Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
9. Ceza Dairesi
E:1981/4044
K:1982/348
T:27.01.1981
* BASIN YASASINDA SORUMLULUK
ÖZET : Sanık, suça konu olan takma [müstear] adla yayınlanan yazının, yayınlandığı gazetenin sorumlu müdürüdür. Hazırlık soruşturmasında anlatımı [ifadesi] alınmadan dava açılmışsa da, davanın sadece sanığın sorgusuna dayanmaması ve özellikle dava açılması kısa bir süre ile sınırlanmış olması nedenleriyle usuli bir yanılgı olarak görülemez ve sonuca da etkili değildir. Çünkü bu eksiklik mahkemede yapılan sorgusu ile giderilmektedir.
Takma adla yayınlanan yazıyı gerçekleştiren yazı işleri müdürü sanık, yazıyı yazanın belli olmaması nedeniyle asli sorumludur. Eylemin Basın Yasasının 16. maddenin 2. bendine uygun görülmesiyle özgürlüğü bağlayıcı cezanın, para cezasına çevrilmemesi yerindedir.
(5680 s. Basın K m. 16/2 (2231 s Kla Dğş.) m.35
( 143 s. Kla Dğş.)
Neşir yolu ile hükümetin manevi şahsiyetini alenen tahkir ve tezyif etmekten sanık Sadettin'in yapılan yargılaması sonunda; mahkumiyetine dair (İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 8.7.1981 gün ve 1978/296 esas, 1981/343 karar sayılı hükmün süresi içinde duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş ve şartı depo parası ile yerine getirilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığı'ndan tebliğname ile daireye gönderilmekle duruşmalı olarak yapılan inceleme sonunda aşağıdaki karar tespit olundu
Sanık Saadettin; suça konu "Adı değmez" müstear adı ile yayınlanan "Bu Defter Dürülecektir" başlıklı yazının yayınlandığı gazetenin sorumlu müdürüdür.
Yazıda yer alan "Manevi Sefalet - Medeni Yankesicilik - İdari Fuhuş - Hükümet Otoritesini Yalağa Uzatmak - Siyasi Rezalet - Efsanevi Şehvet" gibi sözlerin tahkir ve tezyif edici nitelikte bulunmasına, gerek yazıda belirtilen icraatın hükümete ait olması ve gerekse, Hükümet Otoritesi - İdare" gibi İbarelerle tahkir ve tezyifin hükümete matufiyetinde tereddüt edilmeyecek şekilde açıklılık bulunması karşısında; hükümeti tahkir ve tezyif kastının bulunmadığı, müsnet suçun yasal unsurlarının oluşmadığı şeklindeki temyiz itirazları varit görülmemiştir.
Hazırlık tahkikatında sanığın ifadesi alınmadan dava açılmış olması; açılan davanın sadece sanığın sorgusuna dayanmaması nedeniyle sonuca etkili ve bozmayı gerektirecek usuli bir hata olarak görülmemiş, özellikle olayımızda olduğu gibi dava açılması kısa bir süre ile sınırlanmış olan hallerde bu noksanlığın sonuca etkili olmadığı yerleşmiş Yargıtay İçtihatlariyle belirlenmiştir. Çünkü; mahkeme huzurunda mutlaka yapılması gereken sanık sorgusu ile, bu eksiklik doğal olarak giderilmektedir.
Dosya kapsamı ve yukarıdaki açıklamalarla müsnet suçun sabit olması karşısında, sanığın 5680 sayılı Basın Kanununun 2231 sayılı Kanunla değişik 16. maddesi muvacehesinde sorumluluğunun ne olacağının saptanması gerekmektedir.
Sözü edilen 16. madde de basın suçlarından dolayı sorumluluk üç ayrı bentte ve birbirinden müstakil olarak düzenlenmiştir. Bu bentlerden bir ve ikincisi mevkutelerle; üçüncüsü, mevkute tanımına girmeyen eserlerle işlenen suçlarla ilgili sorumluluğu belirtmektedir. Olayımızda suç mevkute ile işlendiğine göre; sanığın sorumluluğunun bir ve ikinci bentlerden hangisine uyduğunun belirlenmesi lazımdır.
Anılan yasa metni incelendiğinde görülmektedir ki; sorumlu müdürler hakkında verilen hürriyeti bağlayıcı cezaların para cezasına çevrilmesini zorunlu kılan 16/1. maddedeki hüküm; yayının gerçekleştiği anda yazarı belli olan ve yazıla sorumlu müdürün beraber mesul oldukları hale münhasırdır. Yazar, yazı metninden - muhtevadan dolayı birinci derecede, yaz' işleri müdürü de yazara bu imkanı vermek suretiyle yayını gerçekleştiren kişi olmaktan ötürü ikinci derecede sorumludur. Sorumluluktaki bu derecelenmenin sonucu olarak yazı işleri müdürünün cezası bu bentde paraya çevrilmektedir.
16. maddenin ikinci bendinde ise; yazı, namı müstearla veya rumuzla yazılmış olup yazar belli değildir. Bu itibarla ikinci bent birinci bentden tamamiyle ayrı ve sorumlu müdürün tek başına sorumluluğunu düzenleyen bir hüküm getirmektedir. Buradaki sorumluluk, yayını gerçekleştirmeden doğan ve yanlız sorumlu müdüre ait bütünün asil sorumluluktur 16/2. maddeye göre sorumluluğun belirlendiği hallerde artık, yazı işleri müdürü sıfatı söz konusu bulunmadığından 16/1. maddenin uygulanması mümkün olmayacak ve bu benle hiçbir surette dönüşme olanağı kalmayacaktır. Çünkü; sahibi belli olmayan yazının yayımını gerçekleştiren kişi yasa maddesinin birinci bendinde kendisine tanınan yazı işleri müdürlüğü sıfat ve ayrıcalığından feragat etmiş, muhtevadan doğan yazarın sorumluluğunu yayını gerçekleştirmek suretiyle üzerine almıştır. Kendi rıza ve iradesiyle yüklendiği ikinci bentteki sorumluğundan anonimlik hukukunu ve sonuçlarını ters çevirmek ve geriye döndürmek suretiyle kurtulması artık mümkün değildir. Aksi kabul; sanık olan bir kimseye 0 kamu davasında, ceza sorumluluğu açısından önemli tasarruf yetkisi tanımak anlamına gelir. Buna ne yasa metni, ne de genel hukuk kuralları olanak vermez. Yazı işleri müdürünü bu sıfatından dolayı değilde, yasanın kendisini yazar mesabesinde kabul ettiği ve ayrı 'ceddine tabi tuttuğu 16/2. maddedeki eyleminden dolayı da birinci bentteki sorumluluğa tabi tutmak, her iki bendi aynı sonuca ulaştırmak neticesin i ortaya çıkaracağından ve bentler arasındaki ayrımı yok saymak anlamına geleceğinden bu tür bir tatbikata yasal olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerce hükmedilen hürriyeti bağlayıcı cezanın 16/1. madde ile paraya çevrilmesi gerektiğine ilişen temyiz itirazları da keza varit değildir. Dairemizin 10.6.1980 gün 2674/2568 sayılı ve 13.5.1980 gün 1749/2285 sayılı kararlarındaki görüşü de bu merkezdedir
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre sorumluluğun tayininde ve kurulan hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanığın temyiz itirazları ile duruşmadaki açıklamalarının reddiyle hükmün isteme aykırı olarak (ONANMASINA), depo parasının gelir kaydına, 27.1.1982 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Sanık Sadettin'in gazete yazı işleri müdürü olarak, "Adı değmez" takma adı altında yayınladığı yazının kim tarafından kaleme alındığının. başlangıçta (26.9.1978 günlü sorgusunda) açıklanmamış olması, gerçek durumun sonradan öğrenilip bildirilmesine engel değildir. Nitekim sanık daha sonra yaptığı inceleme sonunda bu takma adlı yazının gerçek sahibinin Necip olduğunu saptamış ve 1:8.4.1980 günlü savunmasında buna ilişkin kanıtlarım da göstermiştir Gazetesi'nin yeni yazı işleri müdürünün imzasını taşıyan 2.2.1981 gönlü yazıda bu savunma doğrulandığı gibi, anılan takma adın başka yayın organlarında da Necip tarafından kullanılmış olduğu belirtilmiştir. Ayrıca Necip'in mahkemeye gönderdiği 3.11.1980 gönlü dilekçesinde kaçamaklıda olsa bu durum kabul edilmiştir. Böylece yayım olayının Necip ile sanık Saadettin tarafından birlikte gerçekleştirilmiş olduğu ortaya çıkmış bulunmaktadır.
Bu durumda 5680 sayılı Basın Kanununun 2231 sayılı Yasa değişik 16. maddenin iki numaralı bendinin uygulama yeteneği kalmamıştır bir numara bendinde yazılı halin söz konusu olacağı kabul edilmelidir. Zira yasadaki deyimle "Beraber" sorumluluk koşulları gerçekleşmiştir. Bu nedenle sanığın hapis cezası ile sorumlu olmaması gerekir. Açıklanan yönlerden onama kararına karşıyım. Dava konusu olan ve 3 1.3.1978 günlü Gazetesi'nde yayımlanan yazı ile Hükümetin manevi kişiliğini alenen tahkir ve tezyif suçundan dolayı sanığın sadece para cezası ile cezalandırılması gerekeceği kanısındayım.
Üye Ali Rıza ÖNDER
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini