 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1981/14637
K: 1981/13818
T: 31.12.1981
DAVA : Taraflar arasında tapulama tespitinden doğan dava sonunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki kağıtlar okundu, iş incelendi, gereği görüşüldü:
KARAR : Tapulama sırasında 355 parsel sayılı 824 m2. yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydına ve satışa dayanılarak Ayşe ve Veli adlarına tespit edilmiştir. İtirazları tapulama komisyonunca reddedilen davacılar 1/3 hissenin adlarına tesçilini talep etmişlerdir. Mahkemece davanın kabulüne, taşınmazın gerçek hak sahipleri adına pay oranında tapuya tesçiline karar verilmiş: hüküm, davalılardan Veli tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde Saime'nin satışı yolu ile davalılının iktisabının kötü niyete dayandığını iddia etmemiştir. Tapulama davalarında da taraflar karşı karşıya geldiğinde iddia edilmeyen yönün re'sen gözönünde tutulması ve araştırılması olanağı yoktur. Mahkemece re'sen davalının kötü niyetli olup olmadığının araştılmasına girilmesi olanaksızdır. Olayda 14.2.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince kötü niyetin zahir olduğunu da kabul etmeye elverişli bir durum bulunmamakatadır. Mahkemenin iddia olmadığı halde kötü niyet araştırmasına girip delillere göre kötü niyeti zahir kabul edilebilmesi için çıplak olay gözönünde tutularak kötü niyetin var olduğunun anlaşılması gerekir. Medeni Kanunun 931. maddesinde yer alan temel kuralı ortadan kaldıracak biçimde, İçtihadı Birleştirme Kararının genişletilerek uygulanmaması olanaksızdır. Davalının dördüncü oturumdaki sözleri belgelendirilmemiştir. Mahkemece bu yönlerin gözetilmemiş olması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenle yerinde oldğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 766 sayılı Tapulama Kanunun 73. maddesi uyarınca harç alınmasına yer olmadığına 31.12.1981 gününde oybirliği ile karar verildi.