 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1981/4879
K: 1981/5543
T: 04.05.1981
DAVA : Taraflar arrasında tapulama tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıta'ca incelenmesi istenilmekle temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, iş incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Tapulama sırasında 603 parsel sayılı 22900 m.2 yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyedliğine dayanılarak Mustafa adına tesbit edilmiştir. İtirazı tapulama komisyonu tarafından reddedilen Mehmet, tapu kaydına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar ayrı ayır tapu kayıtlarına dayanmışlarsa da bu tapu kayıtlarının MK. nun 639. maddesi hükmünce tescil hükmüne göre oluşturulduğu kayıt örneklerinde belirtilmiştir. Sözü edilen mahkeme hükümleri kısa bir süre ara ile alınmıştır. O halde bu durumda mükerrerlik söz konusu olamaz. Sadece doğru temelin araştırılması gerekir, yani gerçekten mülkiyet hakkını, kazandırıcı zamanaşımı ile iktisap eden kişinin hangi kayıt sahibi olduğunun saptanması zorunludur. Ancak, dinlenen tanık ve bilirkişiler bu yerin öncesinin buzağılık olduğunu söylemişlerdir. Mahkemece bu sözler üzerinde gereği gibi durulmamış ve gerçekten o yerin buzağılık olup olmadığı yöntemine göre araştırılmamıştır. Nizalı parselin öncesi bilinmeyen süreden beri bir veya bir kaç köyün kullanmasına geleneksel biçimde tahsis edilmiş buzağılık yeri ise o takdirde bu tür yerler üzerinde kazandırıcı zamanaşımı işlemeyeceğinden ve kamu malı olan bu tür yerler hakkında alınan tapu kayıtlarının satışından da olan bu tür yerler hakkında alınan tapu kayıtlarının satışından da MK. nun 931. maddesi uygulanamayacağından taşınmazın Tapulama Kanununun 35. maddesi hükmünce sınırlandırılması gerekir. Ancak bunun için mahkemece her iki tapu kaydının dayanağı ilamlar getirtilmeli, Hazine ve Köy Tüzel Kişiliğinin o ilamlarda hasım olup olmadığı araştırılmalı, doğru temelli kaydın ilamında Hazine ve köyün hasım olduğu sonucuna varıldığı takdirde doğru temelli olan tapu kaydı bakımından o kaydın dayanağı olan ilam kesin hüküm teşkil edeceğinden doğru temelli tapu kaydına göre hüküm verilmelidir. O ilamlarda köy ve Hazine hasım ise bu takdirde toplanan delillere göre İsmet adındaki kişinin bu yeri 1942'de ya da bir kaç yıl sonra terk ettiği ve davalının satıcının eline geçtiği ve yirmi yılı aşkın bir süreden beri bu şekilde davalı tarafça kullanıla geldiği göz önünde tutularak davalı adına tescile karar verilmelidir. mahkemece bu yönlerin eksik bırakılması isabetsiz, temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 766 sayılı Tapulama Kanununun 73. maddesince harç alınmamasına, 4.5.1981 gününde oybirliğiyle karar verildi.