 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1981/12155
K: 1981/17199
T: 16.12.1981
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan ortaklığın giderilmesi davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, bir parça taşınmazın ortaklığının giderilmesine ilişkindir. Mahkeme umum arasında satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar vermiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı, dava konusu taşınmazda Yunan tebalı davalılarında paydaş olduğunu, beyanla hissedarlar arasında satılmak suretiyle ortaklığın giderilmesini istemiştir. Davalı taraf satışı kendilerininde istediğini belirtmiş, ancak satışın hissedarlar arasında mı yoksa umum arasında mı olmasını istediklerini hususunda yapılabilmesi için taşınmazın satışına tüm hissedarların katılma olanağının bulunması gerekir. Davalılar Yunan tebalı olduğuna göre Bakanlar Kurulu'nun 2.11.1964 gün ve 6/3801 sayılı kararı uyarınca Türkiye'de mal iktisap edemiyeceklerine göre satışa katılmaları mümkün değildir. Bu itibarla davalıların duruşmadaki "satışı biz de istiyoruz" ifadesini umum arasında satışı istiyoruz anlamında kabul etmek gerekir. Ortaklığın giderlimesi davaları çift taraflı davalardır. Bu bakımdan davalılar da, davacı gibi aynı hakka haizdir. Mahkeme umum arasında satışa çıkmış sayılamaz. Bu nedenlerle mahkemenin kararı usul ve yasaya uygun olduğundan ONANMASINA ve taşınmaz malın satış bedelinden hissesine düşecek paranın binde beşi nisbetinde hesaplanacak onama harcından peşin alınan 500 liranın mahsubu ile bakiyesinin temyiz edenden alınmasına, 16.12.1981 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacı, hissedarlar arasında yapılacak satışla ortaklığın giderilmesini istemiştir. 10.9.1980 tarihli oturumda davacı vekili taşınmazın paydaşlar arasında açık artırma ile satışını istediklerini açıklamış ve davalılar vekili bu açıklama üzerine (müvekkillerimizin Merkez Bankasında çok yüksek miktarda bloke hesapları vardır. Satışa iştirak edeceklerdir ve bu bloke hesaptan tediye yapacaklardır) şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı vekilinin bu beyanı, dava dilekçesinde yapılan talebe davacı vekilinin duruşmadaki açıklamasına, karşı yapılmıştır. Talep ve açıklama hissedarlar arasındaki satışa ait bulunmakla, davalılar vekilinin beyanı da buna yönelik olmak gerekir. Davalılar vekilinin talep ve açıklamayı karşılamak için bildirdiği satışa iştirak edecekleri hakkındaki beyana, ortaklığın hissedarlar arasında değil umuma açık olarak satış istemi şeklinde kabul etmek mümkün değildir. Satışın umuma açık olarak yapılmasının kabul edilebilmesi için bu cihetin sarahaten talep edilmesi icap eder. Böyle bir talep ise dosyada yoktur. Kaldı ki yargılamada yapılan bir beyan yeterli değilse açıklığa kavuşturulması ve davalıların bu husustaki savunmalarının alınması mümkündür. Beyanı, kabulü mümkün olmayacak şekilde yorumlamak ve bu yorumlamaya göre hüküm tesis etmek yerinde değildir. Dava taşınmazın kabili taksim bulunduğu takdirde taksimi değilse satış suretiyle ortaklığın giderilmesi şeklinde açılmadığından olayda MK'nun 688. maddesinin uygulanması mümkün bulunmamaktadır. Mahkeme talep ve savunma ile bağlıdır. Satışın umuma açık olarak yapılması hususunda bir talep yoktur. Mahkemenin talebin dışına çıkarak taşınmazın umuma açık olarak satışının yapılması suretiyle ortaklığın giderilmesine karar vermesi kanuna aykırıdır. Bu nedenlerle davalıların Yunan uyruklu olmaları ile taşınmaz iktisap edip edemeyeceklerinin aranmasına lüzum bulunmamaktadır. Nihayet davalıların iktisabı mümkün değilse davacının paydaşlar arasında satış hakkındaki talebi iyi niyetle bağdaşmayacağından davanın reddi gerekir. Bu cihetle gözönünde tutulmadan taşınmazın umuma açık olarak satılmak suretiyle ortaklığının giderilmesine karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Ekseriyetin onama kararına bu nedenlerle karşı olup hükmün belirtilen sebeplerle (BOZULMASI) oyundayız.