 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1981/114
K: 1981/235
T: 15.06.1981
DAVA : Önceden yapılan hayvan alım-satımından dolayı akraba olan tarafların aralarının açık olduğu, olay günü traktörle yol kapatılması yüzünden E.D. ile İ. ve H.K. arasındaki tartışma sırasında sanık Enver'in "fitneler bizi bu hale düşürüyor, komşular dağılın" diyerek kalabalığı dağıttığı, kendi evinin avlusunda kapı önünde bulunan mağdurun "fitne diye bana mı söylüyorsun?" dediği, bu şekilde Enver ile aralarında başgösteren kavgada mağdurun tabancasını çekerek korkutmak amacı ile üç el ateş ettiği, mağdurun atışını kestiği bir sırada kesinlikle anlaşılmayan bir nedenle sanığın annesinin yere düştüğü, bundan sonra sanığın tabancasını çekerek 5-6 metre mesafeden mağduru hedef alarak altı el ateş edip onu bacak ve karın nahiyelerinden batna nafiz olmayacak, hayati tehlike geçirecek ve 1,5 ay işinden kalacak şekilde yaraladığı, bu yaraları alan ve yere düşen mağdurun hastahaneye kaldırılıp ameliyat edildiği anlaşılmaktadır.
olayın yukarıda açıkalanan oluş biçiminden de anlaşılacağı gibi olayda meşru savunma koşulları oluşmamıştır. Zira olaya sebebiyet veren sanık Enver'dir. "Fitneler bizi bu hale getiriyor" diyerek olaya neden olmuş, tartışmayı ve giderek kavgayı başlatmıştır. Mağdur Şinasi'de tabancasını çekerek korkutmak için ateş etmiştir. Şinasi'nin ateşinin korkutmak amacına yönelik olduğu mahkemece de kabul edilerek TCK.nun 466/2. maddesi ile tecziyesine karar verilmiştir. Şu halde sanık Enver veya annesi veya bir yakının nefsine karşı bir taarruz söz konusu değildir. Bu nedenle meşru savunmanın varlığı için ilk koşul olan taaruzun nefse karşı olması unsurunun olayımızda bulunmadığı görülmektedir. Öte yandan saldırının devam etmesi gerekmektedir. Halbuki Enver'in mukabele ettiği sırada Şinasi'nin ateşi kesilmiştir. Şu halde olayımızda filhak'lik unsuru da mevcut değildir. Saldırı sona erdiğine göre artık müdafaa sözkonusu olamaz. Olayın bu şekilde oluştuğu açıkça anlaşıldığına göre artık keşifle tesbit edilecek bir husus bulunmamaktadır. Mahkemece hükmünde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu nedenle, C.Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk kararına katılmayan bir Üye; Özel Daire kararı muhalefet şerhindeki ve C.Başsavcılığı itirazındaki görüşü benimseyerek itirazın kabulü ile usul ve yasaya uygun olmayan mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi gerektiği yolundaki oy kullanmıştır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle, C.Başsavcılığı itirazının REDDİNE, üçte ikiyi geçen oyçokluğu ile karar verildi.