 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E:1981/11770
K:1982/679
T:29.01.1982
- GERÇEK HAK SAHİBİ ADINA TESCİL
- TAPULAMADA VEKİLLİK
* ÖZET:1 - İştirak halinde paydaşın tereke adına değilde kendi adına tapulama mahkemesine açtığı tescil davasına iştirak çilerin davacı olarak davaya katılmalarına ya da temsilci atanmasına gerek yoktur. Tereke hakkı sabit olduğu taktirde Tapulama Kanununun 54. maddesi uygulanır. 2-Tapulama Kanununun 56. maddesi hükmünce vekaletnamenin ihtiyar kurulunca onaylanması gerekir.
(766 s. Tapulama K m. 54, 56)
Taraflar arasındaki tapulara tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki kağıtlar okundu, iş incelendi, gereği görüşüldü
Tapulama sırasında nizalı taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davacı Hanife ve paydaşları adlarına tesbit edilmiştir. Hazine'nin tapu kaydına dayanan itirazı, tapulama komisyonu tarafından kabul edilerek taşınmazın üzerindeki muhdesatın davacılara aidiyetine karar verilmiştir. Komisyon kararına karşı davacı miras yolu ile gelen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, 10.9.1980 günlü dava dilekçesine tereke adına bir istekte bulunmamış; taşınmazın
doğrudan doğruya müvekkilesi Hanife adına tesciline karar verilmesini istemiş ve bağımsız hakka dayanmıştır. Hal böyle olunca tereke adına açılmış bir davanın varlığından söz edilemez. 0 halde davada terekenin temsili söz konusu olamaz. Tereke hakkı sabit olduğu takdirde Tapulama Kanunun 54. maddesi hükmü uygulanmak suretiyle gerçek hak sahibi olan tereke adına tescile karar verilebilir. Mahkemenin bu yönü gözetmemesi isabetsiz olduğu gibi; kabule göre de: Vekaletnamenin sadece muhtar tarafından onaylandığı Tapulama Kanunun 56. maddesine göre ihtiyar kurulunun onaylaması gerektiğinin gözönünde tutulmaması ve vekaletnamenin Yasaya uygun düzenlenip ibrazı için davacı tarafa süre tanınmaması ve ayrıca gene kabule göre: Terekenin davada temsili için davacıya mehil verilmemiş bulunması dahi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 766 sayılı Tapulama Kanunun 73. maddesi uyarınca harç alınmasına yer olmadığına, 29.1.1982 gününde oybirliği ile karar verildi.