 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1981/650
K: 1981/3081
T: 05.03.1981
DAVA : Davacı ücret aile zammı, yol tazminatı yakacak yardımı ile yağ ve sabun bedelinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme davayı reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı, davalı şirkete yönetim kurulunun 24.4.1979 tarihli kararı ile Genel Müdür atandığını ve işine 31.12.1979 tarihinde sebepsiz olarak son verildiğini TTK.nun 344. maddesi uyarınca görevinin yönetim kurulu üyelerinin görev süresi ile mukayyet olması gerektiğini ileri sürerek zamansız fesih nedeniyle 31.3.1980 tarihine kadarki üç aylık ücret ve sosyal haklarını istemiştir.
Mahkeme TTK.nun 344. maddesinde iddiayı teyiz edecek şekilde bir hüküm bulunmamasından ve ana sözleşmenin 10. maddesinden bahisle isteği reddetmiştir.
Davacının şirket müdürlüğüne tayin kararında görev süresi belirtilmemiştir. Bun agöre yuşmazlık görev süresi yönünden davacının durumunun ne olduğunudur.
Taraflar arasındaki ilişkinin hizmet akdine dayandığı kabul edildiğine göre, konuyu bu açıdan inceleme gerekir.
İddianın dayandığı TTK.344. maddesidir. Anılan kanun maddesinde aynen "Aksine esas mukavelede hüküm olmadığı takdirde müdürler, idare meclisi azalarının vazife müddetlerini aşan bir zaman için tayin olunamazlar ve onlar gibi her zaman azloulunabilirler. Pay sahipleri arasından seçilen müdür sebepsiz aiz iddiasıylle tazminat isteyebilirler. Pay sahipleri arasından seçilen müdür sebepsiz azil iddiasıyle azil iddiasıyle tazminat isteyemez"U denilmektedir. Süresi belirli olmayan sürekli hizmet akitlerinin feshinde 1475 sayılı İş kanunun 13 ve BK. 340. maddelerinde belirtildiği gibi bildirimsiz sonra belirli bir sürenin geçmesi lazımdır. Yani bildirimli fesih söz konusudur. Süresi belirli hizmet akitlerinde ise, böyle bir şart öngörülmemiştir.
TTK.nun 344. maddesinde bildirimli fesihten sözedilmemiştir. Böylecek süresi belirli hizmet akti niteliğinde bir düzenleme getirilmiştir. Bu düzenleme işin maksuz olan gayesine de uygundur. Böyle olunca süre belirtilmeyen halleerde müdürlerin görev süresinin Yönetim kurulu üyelerinin görev süreleri kadar devam edeceği gerçeği ortaya çıkmaktadır.
Bu nedenle davacının görev süresinin yönetim kurulu üyelerinin görev süresi sonuna kadar devam edeceğinin kabulü gerekir. Şirket ana sözleşmesinin 10. maddesinin müdürler için "... bunların hizmet müddetleri idare meclisinin müddeti ile mukayyet değildir." şeklindeki hükmü ise davalı şirkete yönetim kurulu üyelerinin görev sürelerini aşan veya daha az bir zaman için sözleşme yapma hakkı vermekte olup, davalı bu hakkını kullanmamıştır.
O halde işin esası incelenip azil keyfiyetinin haklı bir nedene dayanmadığını anlaşılması takdirinde BK. nun 325. maddesi hükmü de dikkate alınarak biri karar vermek gerekirken yazılı şekilde davanın reddi doğru değildir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebepten davacı yararına BOZULMASINA, 5.3.1981 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Yönetim Kurulunca şirket müdürlüğüne getirilen davacı,dışardan getirilmiş olup şirket ortaklarından değildir.Orta yerde hizmet ilişkisinin ayrıntılarını ve koşullarını belirleyen yazılı bir sözleşme yoktur.
Öte yandan T.T. Yasasasının 344. maddesinde, şirket ana sözleşmesine müdürlerin,yönetim kurulu üyelerinin hizmet sürelerini aşan bir zaman için tayin edileceğine dair hüküm konulabileceği öngörülmüştür.Nitekim ana sözleşmenin 10. maddesinde müdürlerin hizmet süresinin yönetim kurulu hizmet süresi ile kayıtlı olmadığı kabul edilmiştir.Yine 344. maddenin diğer bir hükmüne görede müdürler yönetim kurulu üyeleri gibi her zaman azlolunalabilirler.Böylece ana sözleşme ile getirilen hükümle yasanın kural olarak müdürlerin hizmet sürelerinin yönetim kurulu üyelerinin hizmet sürelerini aşamayacağına dair üst sınır yine yasanın izniyle ortadan kaldırılımış olmaktadır.Bu hale göre yönetim kurulu üyelerinin hizmet sürelerini aşan bir zaman için hizmet sözleşmesi yoksa bunu yönetim kurulunun üyelerinin hizmet süreleri ile sınırlı olduğunu düşünmek kanımızca hatalı olup,aksine süre belirtilmeden kurulan ilişkinin belirsiz süreli olduğunu kabul etmek gerekir.
Bu nedenlerle aynı doğrultuda bulunan mahkeme kararının onaması oyundayım.