 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1981/257
K: 1981/326
T: 05.10.1981
DAVA : 7129 Sayılı Kanuna mahalefetten sanık Behattin Yalçın ve sutafa Arslan'ın beraatlerine adir Ankara 8. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 31.12.1979 gün ve 628/780 sayılı hüküm müdahil vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesince incelenerek bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 24/9/1980 gün ve 348/450 sayılı son hükmün Yargıtayca incelenmesi müdahil vekili tarafından süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş, koşulu da yerine getirilmiş olduğundan, dosya C.Başsavcılığının hükmün bozulması istemini bildiren 23.6.1981 gün ve 7/2387 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 7129 sayalı Bankalar Yasasına yakırı davranışta bulunmaktan sanık Bahattin, Yalçın, Mustafa Aslan ve Hakkı Yılmaz'ın beraatine ilişkin hükmü, Özel Daire;
1.A) 71a29 sayılı Bankalar Yasasının suç tarihinde yürürlükte olan 26. maddesinde, resmi, ticari, Bankalar ve tasarruf mevduatı ayrı ayrı tarif edilmiş, bunları yekdiğerinden ayırmağa, vadeli ve vadesiz olarak bir tasnife tabi tutmağa bankalar mecbur tutulmuştur. Madde açıklığına göre bankalar, mevduatı sözü edilen 4 gruba ayırmak zorunluluğundadırlar. Yasanın 68. maddesinde ise; (26. maddede yazılı mükellefiyeti ve mecburiyetleri yerine getirmeyen) görevliler için ceza sorumluluğu getirmiş olduğu halde suç mevduatı yasanın 26. maddede tanımı yapılan gruplara göre mecburiyetine uyulması halinde teşekkül ve tekevvün etmektedir.
Kanunla kurulmuş içtimai sigorta müesesesi olması hesabiyle mevduatının resmi mevduat olarak ayırıma tabi tutulmasında kuşku olmayan Sosyal Sigortalar Kurumuna ait 16.6.1978 ve 28.6.1978 tarihlerinde açılan yüzer milyon liralık iki hesap yasanın Sair hükmüne rağmen resmi mevduat yerine tasarruf mevduatı içinde gösterilmiş, ancak bankalar yeminli mürakıbının tespit ve ikazı sonucu 17.10.1978 tarihinde resmi mevduata intikal ettirilmiştir. Bu durumda yasanın 26. maddesindeki mecburiyete riayet edilmediği, şekli nitelikteki suç oluştuğu halde, bilirkişi heyetlerinin resmi tasarruf mevduatının değişik konularda karşılaştırılması sonucu sağladığı faydalarla tevlit etmesi bu temel mahsurlar da hiç bir değişik meydana getirmediği, özel kastın aranması gerektiği, tefsir hatası ve yanılma gibi nedenlerle sanıkların yasanın 26. maddesine aykırı bir fiilleri bulunmadığı görüşüne dayalı kanaatleri alınarak:
B) Bankalar Yasasının 44. maddesinde hakiki veya hükmi bir şahsa verilen çek, nakit, mal, kefalet, temine teşkil ve mahiyetinde veya herhangi şekil ve suretteki kredilerin miktarları, açılma koşulları açıklanmakta, 68. maddesinde de bu mecburiyete riayet edilmemesi hali cezalandırılmaktadır. Burada önemli olan husus, herne nam altında olursa olsun hakiki veya hükmi bir şahsa açılacak kredinin yasada gösterilen miktar ve koşullara uygun olarak açılması ve bu miktarın aşılmamasıdır. Yetkili kılındığı miktardan fazla kredi açılması, miktar açılması yapılması, koşulları aranmadan kredi verilmesi gibi haller bu maddeye aykırılık teşkil edecektir. Yasanın 44. maddesine aykırı olarak gerek otorize kredilimitleri gerekse şube kredi açma yetkisi üstünde kullandırmak suçu, kredinin açılması ve açılan kredinin açılması ile teşekkül etmektedir. Yeminli bankalar murakıbı ile bilirkişi heyetleri raporlarında muhtelif firmalara açılan kredi limitlerinde aşım olduğu açıklanmasına rağmen, limit haddinin artırılmış, kredi aşımlarının ehemmiyet kazandığı haller kısa sürede ilave kredinin sağlanmış olması nedenlerine dayanan bilirkişi mütalaasına itibar edilerek;
C) Bankalar Yasasının 45. maddesinde açık (şahsi teahhüde istinat eden tek imzalı) kredilerin açılmasına yetkili kılanan merciler ve kredi miktarları gösterilmiştir. 45. maddesiyle yasa, açık kredi açma yetkisini değişik miktarlara göre bankaların umum müdürlük,idari komitesi, idare meclisi organlarına vermiş, şube görevlilerine bu hususta bir yetki tanımamıştır.
Yasanın 68. maddesinde bu mecburiyete riayet edilmesi hali ceza yaptırımı altına alınmıştır. Koşullarına uyfun olmayan kredilerin açılması, kredi miktarında aşım yapılması, yetkili kılınmayan mercilerin açık kredi kullandırması gibi durumlar 45. maddenin getirdiği mecburiyetlere aykırı eylemlerdir. Otorize açık kredisi olmayan firmaya ait 2.500.000 liralık çekin 31.7.1978 tarihinde ödendiği, Bahçekapı İstanbul Şubesinin 4.8..1978 günlü bazısı üzerine çek karşılığının olmadığı 9.8.1978 tarihinde öğrenildiği halde, karşılıksız çekin 29.9.1978 tarihine kadar senetler cüzdanında bekletildiği, bedelinin ancak bu tarihte tahsil edilebildiği, bu süre zarfında firmanın 780/87 sayılı ticari mevduat hesabından çeşitli ödemeler yapıldığı gibi karşılıksız olduğu öğrenildikten sonra dahi çek bedelinin hesaba alacak yazıldığı anlaşılmaktadır.
Şu halde ticari hesabın alacak bakiyesi vermeye başladığı 11.9.1978 gününe kadar firmaya yetki dışında açık kredi kullandırıldığı, bu suretle de yasanın 45. maddesine aykırı davranıldığı nazara alınmadan, bankanın firmaya güvendiği, çekin karşılıksız olmasından dolayı şikayette bulunmadığı, çek bedelinin keşidecisinden tahsilinin imkan dahilinde olduğu sebeplerin istinad eden bilirkişi heyetlerini görüşü kabul edilerek 7129 sayılı yasanın 26,44, 45. maddelerine aykırı eylemlerden dolayı yazılı şekilde hüküm kurulması;
2- Bankalar yeminli mürakıbının raporunda, Bankalar Yasasının 38. maddesine aykırı eylemlerinden dolayı şube müdürü Bahattin Yalçın ile yönetim kurulu üyeleri sorumlu olarak gönderilmiş, 25.2.1979 günlü iddianamede ise idare meclisi üyeleri hakkındaki evrakın tefrik edildiği belirtilmiş, dosyada mevcut yazı münderecatından da bu evrakın tefrik edildiği evrakın 15.2.1979 tarihinde İstanbul C.Savcılığına gönderildiği anlaşılmıştır. Aynı suçtan yargılanan kişilere ait davalarda fiili ve hukuki bağlantı olması nedeniyle İstanbul C.Savcılığına gönderilen evrak akibetinin araştırılması, celp ve tetkiki dava açılmış ve henüz sonuçlanmamış ise dava dosyalarının birleştirilmesi gerektiğinin düşünülmemesi) isabetsizliğinden oybirliği bozulmuş, Yerel mahkeme ise bilirkişi raporlarında sanıkların üzerlerine atılan suçların yasal öğelerinin oluşmadığı yolundaki görüşüne dayanarak beraet hükmünde direnmeye karar verilmiştir.
Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre sanıkların üzerine atılan ve 7129 sayılı Bankalar Yasasının 26, 44, 45 ve 38. maddelerine aykırılık teşkil eden eylemlerin oluştuğunu kabül ve bunu açık biçimde ifade eden bozma nedenleri yerinde olup uyulması lazım gelirken direnme kararı verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme hükmünün istek gibi BOZULMASINA, depo parasının geri verilmesine, 5.10.1981 gününde oybirliğiyle karar verildi.