 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1981/7996
K: 1981/10183
T: 30.09.1981
DAVA : Taraflar arasında tapulama tesbitinden doğan dava sonunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki kağıtlar okundu, iş incelendi, gereği görüşüldü:
KARAR : Tapulama sırasında yüzölçümleri yirmişer dönümü geçmeyen 495 ve 496 parsel sayılı taşınmazlar, vergi kaytılarına, miras yolu ile geçen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine, satın olmaya ve paylaşmaya dayanılarak Rukiye ve Ünzile adına tesbit edilmiştir. İtirazı tapulama komisyonunca red edilen davacı, Ahmet Ağa terekesi mirasçıları mümessili Adil, tapu kayıtlarına dayanarak dava açmıştır. Davacılardan Fatma tarafından davacılar aleyhine asliye mahkemesinde açılan müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil davası görevsizlik kararı ile tapulama mahkemesine devredilmiştir. mahkemece, 496 sayılı parsel hakkındaki davanın esastan reddine, tapulama komisyonu kararının tasdikine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1 - 495 parsel sayılı taşınmazın davacı tarafından dayandığı tapu kaydının kapsamı içinde kaldığı kayıt malikinin 1335 gününde öldüğü, terekesinin mirasçılar arasında paylaşıldığı ve bu paylaşmada taşınmazın davalının satıcısı payına düştüğü ve tapu dışı satışın yapıldığı günden asliye hukuk mahkemesinde açılan müdahalenin önlenmesi davası gününe kadar on yıllık sürenin geçtiği ve bölgede tapulamanın başladığı 1959 gününe kadar tapu dışı satışın bozulmadığı ve böylece taşınmaz üzerinde zilyed bulunan alıcı yararına Tapulama Kanunun 32/c maddesinde öngörülen iktisap koşullarının gerçekleştiği, mahkemece yapılan uygulama ve toplanan ve değerlendirilen deliler ile saptanmıştır. Bu nedenlerle bu parselin hükmüne yönelik diğer temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, taşınmazın kim adına ve hangi pay oranında tesçil edileceği adı ve pay miktarı hüküm yerinde belirtilmek suretiyle karar verilmek gerekirken tapulama komisyonunun bu suretle tasdikine biçiminde karar vermiş olması isabetsizdir.
2 - 496 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki dava feragat nedeni ile mahkemece reddedilmiştir. Oysa sulh hakimliğince tayin edilen tereke mümessili iştirak halindeki paydaşların tümü tarafından feragate ilişkin olarak yetki verilmedikçe davadan feragat edemez. Tereke temsilcisinin böyle bir tasarufta bulunması bu yetkinin verilmesine bağlıdır. Mahkemece bu yön gözönünde tutulmaksızın tereke mümessilini feragat etmiş olduğundan söz edilerek yazılı eşkilde hüküm kurulmuş olması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; feragat halinde Tapulama Kanununun 53/2. maddesi hükmünce işlem yapılmak gerekirken davanın reddine biçiminde karar verilmiş olması dahi isabetsizdir.
SONUÇ : Yukarıda bir ve iki sayılı bentlerde açıklanan nedenlerle yerinde olan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 766 Sayılı Tapulama Kanununun 73. maddesi uyarınca harç alınmasına yer olmadığına 30.9.1981 gününde oybirliği ile karar verildi.