sırasında alkollü dahi olmadığı kesin suretle kabul ve belirtilmiştir. Bu raporun aksine 4 sene sonra alınan ve tanıkların beyanına dayanan bir raporla sabit olduğunu kabul etmek hayat deneyleri ve olayların akışına aykırı düşer. Bu itibarla, davalı sigorta şirketi 4/6. maddesindeki teminat dışı kalan alkol etkisi ile (A.D.)'in olayı yaptığını ispat edememiştir.
Bu bakımdan işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde reddi yolunda hüküm kurulması doğru görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davacı vekili
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :
KARAR : Dava, davalı sigorta şirketine sigortalı otomobilin kaza sonucu tam hasara uğraması nedeniyle, sigorta bedeli (150.000) liranın davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
Davalı şirket, (..olay sırasında aracı kullanan (A.D.)'in alkollü içki almış olduğunu; kazanın, sürücünün alkol almasının etkisi ile meydana geldiğini, Motorlu kara Taşıt Araçları Kasko Sigortası Genel Şartlarının '/b bendi hükmü gereğince bu halin sigorta teminatı dışında kaldığını..) ileri sürerek, davacının sigorta tazminatı talep edemiyeceğini savunmuş ve delil olarak C. Savcılığının 1976/664 sayılı hazırlık evrakına dayanmıştır.
Taraflar arasında düzenlenmiş olan sigorta poliçesinin 4. maddesinin (b) bendinde "sigortalı aracı kullananın alkollü içki ve uyuşturuca maddeler tesiri altında bulunmasından ileri gelen ziya ve hasarlar-" sigorta teminatı dışında bırakılmıştır.
TTK.nun 1281/2 maddesine göre, sigortacının mesul olduğu rizikolardan biri sigorta poliçesi hükmünden istisna edilmişse, vaki hasarın istisna edilen rizikolardan doğduğunun ispatı sigortacıya aittir. O halde bu davada, sigortalı araçtakı hasarın sırf alkollü içki alınmış olması nedeniyle meydana gelip gelmediği ve bunun kanıtlanıp kanıtlanmadığı üzerinde durulması gerekmektedir.
Hazırlık evrakı arasında mevcut 27.4.1976 tarihli Trafik Kaza Tesbit Raporunda; olay tarihinde gece saat 02.00 sıralarında Levent istikametinden Şişli Cihetine doğru seyreden ve sür'atini yola ve trafik durumunun icap ve şartlarına göre ayarlayamayan araç sürücüsünün, hadise yerinin hafif sola virajlı olması nedeniyle direksiyonu toparlayamadığı ve yolun sol tarafında bulunan Gayrettepe üst geçidinin beton ayağına çarparak, arka kanepede oturan (E.)'in ölümüne ve yanında oturan (B.)'in yaralanmasına sebebiyet verdiği ve kendisinin de ifadesi alınmadan kaldırıldığı Şişli Çocuk Hastenesinde vefat ettiği ve o anda yapılan muayenesinde motorlu aracın herhangi bir teknik arızasının bulunmadığı tesbit edilmiştir.
Hadisenin tek görgü tanığı (B.); olay gecesi Yeniköy'deki gazinoda (A.) ve (E.) ile birlikte içki içip yemek yedikten sonra Şişli'ye dönerken, arka sırada oturan (E.) ile konuştuğu sırada, bir ara önüne baktığında köprü ayağını gördüğünü ve (A.)'i ikaz ederken arabanın beton kolonlara vurduğunu ifade etmiş, herhangi bir dış tesir ile kazanın oluştuğundan bahsetmemiştir. Tanık (N.), kaza yapan davacıya ait aracın, Levent'te 120 km. sür'atle sağından geçtiğini bildirmiştir. Adı geçenlerin gazinoda içki içtiklerini gösterir bir fotoğraf da olayı müteakip araçta bulunmuştur.
Trafik kazası sonucu ağır kafa ve göğüs travması geçirmiş ve göğüs kafesi kırılmış (A.)'in koma halinde saat 03.00'te nöbetçi doktor ve ilgili personel tarafından telim alınıp, 1392 sayılı protokolle Şişli Çocuk Hastanesinin (lll. H.P.) servisine yatırıldığı, hayati tehlikenin mevcut olduğu ve kat'i raporunun tedavi sonucu verileceği geçici rapora yazıldığı halde, aynı gün 3258 sayılı protokolle yapılan muayenesinde "koklamakla yapılan muayenesinde alkol kokusu tesbit edilemedi" şeklinde Dr. (A.T.) imzasıyla ayrı rapor düzenlendiği ve form yazı dışına "saat 03.00" yazıldığı, sözü edilen geçici raporun sonucunun alınmadığı ve yaralının ne zaman vefat ettiğinin de sorulmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan bu duruma göre, kazanın bir sürücü hatasından kaynaklandığı tartışmasızdır. Olayın vuku buluş tarzı, hazırlık tahkikatı dosyası içeriği ve bu konuda mütelaasına başvurulun adli tıp mütehassısı Dr. (M.D.)'in görüşü birlikte değerlendirildiğinde, kazanın oluş nedeni bakımından klinik bir muayeneye dayanmayan 27.4.1976 gün ve 3258 sayılı rapora dayanmak mümkün değildir.
Bu itibarla, Şişli Çocuk Hastanesinin 27.4.1976 tarih ve 1392 protokol sayılı geçici raporunu müteakip ilgili serviste yapılan müdahale ve tedavi sonucu ile yaralının ne zaman vefat ettiği, ayrıca aynı gün 3258 Pr. sayılı ile yaralıya hangi poliklinikte alkol muayenesinin yapıldığı ve (A.T.) adında o tarihte hastanede nöbetçi doktor olup olmadığı sorulup araştırıldıktan sonra, aracın şehir içinde o saatlerde seyrettiği sür'at ve sair hususlar gözönünde bulundurularak, kazanın meydana gelişinde aracı kullananın aldığı alkolün derecesinin gerek refleksler ve gerekse görüş ve direksiyon hakimiyetine tesir ediş derecesi, diğer bir deyişle bu kazanın yukarıda da işaret edildiği veçhile alınan alkolün tesiri ile meydana gelip gelmediği yönü ile yukarıda değinilen muayene raporları da ayrıca bir değerlendirmeye tabi tutularak bir trafik uzmanı ile asabiye mütehassıslarından oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulundan rapor alınması ve ona göre sigorta poliçesinin 4/b maddesi hükmünün değerlendirilmesi gerekirken, noksan araştırma ve yeterli olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak davanın reddi usul ve kanuna aykırıdır. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, birinci görüşmede çoğunluk sağlanmadığından, 17.2.1984 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğuyla karar verildi.