 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1981/32
K: 1981/107
T: 30.03.1981
DAVA : İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Enstitüsü öğretim görevlisi Nihat Erölçer, Asistan Erol Özkartal ve Mehmet Güney tarafından düzenlenen 10.10.1977 tarihli otopsi raporunda; "Kimya Şubesince karnında % 265 mg. alkol tesbit edildiği bildirilen, ölmeden önce aldığı alkolün miktarına göre, tam sorhoşluk hissi ve psişik karışıklık, his ve muvazene bozukluğu, hissiyetsizlik, intizamsız konuşma halinin bulunması gerektiği" belirtilen öldürülen öldürülen, araları açık bulunan ve aynı apartmanda oturan sanığa 17 cm. namlu uzunluğunda, ağaç kabzalı, kasap bıçağı ile saldırarak koltuk altı ve başından 15 gün iş ve gücünden kalacak şekilde yaraladığı esnada, öldürülenin elinden bıçağı almayı başaran sanığın aynı anda muhtelif yerlerinden yaralayıp akçiğer, kalp ve karaciğer delinmesi nedeniyle, iç kanama sonucu ölümüne sebep olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda anılan otopsi raporunda; (öldürülene, dört defa kesici-batıcı alet yarası ika edilmiş olup, sağ pazu 1/3 üst dış yandan giren kesici-batıcı aletin, cilt altından seyirle üst kısmından çıkmış olduğu, öldürücü nitelik taşımadığı; yine sağ koltuk altındaki kesici-batıcı alet yarasının da öldürücü nitelik taşımadığı; sol meme hattının üçüncü kot ile kesiştiği hizdan giren kesici-batıcı aletin meydana getirdiği yaralardan her ikisinin de öldürücü nitelikte bulundukları ... oksipital bölgedeki ve sağ parietal bölgedeki raddi, yaraların, öldürücü nitelik taşımadıklarıın tesbit edildiği) anlaşılmıştır.
Meşru müdafaa; bir kimsenin ağır ve haksız bir tecavüzü kendisinden veya başkasından uzaklaştırmak amacı ile, gösterdiği zorunlu tepkidir. Kendi veya başkasının şahsında haksız bir tecavüze uğradığı için, mukabelede bulunan şahıs, tecavüzü uzaklaştırmak amacı ile uzaklaştırmaya yetecek ölçü ve oranda kuvvet kullanarak başka bir şekilde korunmayacak bir hakkı bizzat korumaktır (Dönmezer-Erman, Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku, 5. Bası, Cilt 2, S.110).
Yukarıda ayrıntılarıyla açıklanan olayımızda ise; nefesine karşı vukubulan haksız bir saldırıyı, o anda def'etmek zorunluluğu ile işlediği bu suçta sanık, sarhoş halde bulunan öldürülenin elinden bıçağını aldıktan sonra onun hayati organlarının bulunmadığı vücut bölgelerini hedef alarak, bu bıçağı kullanması veya bir bıçak darbesiyle yetinmesi mümkün iken; zaruret sınırını aşmış ve karşısındakini bıçaklayarak öldürmüş bulunmasında göre; sanığa TCK.nun 49. maddesinin değil 448, 50. maddesinin uygulanması gerektiğinden, müdahil ve C.Savcısının temyiz itirazlarının bu nedenle kabulü ile, yerel mahkeme direnme hükmünün değişik gerekçe ile bozulmasına karar verilmelidir (Oyçokluğu ile).