 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1981/5740
K: 1981/9389
T: 07.07.1981
DAVA : Taraflar arasındaki kıdem tazminatı ile yıllık ücretli izin parasının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 7.7.1981 salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına avukat Kenan Işıkbay ile karşı taraf adına avukat Günger Çelikman geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı davalı idarenin personel ve Sosyal işler dairesi başkanlığını yaptığı sırada usulsüz olarak bazı personeli işe aldığı yolunda suçlamalar yapılması üzerine hakkında soruşturma açılarak bazı olumsuz davranışlarının tesbit edildiği ancak aynı idarenin hukuk müşavirliğince aksi sonuca varıldığı, bu çelişik görüşler karşısında davacının görevi değiştirilerek organizasyon metod müdürlüğüne nakledildiği anlaşılmaktadır. Davacı bir süre sonra davalı Genel Müdürlüğe bir dilekçe vererek kusurlu bulunmadığının açıklanmasını istemiş, genel müdürlükçe herhangi bir teşebbüste bulunulmadığı ileri sürerek İş Kanununun 17/II-b,c maddesine göre hizmet akdini bozduğunu açıklayarak işten ayrılmış ve kıdem tazminatı ile izin parası hakkındaki bu davayı açmıştır.
Mahkemece davacının üzücü suçlamalara maruz kaldığı ve işveren tarafından herhangi bir önleyici tedbir alınmadığı, ithamları gösteren gazete haberleri iç bülten haline getirilerek teşkilata dağıtıldığı böylece davacının daha fazla üzülmesine sebebiyet verildiği, bu durum karşısında hizmet sözleşmesini haklı nedenle bozulduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle dava kabul edilmiştir.
Davalı idare kamu hizmeti gören bir kurumdur. Usulsüz atamalar yapıldığı iddiaları üzerine soruşturma açılması doğaldır. Bu soruşturmalar üzerine davacının işinde değişiklik yapılmıştır. Bu değişikliğin bir an için davacıya hizmet sözleşmesini haklı nedenle bozma hakkı verdiği kabul edilse dahi davacı değişikliğe karşı yasal haklarını İş Kanununun 18. maddesinde öngörülen süre içerisinde kullanmamış hatta üstü örtülü olarak muvafakat etmiştir. Bu durum karşısında davacı aleyhine çalışılan işte aleyhe değişiklik yapıldığı yolundaki iddiaya haklı nedenle fesih gerekçesi olarak dayanılamaz. Esasen mahkemece de bu gerekçeye dayanılmamıştır. Şeref ve haysiyeti rencide edilen ve küçük düşürülen davacının işveren tarafından korunması ve onore edilmesi için girişimde bulunulması gerektiği yolundaki gerekçeye gelince: Davalı kurum yukarıda da açıklandığı üzere kamu hizmeti gören bir kuruluş olup, usulsüz personel atanması yolundaki iddialar üzerine gereken soruşturmanın yapılması doğaldır. Dosyadaki tüm deliller, iddia, savunma hep birlikte değerlendirildiğinde işveren tarafından davacının şeref ve haysiyetini kırıcı bir tutum içerisine girilmediği ve dolayısıyle hizmet sözleşmesini haklı nedenle bozulması halinin gerçekleşmediği sonucuna varılmaktadır. Mahkemece aksi düşüncelerle hüküm tesisi isabetsizdir.
2 - Kabule göre hizmet sözleşmesinin bozulması tarihi itibariyle kıdem tazminatının hesabında İş.K.nun 1927 sayılı kanunla değişik 14. maddesinde öngörülen 7,5 katla ilgili sınırlayıcı hüküm dikkate alınması gerektiğinin gözetilmemesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1400 lira duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 7.7.1981 gününde oybirliğiyle karar verildi.