 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1981/3667
K: 1981/4492
T: 13.04.1981
DAVA : Taraflar arasında tapulama tesbitinden doğan dava sonunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik tarupor ve dosyadaki kağıtlar okundu, gereği görüşüldü:
KARAR : Tapulama sırasında 1575 parsle sayılı 2800 m.2 yüzölçümündeki taşınmaz, paylaşmaya, yap satın almaya ve miras yoluyla geçen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak Fatma adına tesbit edilmiştir. İtirazı tapulama komisyonu tarafından ret edilen kezban pay sahibi olduğunu, nizalı taşınmazın paylaşılmadığını ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Kezban'ın annesinin 1939 yılında ölmüş olduğu veraset belgesinde belirtilmiştir. Herne kadar mirasçının diğer mirasçıya miras hakkını satması yazılı olmak kaydı ile MK. nun 612. maddesi hükmünce geçerli ise de; mahkemenin kabul ettiği gibi satış 1962 yılında değil, 1950 yılında yapılmıştır. 2962 yılında yapılan satışın konusu taşınmazlar ile nizalı parselin bir ilişkisi bulunmadığı, toplanan delillerle belirtilmiştir. 1950 yılında Keziban'ın 10-12 yaşlarında olduğu, gerek veraset belgesinde ve gerekse tanık sözletrinde açıklanmıştır. Keziban'ın yaşta miras payının satılmasının sonuçlarını fark ve temyiz edebilme gücüne sahip olduğunun kabulü, olayların olağan akışına ve hayat tecrübelerine uygun düşmez. Aktin niteliği ve Kezban'ın yaş durumunun temyiz kudretinin bulunmadığına karine sayılması gerekir. Kezban'ın satış gününde temyiz kudretine sahip olduğu dahi iddia ve ispat edilmemiştir. Temyiz kudretine sahip olmayan küçüklerin yapmış olduğu hukuksal muameleler MK. nun 13-15. maddeleri hnükümlerince tam ehliyetsizlik nedeni ile geçersiz olup, bu gibi tasarruflar velinin ya da reşit olduktan sonra kendisinin icazeti yoluyla da düzeltilemez. Diğer taraftan dayanılan senet Kezban tarafından imzalanmış olup Kezban'ın velisi tarafından yapılmış bir satışın varlığından da sözedilemez. Mahkemece bu yönler göz önünde tutulmaksızın yazılı olduğu üzere hüküm oluşturulması isabetsiz ve davacının temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 766 sayılı Tapulama Kanunun 73. maddesi uyarınca harç alımasına yer olmadığına, 13.4.1981 gününde oybirliğiyle karar verildi.