Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1981/2954
K: 1981/5578
T: 23.04.1981
DAVA: Davacı, ikramiye, çocuk parası, bayram tatil gündeliği ve yakacak yardımı ile kıdem tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR: 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı 3.5.1978-12.10.1979 tarihleri arasında SSK'ca istirahatli kılınmış ve bu istirahat sonunda çalışamaz raporu üzerine emekliye ayrılmıştır. Mahkemece, bu süre kıdeme eklenmek ve yine bu süre için 1.1.1979 tarihinde yürürlüğe giren toplu iş sözleşmesi ile getirilen haklar nazara alınmak suretiyle tespit edilen ücrete göre hesaplanan kıdem tezminatı ve çocuk parasına hükmedilmiştir. Olayda çözümlenmesi gereken husus bu uygulamanın yerinde olup olmadığıdır.
1475 sayılı iş Kanununun 14. maddesinde kıdem tazminatının tam yıl üzerinden ödeneceği öngörülmüştür. Şu halde "tam yıl" kavramı üzerinde durmak gerekmektedir. 3008 sayılı eski iş kanununda "iş yılı" sözleri yer almakta idi. Bununla "kıdem yılı" hesabında anılan, İş Kanununa göre işgünü sayılan günler toplamının nazara alınacağı, işgünü olmayan 29 Ekim Ulusal Bayram günü ile hafta tatili günlerinin bu hesaba dahil edilmeyeceği belirtilmek istenmiştir. Zira anılan tatil günleri çalışılmış gibi sayılan hallerden değildi. Böyle olunca "tam iş yılı"nın 312 gün üzerinden hesaplanması gerekiyordu.
Sonradan 931 ve 1475 sayılı İş Kanunları ile 29 Ekim ve hafta tatili günleri çalışılmış gibi sayılan günler olarak kabul edilmiş ve bunun sonucu olarak 365 günü oluşturan "tam yıl" esası getirilmiştir. Ancak bunun için hizmet aktinin devam etmiş olması yeterli olmayıp, işçinin hizmet aktinin devamı süresince iş Kanunu ve mevzuatına göre kanuni iş sürelerinde çalışmış olması da icabetmektedir. İş Kanununun 1 inci maddesinde belirtildiği gibi çalışılmayan hafta tatili günü için dahi işçinin ücrete hak kazanabilmesi, haftanın tatilden önceki 6 iş gününde bu Kanunun günlük iş sürelerine uygun olarak çalışmış olması koşuluna bağlıdır. Böyle bir çalışma yoksa, işçiye bir iş karşılığı olmaksızın hafta tatili ücreti ödenmeyecek, dolayısıyla o hafta tatili işgünü süresinden sayılmayacak, bunun sonucu olarak da "tam yıl" hesabından nazara alınmayacak demektir.
Bu yön 14. maddenin 2 nci fıkrasındaki "işçilerin kıdemleri hizmet aktinin devam etmiş veya fasılalarla yeniden akdetilmiş olmasına bakılmasızın aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde çalıştıkları süreler gözönüne alınarak hesaplanır.." şeklindeki ifadeden de anlaşılmaktadır. Görüldüğü gibi dikkate alınacak süre, çalışılan süredir. Hizmet aktinin tarifi de bunu gerektirir. Mevsimlik işlerde kıdem tazminatı hesabına hizmet akdinin askıda kaldığı mevsim dışı sürelerin dahil edilmeyeceği yolundaki uygulamalarda bu görüşün bir sonucudur. Kuşkusuz, çalışılan süre kavramına çalışmış gibi sayılan haller de dahildir.
O halde 14. maddedeki "tam yıl" İş Kanununa göre çalışılan ve çalışılmış gibi sayılan sürelerin toplamı olmak gerekir. Böyle olunca davacının istirahatli olduğu sürenin çalışılmış gibi sayılan hallerden olup olmadığını tesbit etmek icap eder. 1475 sayılı İş Kanununun 51 inci maddesinde bu haller gösterilmiştir. Bunlar arasında işçinin uğradığı kaza veya tutulduğu hastalıktan ötürü işine gidemediği günler de vardır. Fakat kısa süreli hastalıklar içindir ve daha çok bu tür kaza veya hastalık nedeniyle işçinin izinli sayılması gerektiğini içeren bir durum arzeder. Nitekim 52. maddede hastalık izinlerinden söz edilmesi ve 51 inci maddede çalışılmış gibi sayılan hallere ilişkin sürelerin kısa ve sınırlı tutulmuş olması da bunu gösterir. Keza aynı maddenin (b) fıkrasında kadın işçilerin 70. madde gereğince doğumdan önce ve sonra çalıştırılmadıkları günler çalışılmış gibi sayıldığı halde, işverene bildirimsiz fesih hakkı tanıyan ve 70 inci maddedeki sürenin bitiminde başlayacağı öngörülen 17/I-a'daki süre bu hallerden sayılmamıştır. Bu hususta uzun süre devam eden hastalıkların çalışılmış gibi sayılan hallerden olmadığını ayrıca doğrular.
Davacının istirahatli olduğu süre bir buçuk yıla yakındır. Bu sürenin az olduğu söylenemez. Bu itibarla çalışılmış gibi sayılan hallerden olarak kabul edilmesi ve "tam yıl" hesabında nazara alınması isabetli olamaz. Aynı nedenle, bu süre içinde yürürlüğe giren toplu iş sözleşmesinden yararlanma ve son ücretin buna göre tayin edilmesi olanağı yoktur.
Kaldı ki, davacı istirahati sonunda işe başlamadan malulen emekli olmuştur. Bu nedenle, istirahatli geçen sürenin kıdem tazminatında nazara alınması davacının bu süre içinde yürürlüğe giren toplu iş sözleşmesinden kısmen de olsa yararlandırılmış olması ve son ücretin buna göre tayin edilmiş bulunması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda 2. bente gösterilen sebepten davalı yararına BOZULMASINA,(...) 23.4.1981 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacının raporlu bulunduğu sürenin iş süresinden sayılması yasa gereği olduğuna ve karar yerindeki gerekçeye göre kararın onanması oyunda olduğumdan çoğunluk görüşünden ayrılıyorum.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini