 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Ceza Dairesi
E: 1981/6282
K: 1981/7084
T: 09.11.1981
DAVA : Sahtekarlıktan sanık İkran hakkında yapılan duruşma sonunda; mahkumiyetine dair (Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 9.3.1981 tarihli hüküm para depo edilmek suretiyle şartı yerine getirilerek sanığın temyizine hasren yapılan inceleme sonunda; uygun bulunan Yargıtay 6. Ceza Dairesi'nce hükmün onanmasına, depo parasının gelir kaydına 30.6.1981 tarihinde karar verilerek dosya 1981/5001 ve 1981/5014 sayılı ilamla iade edilmekle (Olay, hükümlünün tapu dairesinin kendisine verdiği belgenin bir kesimini saklayarak ve çıkarttığı fotokopiye dayanarak ihtiyati tedbir kararı almasıdır. Yerel mahkemece bu fotokopi belge olarak değerlendirilmiş ve adı geçen cezalandırılmıştır. Yine yerel mahkeme, sahte belgenin aslını tapu idaresinden istemişse de idare 6.11.1980 günlü yazısında, aslının bir kesimi örtülerek fotokopinin çıkarıldığını bildirmiş, bu durum 1.12.1978 günlü oturumda, belgenin aslı olmadığı biçiminde tutanağa geçirilmiştir. Oysa yazıdan belge aslının dairede olduğu anlaşılmaktadır. Ancak, aslı üzerinde bir suç işlenmediğinden, bu olgu sonua etkili görülmemektedir. Öte yandan, tanık Hediye'nin de belirtiği üzere ihtiyati tedbir kararı onaylanmamış fotokopiye rağmen, hukuk mahkemesinden alınmıştır. Olay hukuksal açıdan değerlendirildiğinde çıkan sonuç şudur : Bilindiği üzere sahtecilik suçlarının maddi konusu belgelerdir. Belge ise, içeriği olan, hak doğurucu, kaldırıcı ve kanıt arac olan bir yazıdır. Belgenin hukuken geçerli bulunması zorunludur. Hukuken geçerli ve kanıt değerinde olmayan bir yazı, belge (varaka) niteliğini taşımadığından, bunda yada buna dayanılarak yapılan işlemlerde sahtecilik suçu, zarar doğmayacağından söz konusu olamaz. olayımızda ihtiyati tedbir kararına dayanak yapılan ve sahte olduğu ileri sürülen 16.7.1979 tarihli yazılara içeren belge, yetkililere onaylanmadan verilmiş bir fotokopiden ibarettir ve elbette buna dayanılarak bir ihtiyati tedbir kararı verilemiyecektir. Bu durumla da hukuki değeri olan ve hukuki sonuç doğuracak nitelikte bir kanıt aracı olmaktan uzaktır. Aldatma yeteneği bulunmadığı gibi kamu güvenini de sarsacak düzeyde ve bu nedenle de zar9ar doğuracak nitelikte değildir. Buna dayanılarak eksik incelemeyle verilen bir ihtiyati tedbir kararı ise, bu onaysız fotokopiye belge niteliğini kazandırmaktan uzaktır. Yukarıda sunulan nedenlerden anlaşılacağı üzere olayda sahtecilik suçundan öngörülen anlamda bir belge (varaka) üzerinde suç işlenmediğinden ve suçun maddi konusu bulunmadığından suç ögeleri oluşmamış olduğundan hükümlülüğüne ilişkin onama kararının tashihini gerektiren sebeplerden mevcut bulunduğu cihetle CMUK.nun 322. maddesine göre işin bir kerre de karar düzeltilmesi yoluyla incelenerek onama kararının kaldırılması ve hükmün bozulması) talebini ihtiva eden Yargıtay C.Başsavcılığı'nın 22.9.1981 gün ve 1173 sayılı yazısıyle dosya 28.9.1981 tarihinde daireye tekrar gönderilmekle okunarak gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : C.Başsavcılığının karar düzeltme isteği yerinde görüldüğünden kabulü ile dairemizin 30.6.1981 tarih ve 5001/5014 sayılı onama kararı kaldırılarak yeniden yapılan incelemede:
KAR9AR : Sanığın tapudan aldığı kaytı suretinden bir kısmının üzerini kağıtla kapatarak değişik bir anlam taşıyacak şekilde çıkartıp mahkemeye ibraz ettiği fotokopinin üzerinde ayrıca aslına uygunluğunu belirten bir onama şerhi bulunmadıkça hüküm ifade etmiyeceği diğer sair deyimle hukuki netice tevlidine elverişli olmadığı, mahkemenin böyle bir delile dayanarak ihtiyati haciz kararı vermesinin ona geçerli bir belge niteliğini kazandırmıyacağı gözetilmeden yazılı şekilde hükümlülük kararı verilmesi.
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz itirazları yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle (BOZULMASINA), depo parasının geri verilmesine 9.11.1981 tarihinde oybirliği ile karar verildi.