Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E:1981/8047
K:1981/13483
T:22.12.1981
  • KAMU TÜZEL KİŞİLERİNCE KAMU HİZMETLERİNE ÖZGÜLENMİŞ TAŞINMAZLAR
  • TAPULAMA İŞLEMİ
  • TAPULAMA DIŞI BIRAKMA
* ÖZET:1 - 221 sayılı Kanunun 1. maddesi hükmünün uygulanabilmesi için Kamulaştırma Kanununun yürürlük gününde o yerden kamunun yol olarak yararlanması, yol niteliğini ve dolayısıyla tahsisinin varlığını saklı tutmuş olması gerekir.
2 - Tapulama Kanununun 2. maddesi hükmünce, tapulama dışında bırakma işlemi de bir tapu/ama işlemidir. Tapu/ama sırasında ilgililer tapulama dışında bırakılma yönünden uyuşmazlık çıkartıp tutanak düzenletmediği takdirde tapulama işlemi kesinleşmiş olur. Bu takdirde tapu/ama dışında kalan yerler hakkında açılacak davalar Tapu/ama Kanununun 31 ve 52. maddesi hükümlerince genel mahkemelerde görülür.
(221 s. AHTEG. K m. 1)
(766 s. Tapulama k m. 2, 31, 52)
Taraflar arasında tapulama tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı incelenmesi istenilmekle; tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, iş incelendi, gereği görüşüldü
Tapulama sırasında temyiz konusu 247 parsel sayılı 750 m2. yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydına dayanılarak Mustafa ile Ayşe adlarına tespit edilmiştir. Ayşe M...de nizalı yerin bir bölümüne tapu kaydına, diğer bölümüne de satın almaya dayanarak itiraz etmiştir. Asliye Mahkemesinde davacı Erdem tarafından Mustafa ve Ayşe ile Hazine aleyhine açılan tapu kaydı tashih ve iptali, tescil ve müdahelenin önlenmesi davası görevsizlik kararı ile Tapulama Mahkemesine aktarılmıştır. Mahkemece davacıların davalarının birer bölümünün kabulüne dava konusu taşınmazın krokisinde (A) ve (C) harfleri ile gösterilen toplam 166 m2.lik bölümün davacı Erdem adına, (E) harfi ile gösterilen 60 m2.lik bölümün diğer davacı Ayşe M... 573 m2. lik bölümün davalılar adına arta kalan bölümlerin deniz kıyı şeridi içinde kaldığından tapulama dışı bırakılmasına karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
Davacı Erdem kapanmış yolu belediyeden satın aldığını ve fakat bu yeri davalının tapu kaydının kapsamında bulunduğunu ileri sürmüş ve bu yerin tapudan ifraz edilmesini ve adına tescilini istemiştir. Davacı Erdem' in belediyeden Tapu Kanununun 21. maddesine dayanarak satın alması ile doğan hakkı ile davalı tarafın tapu kaydına dayanan hakkı çatışmış bulunmaktadır. Davacı 221 sayılı Kanuna dayanmıştır. Dolaylı olarak nizalı bölüm üzerinde davalı tarafın tapu kaydına dayanan hakkını kabul etmiş ancak kamulaştırma hükmü ile 221 sayılı Kanun gereğince hakkın belediyeye geçtiğini ileri sürmüştür. 221 sayılı Kanunun 1. maddesinde (Kamulaştırma Kanununun yürürlüğe girdiği güne kadar kamulaştırma işlemine dayanmaksızın Kamulaştırma Kanunlarının göz önünde tuttuğu maksatlara fiilen tahsis edilmiş olan gayrimenkuller ilgili amme hükmü şahsı veya müessesesi adına tahsis tarihinde kamulaştırılmış sayılır.) hükmü yer almıştır. davalı tarafın tapu kaydının kapsamında olan bu yer, kamulaştırılmaksızın yol olarak kullanılır iken 221 sayılı Kanun ve 6830 sayılı Kamulaştırma Kanunu yürürlüğe girmeden önce fiilen tahsis ortadan kalkmış ve bu yer yol olmaktan çıkarılmıştır. 221 sayılı Kanunun 1. maddesinin uygulanabilmesi için Kamulaştırma Kanununun yürürlük gününde o yerden kamunun yol olarak yararlanması ve dolayısıyla tahsisin varlığını saklı tutması gerekir. Olayda ise bu yer 1955 yılından yol olmaktan çıkarılmış ve tahsis kalkmıştır. Bu itibarla olayda 221 sayılı Kanunun uygulama yeri bulunmamaktadır. Hal böyle olunca davalı tarafın dayandığı tapu kaydına değer verilmek gerekir. Mahkemenin bu yönü gözetmemiş olması isabetsiz bulunmaktadır. Bu nedenle davalı tarafın temyiz itirazları yerindedir. Uzman bilirkişi tarafından düzenlenen 18.2.1981 günlü haritada (C) harfi ile gösterilen 72 m2. lik bölüm tapulama dışında kılmıştır. Tapulama dışında kalan yerler, Tapulama Kanununun 2. maddesi hükmü gereğince, tapulama sırasında tapulamadığı kalma yönünden uyuşmazlık çıkarı l ip tutanak düzenlenmedikçe tapulama dışı bırakma yolunda yapılan tapulama işlemi kesinleşmiş olur. Hal böyle olunca bu tür yerler hakkında Tapulama Kanununun 31 ve 52. maddeleri hükmünce görevsizlik kararı verilmek .gerekirken bu yönün düşünülmemiş olması da isabetsizdir. Hazinenin temyiz itirazı bu yer hakkında yerindedir. 18.2.1981 günlü haritada (D) harfi ile gösterilen 6 m2.lik bölümün deniz şeridi içinde kaldığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ayrıca deniz şeridi 18.2.1981 günlü haritada yeşil renkli çizgi ile gösterilmiş ve İmar Bakanlığı'nın tespitine uygun olarak kabul edilmiş ise de; ne imar Bakanlığı'nın deniz şeridini saptaması ne de belediyenin imar planında deniz sınırının belli edilmesi mahkemeyi bağlamaz. Mahkemenin resen belli mevzu hukuka ve belli bilimsel ölçülere göre deniz sınırını saptaması gerekir. Bunun için uzman bilirkişilerle olağan meteorolojik olaylar altında denizin etkisinde kalan kumluk, taşlık, kayalık, çakıl[ı:k, kamışlık, sazlık, bataklık gibi yerler ile kültür arazisinin birleşik hattı saptanmalı. deniz sınırının bu hat olacağı düşünülmelidir. Mahkemece böyle bir araştırma yapılmamış olması dahi isabetsiz, Hazinenin ve davalının ve ayrıca davacı Erdemin krokide (D) harfi ile gösterilen yer hakkındaki temyiz itirazları bu nedenlerle yerindedir.
Davacı Erdemin 247 sayılı parsel kapsamı dışında kalan ve Belediyeden satın aldığı saptanan ve krokide (B) harfi ile gösterilen 128 in2. miktarındaki bölüm sahil şeridinin içinde kalmış olması dolayısıyla tapulama dışı bırakılmış ise de; yukarda açıklandığı üzere denizin etkisinde kalan alan uzman bilir kişi ile saptanmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması dahi isabetsizdir.
Mahkemece krokide (E) harfi ile gösterilen 60 m2.lik bölüm Ayşe M...'nin tapu kapsamında kaldığı 'kabul edilmiş ise de; bu yönde yapılan araştırma ve inceleme de yetersizdir. davalı ile davacı Ayşe M...'nin tapu kayıtlarının uygulaması yetersizdir. Her iki tarafın tapu kayıtları gereği gibi yerine uygulanmalı, davacı Ayşe M...'nin tapu kaydının güney sınırında deniz olmadığı ve 247 sayılı parsel sahibinin sınır gösterildiği göz önünde tutulmalı, gerektiğinde bu davacının dava ettiği yerin doğusundaki parsel dayanağı getirtilip ondan da yararlanılmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir. Deniz sınırının bu bölümde de yukarda açıklandığı üzere saptanması zorunludur. Bu itibarla davalının ve davacının temyiz itirazları gerek krokide gösterilen (E) bölümü gerekse (F) bölümü yönünden yerindedir.
Sonuç: Tarafların tümünün temyiz itirazları yukarda açıklandığı üzere yerinde olduğundan kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), Yargıtay kararının niteliğine göre duruşmada hazır bulunan Erdem ve Hazine İçin avukatlık parası takdirine yer olmadığına ve 766 sayılı Tapulama Kanununun 73. maddesince harç alınmamasına 22.12.1981 gününde oybirliği ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler



YARGITAY KARARLARI :
İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini