 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1981/6528
K: 1982/5817
T: 06.05.1982
DAVA : Taraflar arasında tapulama tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; tetkik hakiminin raporu ve dosyadaki kağıtlar okunda, iş incelendi, gereği görüşüldü:
KARAR : Tapulama sırasında nizalı taşınmaz tapu kaydına dayanılarak davalı taraf adına tesbit edilmiştir. İtirazı tapulama komisyonu tarafından adına tesbit edilmiştir. İtirazı tapulama komisyonu tarafından reddedilen Eyyüp, icra satışına ve ifraza dayanılarak oluşan ilk tapu kaydına dayanmış ve dava açmıştır. Asliye mahkemesinde görülmekte olan Mekhet ve Veli tarafından Eyyüp aleyhine açılan tapu iptali ve tesçil davası tapulama mahkemesine devir edilmiştir. Dava sırasında Mehmet ve Veli tarafından Eyyüp aleyhine açılan tapu iptali ve tesçil davası tapulama mahkemesine devir edilmiştir. Dava sırasında Mehmet ve Veli davalı tarafın tapusunun da geçerli olmadığı nedenini ileri sürmüş ve davaya katılmıştır. Mahkemece Eyyüp davasının kabulüne, davalı ve katılan tapuların iptaline, nizalı perselin davacı Eyyüp adına tesçiline, diğer davacı ve katılanların davalarının reddine karar verilmiş, hüküm, davalı ile katılanlar Mehmet ve Veli tarafından temyiz edilmiştir.
Nizalı parselin, Muammer adına var olan 30.7.1953 ve 161 sayılı tapu kaydının kapsamında bulunduğu yönünde taraflar arasında bir uyuşmazlık yoktur. Adı geçen kişi, 1954 yılında bu tapu kaydı kapsamını parselasyona tabii tutmuş ve mükerrer kayıtlardan ilkini oluşturmuştur. Daha sanra 1955 yılında Muammer aynı yeri ikinci kez parselasyona tabi tutmuş ve bu kez de kendi adına yeniden tapu kaydı oluşturmuştur. Böylelikle ayrı ayrı iki parselasyon sonucu aynı yer hakkında çifte tapu kaydı meydana getirilmiştir.
Davalı taraf ikinci kez meydana getirilen tapu kaydından ifraz ve satın alma yolu ile iktisapda bulunmuştur. davacı taraf ise, ilk kez oluşturulan tapu kaydından ve fakat ikinci tapu kaydı üzerinden yapılan satışdan daha sonra iktisapda bulunmuştur. Böylece çifte kayıtdan ayrı ayrı iktisap söz konusu olmuş, sadece ilk kez yapılan persalesyon kaydında biri doğrudan doğruya satın alma, diğeri de icra yolu ile olmak üzere iki mülk edinmenin varlığı ortaya çıkmıştır. Uyuşmazlık, aynı kişi üzerinde bulunan taşınmazın perselasyon yolu ile oluşturulan mükerrer kayıtlardan yapılan iktisapların hangisine değer verileceği konusunda toplanmıştır. Gerçekten her iki kayıt da Muammer'in yani aynı kişiyi malik olarak saptamıştır. Kayıtlar Muammer üzerinde kaldığı sürece kuşkusuz sonradan oluşturulan kayıt mükerrer nitelik taşıdığı için geçersiz ise de; sicilinden kayıt terkin edilmedikçe varlığını muhafaza edeceği kuşkusuzdur. Malik mülkiyet hakkını bir başkasına aktarmakla artık o taşınmaz üzerinde mülkiyet ilişkisini sona erdirmiş olur. Bu durumda satış yolu ile mülkiyetin bir başkasına geçirilmesi mükerrer kayıt üzerinden yapılmış olsa bile artık birinci kaydı yani maliki hala mülkiyet hakkı sahibi olarak gösteren kayda değer verilemez. Mükerrer kayıttan mülkiyet hakkı bir başkasına aktarılmakla malikin mülkiyet hakkı da sona ermiş olacağından bu durumda birinci kayıt geçersiz bir nitelik iktisap eder. Hal böyle olunca birinci kayıt üzerinde yapılan intikaller hukukça değer taşımaz ve bu intikaller nedeni ile satın alan ya da icra yolu ile iktisap eden kişiler Medeni Kanunun 931. maddesine dayanamaz. Mukerrer de olsa ikinci kayıt üzerinde yapılan intikal işlemi ile aynı kişi üzerindeki iki kayıttan artık ikincisi geçerli kayıt niteliğini iktisap eder. Mahkemece bu yönler gözönünde tutularak davaların reddedilmesi gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsiz ise de; hükmü temyiz edenlerden davaya katılan tarafın temyiz itirazları yukarıdaki gerekçeler nedeni ile sonuca etkili görülmediğinden davasının reddedilmesi yolunda aleyhindeki hükmün gerekçesi düzeltilmek suretiyle ONANMASINA ve hükmün yukarıda gösterilen gerekçeler ile davalı taraf yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında avukatla temsil edilen davalı taraf için takdir olunan 1400 lira avukatlık parasının davacı ile katılan davacılara yükletilmesine 6.5.1982 gününde oybirliğiyle karar verildi.