 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
5. Hukuk Dairesi
E: 1981/36
K: 1981/1165
T: 12.02.1981
DAVA : Taraflar arasındaki kamulaştırma değerinin artırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili yönünden süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Kamulaştırılan taşınmaz malın 41 yıldır ziyledi olduğunu öne süren davacı kamulaştırma değerinin artırılmasını istemiş ve zilyedliğine dayandığını bildirmiştir.
Mahkemce davacının zilyetliğine dayanarak bu yerin mülkiyetini kazandığına dair genel hükümler dairesinde dava açması ve alacağı ilamı getirmesi için kendisine önel verilmek ve ara kararı ile bu yükümlülüğü hatırlatmak gerekirken, davacının bir zilyetlik davası açmıyacağı biçimde deyimini tutanağı yazarak davasının reddine karar verilmesi doğru değildir. Ara kararı sonunda verilen önel veya kesin süre sonunda ancak HUMK.nun 163. maddesinin uygulanması düşünülebilir. Davacı da kendisine verilen süreleri yerine getirmediği takdirde davasının red olunabileceği gerçeği ile eylemini ona göre tartabilir. Yoksa duruşma heyacanı içindeki davacıdan alınan bir deyimle davanın reddine bahane yarıtılmamalıdır.
Nitekim Hukuk Genel Kurulu 27.10.1978 gün ve E. 1977/1-1307, K. 1978/900 sayılı kararında: (HUMK.nun 163. maddesi yasanın amacına uygun olarak anlaşıması, davaların reddi için bir bahane aracı olmaması gerekir demektedir. Hatta ara kararını yerine getirmediği takdirde davasının red olunacağının da yazılıp davacının uyarılması hakkaniyete uygun düşer. bu yönler düşünülmeden usul hükümlerinin yanılgılı biçimde uygulanarak davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
Davacının temyiz itirazları bu bakımlardan yerinden görüldüğünden kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA 12.2.1981 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI (1)
Taşınmaz mal tapu siciline kayıtlı olmadığı gibi 6830 sayılı Kamulaştırma Yasasının 19. maddesi uyarınca zilyedi tesbit ve tapuya şerh verilmemiştir. Böyle olunca zilyedin genel hükümlere göre o yeri zilyetlikle iktisaba hak kazandığını genel hükümler dairesinde tesbit ettirerek alacağı ilamı mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Mahkemece bu dava için mal sahibine mehil verilmesi gerekmekte ise de davacı son oturumda açıkca ve HUMK'nun 151. maddesine uygun bir şekilde zilyetliğin subutu davası açmayacağını ve bunun için mehil talep etmediğini bildirmiş olduğundan mahkemece davanın reddine hükmü doğrudur. Bu ned8enle çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
KARŞI OY YAZISI (2)
Dosyadaki kamulaştırma belgelerinde, dava konusu taşınmaz malın maliki davacı gösterilmiş ve kendisine tebligat yapılmıştır. Bu kabule karşı, idare tarafından bir maddi hata davası da açılmamıştır. İdarece davacı adına bankaya yatırılan ihtilafsız bedeli davacı tahsil edebileceği gibi, açtığı bedel artırma davası sonucu tesbit edilecek gerçek değeri de almaya haklı olduğunun kabulü zorunludur. İleride taşınmaz malda başka hak sahipleri çıksa dahi, onların istihkak dava hakları esasen saklı olup bu yön kamulaştırma yapan idareyi etkilemeyecektir.
6830 sayılı Kamulaştırma Yasasının 19. maddesinde (Tapuda kayıtlı olmayan gayrimenkulün, zilyedi mevcut olup da zilyetlikle iktisap iddiasında bulunursa lehine istimlak yapılan idare mahallinde tahkikat yapar, delilleri toplar ve keyfiyeti bir zabıtla tevsik eder, fayrimenkule takdir edilen kıymetin tamamını milli bankalardan birine ve banka yoksa malsandığına yatırarak makbutunu ve istimlak evrakı ile birlikte gayrimenkulün bulunduğu asliye hukuk mahkemesine tevdi eder. Mahkeme evrak üzerinde tahkikat yaparak 8 gün içinde o gayrimenkulün lehine istimlak yapılan idare namına tescilini ve ayrıca zilyedin şerh verilmesini tapu dairesine bildirir) hükmünü vazetmiş, yani burada zilyetlikle taşınmaz malın kazanıldığı hususun mahkemece tesbit ettirilmesi görevini idareye vermiştir.
Hal böyle olunca idarenin kendisine ait bir görevi yerine getirmemiş olması yüzünden şahısların, belki de kamulaştırmadan alacağı karşılığı geçebilecek bir masraf ve külfete maruz bırakılarak tescil davası açmaya mecbur tutulması adalete uygun düşmeyecektir.
Olayda zilyetlikle taşınmazın maliki gösterilerek kamulaştırma tebligatı kendisine yapılan davacının, duruşmada ayrıca tescil davası açmayacağını, bildirmesi, haklı olup; bu beyanının davanın red sebebi sayılması doğru olmadığından hükmün (BOZULMASI) gerektiği oyundayım.