 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1981/185
K: 1981/245
T: 15.06.1981
DAVA : Yetkili mercilerin emirlerine uymamaktan sanıklar Ruhi Ulu, Mustafa Çelenek, Nuri Kılıç, Ahmet Hamdi Aslan, Mehmet Emin Akbulut, Kemal Apaydın ve Orhan Seyfi Bahşiş'in, TCK.nun 526/1. 59. maddeleri uyarınca takdiren ve teşdiden 5'er ay hafif hapis ve 2.500'er lira hafif para cezası ile tecziyelerine ilişkin hüküm, Özel Dairece: (İlçedeki tüpgaz sıkıntısının giderilmesi için mutad alım mahalli dışındaki bir rafineriden getirilen sıvılandırılmış petrol gazını nakliye ücretinin de ilavesi suretiyle Belediye Encümenince tesbit edilip, Enerji ve Tabii ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca saptanan yerel satış fiyatlarını bu nedenle aşan fiyatlar üzerinden satan sanıkları, sözü edilen encümen kararına uymuş olmaları takdiri tahfif sebebi sayılarak haklarında TCK.nun 59.maddesi uygulandığı halde oluş ve kabule uymayan yazılı gerekçe ile ve takdirde hataya düşülmek suretiyle maddedeki üst sınır üzerinden ceza tayini) isabetsizliğinden bozulmuştur.
KARAR : Yerel Mahkeme ise: (Sanıklara üst sınır üzerinden ceza tayin edilmesinin gerekçesinin kararda açıkça gösterildiğini, asgari haddin aşılması halinde veya üst sınır üzerinden ceza tayininde takdi tahfif uygulanmayacak diye bir kuralın mevcut olmadığını, mahkemenin takdirinde bir hataya düşmediğini) belirterek önceki hükümde direnmeye karar vermiştir.
Cezanın üst sınır üzerinden tayin edilmesi için mahkemece gösterilen gerekçe özetle şu şekildedir: (Halkın tüp bulmakta büyük sıkıntı çektiği bu dönemde sanık bayiilerin belediyeye her ay 15.000'er lira para vererek ve yasal olamayan haksız bir belediye encümen kararına istinad edilerek halkın muzakaya halinde olmasından da istifade ederek fahiş karlar elde ettikleri anlaşılmaktadır. Bütün bu hususlar gözönünde tutularak sanıkların buhareketinin toplumda husule getirdiği üzüntü, ızdırap ve etkinin önemi, sanıkların ahlaki redaet ve cür'etleri, cezanın şahsileştirilmesi ve ibreti müessire teşkil etmesi bakımından asgari cezanın aşılması ve cezanın azami haddinin uygulanması mahkemece uygun görülmüştür.
Ayrıca, Belediye Encümenin yasal olmayan kararına uymuş olmalar da takdiri tahfif sebebi olarak kabul edilmiştir.
Dosyaya, oluşa ve delillere göre; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca sıvılandırılmış petrol gazı mahalli perakende satış fiyatları tesbit edilerek 25.1.1980 günlü Resmi Gazete ile yayınlandığı, buna göre Ceyhan İlçesindeki satış fiyatlarının: 153.12 kg.lık ev tüpü için 1779, saniyi tüpü için 675 lira olarak belirlendiği, ancak Ceyhan Belediye Encümenince 13.2.1980 gün ve 155 sayı ile; tüpgaz sıkıntısının biran önce giderilmesi için matud dolum yeri dışından Derince dolum teseslerinde sağlanarak ilçeye getirilmesinin zorunlu olduğu, bu nedenle geçici bir süre için zaruri sağlanarak ilçeye getirilmesinin zorunlu olduğu, bu nedenle geçici bir süre için zaruri ekstrra nakliye ve zarari masrafların da ilavesi ile Ceyhan İlçesinde 200.12 kg.lık ev tüpünün 230, sanayi tüpünün 750 liradan satılmasının kararlaştırıldığı ve sanık bayiilerin de bu karara uyarak satış yaptıkları Belediyece sanık bayiilerden aylık olarak alınan 15.000 liranın ise bu filatlara yansımadığı, Belediye Başkanlığının 21.4.1980 tarihli yazısında da belirtildiği gibi bu meblağın 5.000 lirasının aylık yer kirası, kalan 10.000 liranın ise yasalara uygunluğu Danıştay 9. Dairesinin 26.11.1970 gün ve 2604-3909 sayılı kararı ile saptanan ve Belediye Meslisinin 21.2.1978 gün ve 13 sayılı kararına dayanılarak alınan tüp başına bir lira hizmet rüsumundan ibaret olduğu anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalardan, sanıkların satış fiyatlarını keyfi tesbit etmedikleri, Belediye Encümen kararı ile saptanan fiyatlar üzerinden satış yaptıkları görülmektedir. Kuşkusuz, Belediye Encümeninin Bakanlıkça tesbit edilen perakende satış fiyatlarını değiştirmeye yetkisi olup olmadığı tartışılabilir. Ancak Belediye Encümenini böyle bir karar almaya sevk eden neden yukarıda belirtilmiştir. Yasal olsun veya olmasın, sanıkların bu karara uymuş olmaları mahkemece lehlerine değerlendirilecek takdiri tahfif sebebi kabul edildiği halde, aynı nedenin takdirde hataya düşülerek bu defa aleyhlerine değerlendirilip maddedeki üst sınır üzerinden ceza tayini açık bir çelişkidir.
SONUÇ : Bu nedenle, Özel Daire kararına uyulmak gerekirken yazılı biçimde önceki hükümde direnilmesi usul ve kanuna uygun görülmediğinden, sanıklar vekillerinin temyiz itirazının kabulü ile direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir. (Oybirliği ile)