Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1981/111
K: 1981/189
T: 18.05.1981
DAVA : Sahte evrak tanzim etmekten sanık İsmail'in hükümlülüğüne dair (Gümüşhane Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 14/12/1979 gün ve 17/124 sayılı hükmün sanıklar vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nce incelenerek bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 5/12/1980 gün ve 17/118 sayılı son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş koşuluda yerine getirilmiş olduğundan, dosya C. Başsavcılığı'nın temyiz isteğinin süresinden sonra yapıldığından dosyanın merciine iadesi istemini bildiren 1/4/1981 gün ve 5/576 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulu'nca okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Sahte evrak düzenlemek suçundan sanık İsmail'in tecziyesine ilişkin hüküm özel dairece (Oluş ve kabule göre köy muhtarı olan sanık İsmail'in küçük mağdurenin ana ve babasının rızası olmadan ve diğer kanuni şartlara riayet etmeksizin tanzim edilen evlenme ihbariyesini nüfus idaresine gönderdiği anlaşıldığına göre, Yüksek Ceza Genel Kurulu'nun dairemizce benimsenen 17/1/1955 gün ve 5/21 sayılı kararı karşısında TCK.nun 237/2. maddesi yerine 341/1. maddesi ile hüküm kurulması...) isabetsizliğinden bozulmuştur.
Yerel mahkeme ise: Olayda usulsüz bir evlenme sözkonusu olmadığını, zira usulsüz evlenmede sahih bir evlenme akti bulunduğu halde şekil şartlarından bazılarının yerine getirilmediği veya eksik bırakıldığı, halbuki olayımızda sahih bir evlenme aktinin bulunmadığını, sanık muhtarın tamamen sahte olarak yaptığı bir evlenme muamelesine ait ihbariyeyi nüfus idaresine gönderdiğini, sanığın bu eylemi TCK.nun 339. maddesine uyarsa da evlenme defterinin elde edilememiş olmasından dolayı 341/1. madde ile uygulama yapıldığını...vs. belirterek önceki hükümde direnmeye karar vermiştir
İş esasının incelenmesine geçilmeden önce temyiz isteğinin süresinde yapılıp yapılmadığının önsorun olarak incelenmesine karar verilmiştir.
Dosyaya göre : Sanık Çoşkun hakkında küçük mağdure Ayşe'yi kaçırıp mayubiyeti müstelzim şekilde ırzına geçmek, sanık İsmail hakkında da sahte evrak düzenlemek suçlarından açılan davanın yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece sanık Coşkun'un TCK.nun 430/2, 59. 414/1, 418/2, 80, 59 ve sanık İsmail'in TCK.nun 341/1, 59. maddeleri ile tecziyelerine karar verildiğini ve bu hükmün özel, dairece incelenerek her iki sanık yönünden bozulduğu anlaşılmaktadır. Bozmadan sonra 7/11/1980 günlü celsede yerel mahkemece sanık İsmail hakkındaki bozmaya karşı önceki hükümde direnilmesine karar verilmiş ve bütün ögeleri ile yeniden hüküm kurulmuş, sanık Coşkun hakkındaki bozmaya uyularak duruşmanın bu sanık yönünden devamına karar verilmiştir. Sanık İsmail, bu şekilde 7.11.1980 tarihinde hüküm fıkrası ile yüzüne karşı tefhim edilen bu mahkumiyet hükmünü aynı tarihli dilekçesi ile temyiz etmiş ve koşulunu da yerine getirmiştir. Mahkemece 5.12.1980 tarihli celsede sadece sanık Coşkun hakkında hüküm kurulmuş, sanık İsmail hakkında ayrıca hüküm kurulmayarak 5 12.1980 günlü gerekçeli kararda her iki hükmün ve gerekçelerinin yazıldığı görülmüştür.
Mahkeme, tefhim edilmekle hükmün esasını teşkil eden 7/11/1980 tarihli hüküm fıkrası ile önüne getirilen uyuşmazlığı çözmüş ve sanık İsmail yönünden duruşmaya son vermiştir. Değinildiği gibi 5.12.1980 tarihli gerekçeli hükmün fıkrasıdır. Bu hüküm kesinleştiği takdirde sanık mahkum olduğu bu hükümde yazılı cezayı çekecektir.
Kuşkusuz verilen hükme razı olmayan tarafın kanun yoluna başvurma hakkı vardır. CMUK.nun 310. maddesi hükmüne göre, hükmün tefhiminden itibaren bir hafta içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya bu hususta zabıt varakası tutmak üzere zabıt katibinin yapılacak bir beyanla hükmü temyizi mümkündür. İşte 7/11/1980 tarihli dilekçesi ile sanık yasal hakkını kullanmış, tecziyesine ilişkin hükme razı olmadığı yolundaki iradesini izhar ederek dilekçe vermiş ve yasal temyiz koşulunu yerine getirmiştir. O halde temyizin süresinde ve yasal biçiminde yapıldığını kabul zorunluluğu vardır. Bu nedenle tebliğnamedeki temyiz isteğinin reddine ilişkin talebin reddine oybirliği ile karar verilmiştir.
Önsorun bu şekilde çözümlendikten sonra işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
Dosyaya, oluşa ve delillere göre : 1/1/1963 doğumlu mağdure Ayşe'nin sanık Coşkun tarafından kaçırılıp mayubiyetini müstelzim şekilde ırzına geçildiğini ve Ankara'ya götürüldüğü, Coşkun'un Almanya'daki babasının karını buraya gönder diye mektup yazması üzerine adı geçen sanığın kelkit İlçesi'ne bağlı Övüncü Köyü'ndeki dedesine mektup yazarak mağdureyi Almanya'ya göndermek üzere resmi evlenme muamelelerini yapmasını istediği, Coşkun'un dedesinin isteği üzerine olay tarihinden köy muhtarı olan sanık İsmail'in evlenecek kişiler tarafından izhar edilmiş bir evlenme iradesi olmadan ve mağdurenin ana ve babasının da rızası bulunmadan, sanki vaşmışcasına bir evlenme akdi icra ederek düzenlediği evlenme ihbariyesini nüfus idaresine gönderdiği, böylece karı koca olarak nüfusa tescil edildikleri, mağdurenin Ankara'da kendisini aramaya gelen babası Bahattin'e sığınarak birlikte köylerine döndükleri, bilahare haberleri olmadan muhtar tarafından evlenme muamelelerinin yapıldığını öğrendikleri, mahkemece yapılan müteaddit araştırmalara rağmen köy evlenme defterinin bulunmadığının bildirildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği gibi evlenme ile ilgili hükümler Türk Medeni Kanununda düzenlenmiştir. 3. faslın evlenme ilanı ve akdi başlığını taşıyan 97 ve müteakip maddelerine evlenmeye ilişkin ilkeler yer almıştır. Evlenmenin esasa ilişkin en önemli ve kesin koşulu, erkek ve kadının birbirleri ile evlenme kararlarını yetkili memur huzurununda açıklamaları koşuludur. "Bu olmayınca bir evlenme mevcut değildir" (Ord. Prof. Dr. H.V. Velidedeoğlu, Medeni Hukuk Sh. 212, İstanbul - 1956). Diğer koşullar evlenme merasimine, şekle, mehle, vesaire ilişkin koşullardır.
Medeni Hukukun evlenmenin şekle, merasime, mehle, vesaire ilişkin ilkeleri TCK.nun 237. maddesi ile teminat altına alınmıştır. 237. madde, direnme kararı gerekçesinde de belirtildiği gibi, sahih bir evlenmenin bulunduğu, ancak şekil koşullarından bazılarının yerine getirilmediği veya eksik bırakıldığı durumlarda uygulanabilir evlenme mevcut değilse 237. maddenin uygulanmasına da olanak yoktur.
Olayın yukarıda açıklanan oluş, biçiminden de anlaşılacağı üzere olayımızda evlenmenin en önemli ve kesin koşulu bulunmamaktadır. Bu olmayınca bir evlenmenin varlığından söz edilmesine de olanak yoktur. Sanık muhtar, evlenme defterinde evlenme kaydı varmışcasına sahte evlenme ihbariyesi düzenleyip nüfus idaresine göndererek sicile işletmiştir. Sanık İsmail'in açıklanan bu eylemi TCK.nun 237/2. maddesine değil, evlenme defterinin elde edilememiş olması nedeniyle TCK.nun 341. maddesine uyan sahtecilik suçunu oluşturur.
Bu nedenle, sanığın temyiz itirazının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan direnme hükmünün onanmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle, tebliğnamedeki isteğe aykırı olarak, direnme hükmünün ONANMASINA, depo parasının gelir yazılmasına, 18/5/1981 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini