Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E: 1981/1098
K: 1981/1057
T: 06.02.1981
  • ASLİ KATILMA
ÖZET: Asli katılma, bir kimsenin açılmış bir davada kendi yararına bir hakkın saptanmasını ve korunmasını istemesidir. Bu nedenle katılana ilişkin istekler askıya alınamaz. İstek hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmelidir.
(1086 s. HUMK m. 53, 54, 57, 427)
Şeymus ile Tekel Başmüdürlüğü vekili Av. Özkan, müdahil Recave müştereklerine vekaleten kendisine asaleten Av. Reşat aralarındaki men'i müdahale davasının reddine dair (Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 13.10.1980 gün ve 578/405 sayılı hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı, davalı Tekel Başmüdürlüğü vekili ile müdahiller vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü
Hüküm esas bakımından davacı ile müdahiller tarafından ve avukatlık ücreti yönünden de Tekel İdaresi tarafından temyiz edilmiştir. Krokide (B) işareti ile gösterilen nizalı kısmın Tekel İdaresi tarafından 'kamulaştırılan 195 parsel kaydının kapsamı içinde kaldığı ve müdahillerin bu yer hakkında bir davaları mevcut bulunmadığı ve dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden davalı Tekel idaresi lehine avukatlık ücreti tayin ve takdir edilmiş olup bunda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamış olduğuna göre, hükmün krokide (B) işareti ile gösterilen taşınmaz kısmına ilişkin bölümüne yöneltilen davacı ile Tekel İdaresinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün bu bölümünün esas ve avukatlık ücreti yönünden (ONANMASI. NA), ve krokide (A) işareti ile gösterilen 2300 m2. İlk ve (C) işareti ile gösterilen 1500 m2. lik yerler hakkında müdahillerin taleplerinin reddine ilişkin hükme yöneltilen temyiz itirazlarına gelince: Müdahiller vekili Av. Reşat tarafından verilen 7.11.1977 tarihi müdahale dilekçesi ile, dava konusu taşınmazın kendilerine ait 95 ve 96 parseller içerisinde kaldığı ve bunlardan 96 parselin, tapulamada itirazı, olduğu ve sonradan verdikleri dilekçelerle de bu kısımlar hakkında tapulamadan önce de tapuları olduğu davalı Tekel İdaresi ile davacıların iddialarının yersiz bulunduğu belirtilerek bu tür iddiaların ve davacının davasının reddine karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece harç alınmak suretiyle adı geçenler asli müdahil olarak yargılamaya kabul edilmişler ve sonunda müdahillerin istekleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Feri müdahale şekli HUMK.nun 53. ve bunu izleyen maddelerinde düzenlenmiş olduğu halde, asli müdahale denilen şekil kanunumuzda ve diğer bazı kanunlarda (örneğin Bern Kantonu Usul Kanununda) ayrıca düzenlenmiş değildir. Oysa, örneğin Alman Usul Kanununun (ZPO) 64. paragrafı bu konuyu düzenlemekte ve " Her kim ki, diğer kişiler arasında görülmekte olan bir hukuki uyuşmazlığın kesin bir karar ile sonuçlanmasına kadar kendi istemini, önünde hukuki ihtilaf görülmek olan aynı mahkemece her iki tarafa yöneltilmiş bir dava ile dermeyan etmeye yetkilidir" demekle ve aynı Kanunun 65. paragrafında ise "esas dava asli müdahale hakkında kesin karar verilinceye kadar bir tarafın isteği üzerine ertelenebilir" denilmektedir.
Bu hükümlerden anlaşılacağı üzere asli müdahalede bir üçüncü kişi yargılamaya davanın yanlarından birine yardım etmek için girmemekte; aksine o, görülmekte olan davanın, her iki yanına karşı dava konusu şeyin kendisine aidiyetini iddia etmektedir.
Usul kanunumuzda yer almamış olmakla birlikte gerek uygulamada gerekse öğretide asli müdahalenin varlığı kabul edilmiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 22.1.1971 günlü ve 1971/11-12 sayılı kararında şöyle denilmiştir: "Asli müdahale bir davada bir kimsenin kendi hakkını korumak için fer'i müdahalede olduğu gibi taraflara bağlı olmaksızın iddiada bulunması demektir... Asli müdahil tıpkı bir davacı gibi hareket etmek hakkını haizdir. Hükmü başlıbaşına temyiz hakkını haizdir."
Asli müdahale bir kişinin açılmış bir davada kendi yararına bir hakkın tesbit ve korunmasını istemesiyle ol ur. Olayımızda durum bundan farklı değildir. Müdahiller dava konusu bu kısımların tapulamadan çok önceden beri tapulu yerleri olduğunu ve halen bu yere tapulamaca vaziyet edilerek 96 parsel şeklinde tutanağın düzenlendiği, ancak itiraz şekliyle tutanağın kesinleşmediğinin mülkiyetin tesbitine iliştiğini bu iddiaların çözüm yerinin tapulama mahkemesi olduğunu bildirmişlerdir. Müdahiller mülkiyetin kendilerine ait olduğunu belirterek her iki tarafın (benimdir) şeklinde iddialarının red edilerek çekişmenin çözümlenmesini mahkemeden istemektedirler. Bu durumda müdahalede bulunanların hukuki yararları ile davanın taraflarının hukuki yararları çatışmaktadır. Davaya bu nedenle müdahale edilmiştir.
Verilecek hükmün müdahillere etkili olması gerekir. Müdahile ait istekler askıya alınarak ya da "bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilerek istek hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Müdahale konusu olan kısımların mülkiyetine tapulanmada uyuşmazlık konusu olduğu ileri sürüldüğüne göre 766 Tapulama Kanununun 50. maddesindeki koşullar var ise o takdirde uyuşmazlığın bu kısmı hakkında görevsizlik kararı verilerek dosyanın tapulama mahkemesine gönderilmesi gerekir. Mahkemece 96 parsele ait tapulama tutanağı getirtilerek tutanağın kesinleşip kesinleşmediğinin, kesinleşme var ise davadan önce olup olmadığının, kesinleşmemiş ise uyuşmazlığın 766 sayılı Tapulama Kanunun 47 ve 48. maddelerde sayılan uyuşmazlık türlerinden olup olmadığının araştırılması ve sonunda taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözümleyici biçimde ve müdahiller ile yanlara etkili olacak bir biçimde karar verilmesi gerekir iken bunlardan zuhul ve eksik inceleme ile yazılı şekilde 'karar verilmesi isabetsiz ve müdahiller ile davacı ve davalı Tekel İdaresinin hükmün krokide (A) ve (C) işareti ile gösterilen kısımlarına ilişkin bölümüne yönelttikleri bozma dilekleri yerinde olduğundan kabulü ile hükmün bu bölümünün (BOZULMASINA), bozma nedenine göre bu konulara yöneltilen sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve 47000 kuruş onama harcının davacı ve davalı Tekel idaresinden alınmasına ve 50000 kuruş peşin harcın istek halinde müdahillere iadesine 6.2.1981 tarihinde onamada oybirliği bozmada oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Alman Usul Kanunu paragraf 64'de yer alan davaya asil müdahale HUMK.nunda düzenlenmemiştir. Aşağıda değinilen doktrinin görüşüne göre, Türk Hukukunda da uygulama olanağı vardır. Yargıtay kararları ile de asli müdahalenin varlığı kabul edilmektedir.
Asli müdahaleden söz edilebilmek için, üçüncü bir kişi tarafından; dava devam ederken hem davacı, hem de davalı aleyhine açılmış bir dava bulunması ve üçüncü kişinin, dava olunan şeyin davacı ve davalıya değil, kendisine ait olduğunu iddia etmesi gerekir (Prof. Dr. Baki Kuru Hukuk Mahkemeleri Usulü 1974, s. 544; Prof. Dr. Saim Üstündağ, Medeni Yargılama Hukuku 1977, cilt 1, s. 312).
Olayınızda ise, müdahiller 7.11.1977 günlü harcı alınmış dilekçelerinde; davacının, Tekel İdaresinin el atmasının önlenmesini istediği taşınmazın kendilerine ait 95 ve 96 sayılı parseller olduğunu. iddia etmişler, herhangi bir istekte bulunmamışlardır. davalı Tekel İdaresine yöneltilmiş bir davaları yoktur. Bu nedenle dilekçeleri, davaya asli müdahale olarak kabul edilemez.
Recai ve arkadaşlarının dilekçelerinin asil müdahale sayılmamasının sonucu olarak da tartışma konusu olmakla birlikte müdahillerin tapu kayıtlarına ilişkin tapulama tutanaklarının henüz kesinleşip kesinleşmediğini ve buna davalı olarak mahkemenin görevli olup olmadığım araştırmaya gerek yoktur.
Doktrine uygun biçimde Recai ve arkadaşlarının dilekçelerini davaya müdahale olarak kabul etmeyen mahkeme kararı isabetlidir. Yerel mahkeme kararının onanması düşüncesiyle çoğunluk görüşüne karşıyım.
Üye (ARD.)
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini