 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1981/8614
K: 1981/10189
T: 14.09.1981
DAVA : Davacı, gecikme zammından doğan alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm, süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Gecikme zammının hesabına ilişkin bilirkişi raporuna karşı davalı kıdem tazminatı miktarına etkili olacak nitelikte itirazlar ileri sürmüş, bu husus cevaplanmadan hüküm tesis edilmiştir. Esasen bu yön üzerinde re'sen durulmak gerekirken, Mahkemece eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsizdir. Karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, (...) 14.9.1981 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
İş Yasası'nın kıdem tazminatıyla ilgili 14. maddesinde öngörülen esaslara aykırı ödemeyi yasaklayan 2320 sayılı Yasa 23.10.1980 tarihinde yayınlanarak 12.9.1980 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir. Ancak, daha sonra 8 Mayıs 1981 tarihinde yayımlanarak 12.9.1980 tarihinden itibaren yürürlük tanınan 2457 sayılı Yasanın geçici 1. maddesiyle yasaklama başlangıcı 2320 sayılı Yasanın yayım tarihi olan 23.10.1980 tarihine alınmış ve bu tarihler arası işten ayrılan hizmet erbabına ödenen veya hak edilmiş olmakla beraber henüz kısmen veya tamamen ödenmeyen kıdem tazminatlarının İş Yasasının değişik 14. maddesinde belirtilen esaslara göre hesaplanan miktarı veya tavanı aşan kısımlarının işveren tarafından herhangi bir nedenle hizmet erbabından geri istenemeyeceği, alınamayacağı veya yapılacak kanuni kesintiler dışında eksik ödenemeyeceği hükmü getirilmiştir.
Burada ve özellikle incelenmekte olan uyuşmazlık yönünden önemli olan nokta; az önce belirtilen yasa hükmünün 7,5 kat tavan sınırından başka değişik 14. maddesinin diğer esaslarına göre, hesaplanan miktarını aşan kısmının da işveren tarafından ödenmişse herhangi bir nedenle hizmet erbabından istenemeyeceği, alınamayacağı ve henüz ödenmemişse vegi v.s. kanuni kesintiler dışında eksik ödenemeyeceğidir. Bu nokta yasa hükmünde 14. maddede belirtilen esaslara göre hesaplanan miktarı dendikten sonra (veya ) tavanı (aşan) kısımları denmek suretiyle açıkça belirtilmiştir. Bu hüküm aynı zamanda buyurucu nitelik taşımaktadır.
Yasada 12.9.1980-23.10.1980 tarihleri arasında işden ayrı4lanlardan söz edilmesine gelince, esas itibariyle sınırlama ve yasaklama 2320 sayılı Yasa ile getirilmiştir. Bu yasa ise 17.10.1980 tarihinde kabul edilip 23.10.1980 tarihinde yayımlanmasına rağmen sınırlamayı öngören 14. maddeyi değiştiren 1. maddesine yayımından önceki 12.9.1980 tarihinden itibaren yürürlük tanınmıştır. 2457 sayılı Yasanın geçici 1. maddesiyle bu tarih sınırlamayı getiren yasanın yayınlanmış olduğu 23.10.1980 tarihine getirilmekle kanaatimizce yasa koyucu bu tarihten önce doğan hakları korumak, daha öncekilerinki gibi yasallaştırmak ve yasanın yayımından (bilinmesinden) önceki uygulamalar nedeniyle çıkan ya da çıkacak uyuşmazlık ve tereddütleri gidermek istemiş, diğer taraftan 2320 sayılı Yasanın yayımı tarihinde yürürlüğe girmiş olan cezai yaptırım maddesiyle de bu konuda uygunluk sağlanmıştır. Yoksa kanunda bu iki tarihe yer vermekle bu tarihler arasında ayrılanlara bir ayrıcalık getirmeye amaçlamamıştır. Asıl 12 Eylül 1980'den önceki 14. maddede esaslarını aşan uygulamalar dikkate alınarak buna yasada öngörülen belirli bir tarihten sonra son vermek gerekli görüldüğü için 23.10.1980 tarihinden başlayacağı kabul edilmiş ve bu tarihten önce işden ayrılanlara 14. maddede belirtilen esaslara göre, hesaplanan miktarının ödenmişse geri istenemeyeceği, öd8enmemişse kanuni kesintiler dışında eksik ödenemeyeceği ilkesi getirilmiştir. Bu konuda maddeye 12.9.1980 tarihinin kanımızca bir sınırlama ve ayrıcalık amacıyla konmadığı yukarıda açıklanmıştır.
Böylece açıkladığımız yasal durkum açısından davadaki uyuşmazlığa bakacak olursak, davacı sözü edilen yasalardan ve 12 Eylül 1980'den aylarca önce işyerinden emekli olmuş, o tarihteki yasa ve özellikle Toplu İş Sözleşmesi ve sözleşmenin eki olan kıdem tazminat yönetmeliğine göre davalı idare tarafından kıdem tazminatı hesap edilip, bu konuda hiç bir uyuşmazlık çıkarılmamış ve ödenmesi için muhasebeye intikal ettirilmiş, ancak ödenek bulunamadığından ödenememiş olması nedeniyle gecikilen aylar için Toplu İş Sözleşmesiyle kabul edilen en yüksek devlet tahvillerindeki faiz oranınından gecikme zammının tutarını istemiştir. Artık bu aşamada kıdem tazminatı aslının 2320 sayılı Yasa ile değişik 14. maddesinde kabul edilen esaslara aykırı hesap edildiği itirazı yasaların zaman uiçinde uygulama ilkesi ile bağdaşamayacağı gibi, bilhassa 2320 sayılı Yasaya 2457 sayılı Yasa ile eklenen geçici 1. madde ilke ve buyurucu olan açık hükümleriyle de bağdaştırılamaz.
Bu nedenlerle mahkeme kararının onanması oyunda olduğumdan, çoğunluğun bozma kararına iştirak edilmemiştir.