Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1981/8309
K: 1981/13564
T: 10.11.1981
DAVA : Taraflar arasındaki kıdem tazminatı ile geçikme zammının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmesi ve davacı avukatınca da duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 10.11.1981 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü davalı adına avukatı geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek bırakılan günde dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : 1 - Davacı toplu iş sözleşmesine dayanmış, davalı işyerini kapsayan böyle bir TİS'nin mevcut olmadığını ileri sürmüştür. Davaya esas tutulan TİS'nin öncelikle mevcut olup olmadığı ilgili Bölge çalışma Müdürlüğü'nden de sorulup, getirtilmek, işyerini kapsayıp kapsamadığı mahkemece araştırılmak gerekirken, tevsi def'i kabul edilerek eksik inceleme ile TİS'nin varlığının kabulü isabetsizdir.
2 - 1475 Sayılı İş Kanunu'nun 1927 sayılı Yasa ile değişik 14. maddesi 1 ve 2. fıkraları ile hizmet akitlerinin 1. fıkrasının 1 ile 4 sayılı bentlerinde yazılı nedenlerle feshedilmesi veya işçinin ölümü sebebiyle son bulması hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenmesini öngörmüştür. Aynı maddenin 15. fıkrası, maddede öngörülen 30 günlük sürenin hizmet akitleri veya TİS'leri ile işçi lehine değiştirilmesine de cevaz vermiştir. Ancak, yasa koyucu tamamen kamu düzeni düşüncesiyle bu artırma olanağına 13. fıkra ile şu şekilde kesin bir sınırlama getirmiştir. "Kıdem tazminatına esa olacak 30 günlük ücret tutarının beher yıl için nazara alınacak miktarı 1475 sayılı İş Kanununa göre tesbit edilmiş olan günlük asgari ücretin 30 günlük tutarının 7,5 katından fazla olamaz."
Uygulamada "7,5 kat ile ilgili tavan hükmü" adı da verilen bu düzenlemenin Anayasa'ya aykırı olduğu iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulması üzerine, Anayasa Mahkemesi Bu kuralı şekil yönünden Anayasa'ya aykırı bulurak 23.1.1979 gününde iptaline karar vermiş, ancak Anayasının 152/2. maddesinin "Gereken hallerde, Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih kararının Resmi Gazete'de yayımlandığı günden başlıyarak bir yılı geçemez" hükmü uyarınca Anayasa Mahkemesi kendisine tanınan bir yıllık yetkiyi kullanmış, karar Resmi Gazete'de 14.4.1979 gününde yayınlanmış ve 14.4.1980 gününde yürürlüğe girmiştir.
1475 sayılı İş Kanunu'nun, 1927 sayılı Kanun'la değişik 14. maddesi hükmünde yer alan tavan hükmü daha sonra 23 ekim 1980 günlü Resmi Gazetede yayınlanan 2320 sayılı Yasanın şu hükmü ile yeniden getirilmiştir. "Ancak, toplu sözleşmelerle ve hizmet akitleri ile belirtilen sürelerle hesap edilen kıdem tazminatının yıllık miktarı 1475 sayılı İş Kanunu'na göre tesbit edilmiş bulunan günlük asgari ücretin 30 günlük tutarının 7,5 katından fazla olamaz."
8 Mayıs 1981 günlü Resmi Gazetede yayınlanan 2457 sayılı Kanun'un 3. maddesi, 2320 sayılı kanuna şu geçici 1. maddeyi eklemiştir: "12.9.1980 ile 23.10.1980 tarihleri arasında işten ayrılan hizmet erbabına ödenen veya hak edilmiş olmakla beraber henüz kısmen veya tamamen ödenmeyen kıdem tazminatlarının 854 sayılı Deniz İş Kanunu'na 2319 sayılı Kanun'la değişik 20. maddesi ile 1475 sayılı İş Kanunu'nun 2320 sayılı Kanunla değişik 14 maddesinde beriltilen esaslara göre hesaplanan miktarı veya tavanı aşan kısımları işveren tarafından herhangi bir nedenle hizmet erbabından geri istenemez, alınamaz veya yapılacak kanuni kesintiler dışında eksik ödenemez."
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü kıdem tazminatının hangi dönemde 7,5 kat tavan hükmü ile sınırlamaya tabi olmadan ödenmesi gerektiği hususunun tayinine bağlı bulunmaktadır. Konunun incelenmesi bazı temel esasları üzerinde durulmasını zorunlu kılmaktadır.
Anayasanın 152/5. maddesi hükmünce "Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazetede hemen yayınlanır ve Devletin Yasama, Yürütme ve Yargı Organlarını, İdare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar." Anayasa aynı maddenin 3. fıkrası hükmü ile de Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının geri yürümeyeceğini de sosyal güvenlik düşüncesiyle hükme bağlamıştır. (Temsilciler Meclisi, Tutanak Dergisi, Cilt : 2-55-35- sh. 50)
Anayasa Mahkemesi yukarıda açıklandığı üzere 7,5 kat ile ilgili hükmü 23.1.1979 gününde iptal etmiş ve iptal kararı da 14.4.1980 gününde yürürlüğe girmiştir. Bu durum karşısında iptal kararının yürürlüğe girdiği tarihten itibaren kıdem tazminatının ödenmesinde sınırlayıcı bir hükmün varlığından söz edilemeyeceğinden, kıdem tazminatının Anayasa Mahkemesi kararının yürürlüğe girdiği 14.4.1980 gününden itibaren bir sınırlamaya tabi olmadan ödenmesi gerektiğinin kabulü icabeder, iptal kararının yürürlüğe girdiği güne kadar iptal olunan yasa hükmünün geçerli bir biçimde hükmünü icra edeceği ve iptal kararlarının geri yürümeyeceği yolundaki temel ilkelerin zorunlu bir sonucu iptal kararının yürürlüğe girdiği güne kadar kesinleşmiş hukuki durumlara dokunulamayacağı hususudur.
Kıdem tazminatında sınırlamazsız durum 23.10.1980 gün ve 2320 sayılı yasaya kadar sürmüştür. 2320 sayılı Yasa daha önce değinildiği üzere, 7,5 kat ile ilgili düzenlemeyi yeniden getirmiştir.
Bu sınırlamanın önceki gibi kamu düzeni düşüncesiyle getirildiği kuşkusuzdur. Nitekim, 2320 sayılı yasanın 3. maddesi bu konuyu cezai müeyyideye de bağlamıştır. 2320 sayılı Yasa, 23.10.1980 gününde Resmi Gazetede yayınlanmış, sınırlama hükmünü getiren 1. maddesi, 12.9.1980 tarihinde, diğer hükümleri de yayımı tarihinde, yani 23.10.1980 gününde yürürlüğe girmiştir. Ancak, sınırlama hükmünün yürürlüğe girdiği gün ile yayım günü ve ceza kanunlarının yürürlüğü ilkeleri dikkate alınarak az önce belirtilen her iki tarih arasındaki durum, kıdem tazminatı bakımından 2457 sayılı Yasanın geçici 1. maddesi ile açıklığa kavuşturulmuştur. Buna göre, 12.9.1980 ile 23.10.1980 tarihleri arasında işten ayrılan hizmet erbabına ödenen veya hak edilmiş olmakla beraber, henüz kısmen veya tamamen ödenmeyen kıdem tazminatlarının 1475 sayılı İş Kanunu'nun, 2320 sayılı Kanun ile değişik 14. maddesinde belirtilen esaslara göre.. tavanı aşan kısımları işveren tarafından herhangi bir nedenle hizmet erbabından geri istenemez veya yapılacak kanuni kesintiler dışında eksik ödenemez. Şu halde, sınırlama hükmü yeniden 23.10.1980 gününden itibaren sonuçlarını doğuracaktır. Cezai müeyyide altındaki bir hükmün doğrudan doğruya kamu düzenine taalluk ettiği kuşkusuzdur.
Aksine, yasa metninde bir hüküm bulunmadıkça, yasaların geleceğe ilişkin düzenlemelerde bulundukları, geriye yürümedikleri temel bir kuraldır. Bu temel kuralın bir sonucu da yasaların geriye yürür sonuçlar doğuracak yolda yorumlanamayacaklardır. Ancak, yeni bir yasa yürürlüğe girmekle derhal etkisini de gösterir. Bu kural tamamlanmış hukuki durumlara başka bir anlatımla kazanılmış haklara etkili olamaz. O halde, bakılmakta olan davalarda uygulanacak hüküm, 2320 sayılı yasadır. Ancak kıdem tazminatının ödenmesinde tavan hükmüne tabi olmadan ödemeye hak kazanma konusunda kesinleşmiş bir hukuki durum varsa, başka bir anlatımla, kazanılmış hak varsa, bu taktirde 2320 sayılı yasa uygulanmayacaktır. kazanılmış hakkın gerçekleşip gerçekleşmediği ise, hakkın doğduğu güne göre belirlenmek gerekecektir. Bunun sonucu olarak kıdem tazminatı hakkı, hizmet akdının feshi veya son bulması tarihinde doğacağından hakkın doğduğu tarihte sınırlayıcı bir kuralın var olup olmadığına bakılacaktır. Böyle bir sınırlama ise Anayasa Mahkemesi iptal kararının yürürlüğe girdiği 14.4.1980 ile 2320 sayılı Yasanın yayınlandığı 23.10.1980 tarihleri arasındaki dönemde mevcut değildir. Sonuç olarak az önce belirtilen iki tarih arası hizmet akdi feshedilmiş veya bozulmuş ise tavan hükmüne tabi olmadan kıdem tazminatı ödenmesi gerekecek, bunun dışında 7,5 kat ile ilgili tavan hükmü uygulanacaktır.
Olayda, hizmet sözleşmesi Anayasa Mahkemesi iptal kararının yürürlüğe girdiği günden önce sona erdiğinden, 7,5 kat ile ilgili kuralın dikkate alınmaması usul ve yasaya aykırıdır. Burada bir husus üzerinde durulması da gerekmektedir. Mahkeme bozma kararına uymuş ve bu suretle bozma kararındaki esaslar uyarınca karar verme konusunda usuli kazanılmış hak doğmuşsa da, olayda, yukarıda açıklanan esaslara göre hakkın doğumu tarihi itibariyle bir kazanılmış hakkın mevcut olmadığı ve kamu düzenine taalluk eden yeni yasal durum hep birlikte değerlendirildiğinde, 7,5 kat ile ilgili kamu düzenine ilişkin sınırın gözönünde tutulması gerektiği sonucuna varılmaktadır. bu nedenlerle karar bozulmalıdır.
3 - Kabul şekline göre, önceden belli bir dönem için kıdem tazminatı ödenmişse, kıdem tazminatının tüm hizmet süresine göre hesaplanarak önceki miktar düşülmek suretiyle hesaplanacağı yolundaki toplu iş sözleşmesi hükmü geçersiz sayılacağından, bu yöndeki savunma tahkik olunarak kıdem tazminatı ödenen kısım varsa, bu döneme ilişkin istek rededilmek gerekirken, bu hususun gözetilmemesi dahi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda 1 sayılı bentte oybirliği, 2 ve 3 sayılı bentlerde yazılı nedenlerle oyçokluğu ile BOZULMASINA, 10.11.1981 gününde karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Anayasa Mahkemesince iptal edilen kanun hükmü, kanunun mer'iyete girdiği tarihten itibaren ortadan kalkar ve görülmekte olan davalara uygulanamaz. Bu sebeple 2 no.lu bozma sebebine karşıyım.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini