 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1981/830
K: 1981/2580
T: 10.02.1981
DAVA : Taraflar arasındaki kıdem tazminatı farkının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarına faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmüne süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı daha önce açtığı davada alacağının tesbit olunduğunu iddia ile saklı tuttuğunu iddia ettiği kısmın tahsilini istemiştir. Mahkeme isteği hüküm altına almıştır.
Burada önceki dava ile oluşan kesin hükmün üzerinde durulmasında yarar vardır. Önceki davada fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak şimdilik kaydıyla dava açılmış ve alacak tutarının fazla çıkması üzerine istekle bağlı kalınarak hüküm tesis edilmiştir. Önceki dava sonunda verilen karar o davaya ilişkin dava dilekçesindeki istekler açısından kesin hüküm oluşturur. Bu nedenlerle, her iki davadaki istek, kapsamlar, miktarlar ve hükümlerin kapsamları dikkate alındığında bu davada işin esasının yeniden incelenmesi gerekli görülmüştür.
1 - Davacının yaşlılık nedeniyle hizmet sözleşmesinin feshedildiği tarihte yürürlükte bulunan Toplu İş Sözleşmesinin (işten ayrılma tazminatı) başlıklı 112/1. maddesinde işçilere İş Kanunu hükümlerine göre her hizmet yılı için 35 günlük ücreti tutarı kıdem tazminatı ödeneceği, 2. sayılı bendinde de kıdem tazminatına hak kazananlardan TCDD'ndeki hizmeti belirli süreyi aşanlara, gene bu bentteki gün sayısı itibariyle, yasal kıdem tazminatına esas tutulacak ücret üzerinden kıdemli işçiliği teşvik ikramiyesi verileceği hükme bağlanmıştır. Konuluş amacı ve düzenleniş biçimi açısından mütalaa olunduğunda, kıdemli işçiliği teşvik ikramiyesi adı verilen bu ödemeninde kıdem tazminatı niteliğinde kabulü gerekir. Hal böyle olunca, sözü edilen maddenin 1 ve 2. bentlerinde düzenlenen kıdem tazminatı ile teşvik ikramiyesi birleştirilmek suretiyle 1475 sayılı yasanın 1927 sayılı yasa ile değişik 14. maddesinde öngörülen sınırlamaya tabi tutulması gerekir. Mahkemece aksi düşünceden hareket olunarak az önce belirtilen sınırlama uygulanmaksızın kıdemli işçiliği teşvik ikramiyesine hükmedilmesi isabetsizdir.
2 - Davacı, kıdem tazminatı ödenirken Toplu İş Sözleşmesindeki hükümlerin gözönünde tutulmayarak eksik ödeme yapıldığını iddia etmiştir. Uyuşmazlığa esas tutulan 1.6.1975-31.5.1977 tarihleri arasında geçerli 6. dönem toplu iş sözleşmesinin 60. maddesinde ağır ve yıpratıcı işlerde fiilen çalışılan işçilere saat ücretlerinden ayrı olarak saatte 50 kuruş tazminat ödeneceği 63/1. maddesinde 1772 sayılı yasa uyarınca verilmekte olan ilave ödemelere devam olunacağı, 63/11. madde de halen mer'i olan yasa hükümlerine göre yılda bir aylık tutarınca fevkalade ikramiye verileceği ve TCDD Kuruluş Kanunu ile 2. bir ikramiye verilmesi hükme bağlandığı takdirde fevkalade ikramiye 240 saatlik ücret tutarında tazminat olarak verileceği açıklanmış, 132. maddede işçilere çalıştıkları günler için ve yemek verilmesi mümkün olmayan hallerde brüt 10 TL. iaşe bedeli ödeneceği öngörülmüştür. Bu haklar kıdem tazminatı hesabında nazara alınacağı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık kıdem tazminatında bu haklardan bir güne isabet eden miktarların nasıl tesbit edileceği ve hangi dönemdeki ödemelerin dikkate alınacağı noktasında toplanmaktadır.
Yukarıda sözü edilen hak ve ödemelerin kıdem tazminatı hesabında bir günlüğe isabet eden miktarlarının tesbitinde toplu iş sözleşmesiyle geleceğe yönelik olarak saptanmış olanların değil, bir yıl içinde ödenmiş olan gerçek miktarların 365'e bölünmesi suretiyle hesaplanması gerekmektedir. Mahkemece bu yönetimin gözetilmemesi dahi isabetsizdir.
Karar yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10.2.1981 gününde oybirliğiyle karar verildi.