 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1981/330
K: 1981/407
T: 07.12.1981
DAVA : 274 sayılı Sendikalar Kanununun 19. maddesine muhalefetten sanıklar E. ve N.K. nun aynı kanunun 31/3 ve 5435 sayılı yasanın değişik 2. maddeleri uyarınca 2500'er lira ağır para cezası ile tecziyesine dair Ankara 5. Sulh ceza Mahkemesinden verilen ve kesinleşmiş bulunan 28.1.1981 gün ve19/142 sayılı kararın, CMUK.nun 343. maddesi uyarınca bozulması, Yüksek Adalet Bakanlığının 12.8.1981 gün ve 48796 sayılı yazılı emirlerine atfen, C. Başsavcılığının 14.8.1981 gün ve 1959 sayılı tebliğnamesiyle istenmiş, 9. Ceza Dairesi 15.9.1981 gün ve 2869/2819 sayılı kararı ile (... yazılı emirle bozma halinde ittihaz olunacak kararların nitelik ve sonuçları CMUK.nun 343. maddeside tahdidi ve tadadi olarak gösterilmiştir. TCK.nun 119. maddesi ile yapılacak uygulamaya ilişkin bozma usulün 343. maddesinde belirtilen kararlardan herhangi birinin ittihazına imkan verecek nitelikte değildir...) gereçesi ile istemi reddetmiştir.
C. Başsavcılığının CMUK.nun 322. maddesi uyarınca Özel Daire kararına (... CMUK.nun değişik 386. maddesine istinaden ceza kararnamesi ile ittihaz olunan hükmün hukuki değerden yoksun ve bu nedenle davanın esasını halletmeyen mahkeme kararı netiliğinde kabul edilerek usulün 343/Son maddesi uyarınca yeniden yapılacak tetkik ve tahkik neticesine göre icabeden karar verilmek üzere bozulması gerektiği..._ istemini bildiren 23.10.1981 gün 981/58 sayılı itiraznamesiyle dosyanın birinci Başkanlığa gönderilmesi üzerine Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Sanıkların eylemi 274 sayılı Yasanın 19. maddesi dolayısıyle 31/3. maddesine muhalefetten ibaret, münhasıran para cezasını müstelzim ve bu itibarla TCK.nun 119. maddesinin tatbikinin zorunlu olduğu bir olaya ilişkindir.
İddianame ile 21.1.1978 de dava açılırken o tarihte yürürlükte bulunan ceza mahkemeleri usulü kanununa 1696 sayılı kanunla eklenen 5 ile 9. maddeleri gereğince işlem yapılmamıştır. Yani; hareketlerine uyan maddede yazılı para cezasının aşağı haddini 10 gün içinde merciine ödemeleri ödedikleri takdirde haklarında kamu davası açılmayacağı; ödenmediği takdirde dava açılır ve sabit görülürse tayin edilecek para cezasının yarı nisbetinde artırılacağı, C. Savcılığınca sanıklara tebliğ edilmeden dava açılmıştır. Bu arada TCK.'nun 119. maddesi 2370 sayılı yasa ile değiştirilmemiş olsaydı tayin edilecek cezaların arttırılması cihetine gidilmeden mahkumiyet hükmü kurulabilecektir.
Halbuki henüz karar verilmeden, 10.1.1981 tarihinde yürürlüğe giren 2370 sayılı Yasanın geçici maddesiyle (bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, CMUK.nun bu kanunla kaldırılan ek 5-9. maddelerindeki haller ayrık olmak üzere bu kanunun birinci maddesi ile değiştirilen TCK.nun 119. maddesi kapsamına giren bir suçtan dolayı açılmış bulunan davalarda sanığın sorgusunun yapılmış olması, anılan madde hükümlerinin uygulanmasına engel olmaz...) hükmü getirilmiştir. Karar tarihi olan 28.1.1981'de yasanın bu yeni hükmü yürürlükte ve sanıklar hakkında uygulanması zorunlu bulunmaktadır. Buna rağmen madde gereği yerine getirilmeden duruşmaya devamla esas hakkında hüküm kurulmuştur. Böylece; kurulan hükümde sonuca etkili ve önemli usulü bir hatanın varlığı kuşkusuzdur. 26.10.1932 gün ve 29/12 sayılı Tevhidi İçtihat Kararında (...hükme müessir olan usulü hatalardan dolayı yazılı emir verileceği...) kesinlikle belirtilmiş bulunduğundan itiraz bu yönü ile varittir. Yazılı emrin Özel Dairece kabulü yerine yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesi yasal değildir.
İtiraz yazısında belirtilen 2. husus ise; (... mahalli mahkemece kurulan hüküm hukuki değerden yoksundur. Bu nedenle davanın esasını halletmeyen mahkeme kararı niteliğinde kabul edilerek CMUK.nun 343./son maddesi uyarınca yeniden yapılacak tetkik ve tahkik neticesine göre karar verilmek üzere...) yazılı emrin kabulü gerektiği yönüne ilişkindir.
Yargılama aşamasında yukarıda belirtilen esasa etkili usuli bir hata yapılmış olmasına rağmen nihai bir hüküm kurulmuştur. Kurulan bu hükmün mahkumiyete mütedair olması, davanın esasına taallük eden yeni davaya ve yargılamaya nihayet veren sonuçlandırıcı kararlardan bulunması sebebiyle CMUK.nun 343/Son maddesinin olayımızda uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu nedenle tekriri muhakemeye yeniden tetkik ve tahkik yapılmasına olanak yoktur. itirazı bu yönü ile varit değildir.
Bu itibarla birinci bölümünde açıklanan nedenler yerinde olduğundan itirazın kısmen kabulüyle Özel Dairenin 15.9.1981 tarih 2869/2819 sayılı emirle bozma isteğinin reddine mütedair kararın kaldırılmasına, Ceza kararnamesi yoluyla kurulan Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesinin 28.1.1981 tarihli kararın BOZULMASINA ve hükmolunan cezaların çektirilmemesine karar verilmelidir.
SONUÇ : Sonuca etkili esaslı usuli hatalardan yazılı emir verileceği cihetle itirazın yazılı emrin kabulü gerektiğine ilişkin kısmının kabulüne, 9. Ceza Dairesinin 15.9.1981 tarih 2869/2819 sayılı red kararının kaldırılmasına itirazın tekriri muhakeme yapılmasına ilişkin bölümün REDDİNE, CMUK. nun 322. maddesinin verdiği yetkiye müsteniden aynı yasanın 343/111-1. maddesi uyarınca Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesinin 28.1.1981 gün ve 19/142 sayılı kararname ile hükmedilen sanıklar N. ve E.K. haklarındaki cezaların çektirilmemesine 7.12.1981 gününde oybirliğiyle karar verildi.