Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
5. Ceza Dairesi
E: 1981/737
K: 1981/1152
T: 22.04.1981
DAVA : Reşit olup aklen malullüğü nedeniyle fiilin kötülüğünü müdrik ve mukavemete mutedir bulunmayan Fatma'nın biliştirak ırzına geçmekten sanıklar Ahmet, Hasan, ve zina yapmaktan sanık Fatma'nın yapılan yargılamaları sonunda; T.C.K.nun 416/1, 417, 80, 59 ve 6085 sayılı kanunun 60/E maddeleri gereğince sanık Ahmet'in 10 sene 2 ay 15 gün sanık Hasan'ın 8 sene 9 ay ağır hapis cezalarıyla mahkumiyetlerine haklarında 31-33. maddelerin tatbikine sanık Hasan'ın şoför ehliyetinin daimi olarak geri alınmasına ve sanık Fatma'nın müsnet suçtan beraetine dair (......) 2. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 12.11.980 gün ve 978/43 Esas, 980/211 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi O yer C. Savcısı ile sanıklar tarafından istenilmiş ve sanık Hasan Gönülsüz yönünden duruşmalı inceleme talep edilmiş şartı yerine getirilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle,
Gıyabında verilen hüküm sanık Ahmet'e 24.12.1980 günü tebliğ edilmiş olduğu halde, temyiz dileçesi 2.1.1981 tarihinde yasal süresi geçtikten sonra verilmiş bulunduğundan C.M.U.K.nun 317. maddesi uyarınca temyiz isteğinin tebliğname gibi reddiyle, incelemenin sanık Hasan ile C. Savcısının sanık Fatma haklarındaki temyizlere hasren yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
KARAR : 23.1.1976 gecesi eşi ile birlikte kaldıkları babasının evini gizlice terk eden mağdurenin, önce tanık Mehmet Vehbi Metin ile arkadaşlarının birlikte oturdukları eve geldiği, acayip konuşmaları nedeniyle durumundan şüphe edilerek içeri alınmaması üzerine, sokaklarda dolaşmaya başladığı ve gece yarısından sonra saat 03 suları yalınayak, sırtında pijama olduğu hahde kendisini sokakta gezerken gören ve oto ile takip eden ve saklandığı bir inşaat içinden evine götürmek vaadiyle otomobile alan sanıkların akli melekelerinin inkişaf derecesi itibariyle, iyiliğini kötülüğü ayıramıyan ve hiçbir şekilde direnme gücü bulunmayan mağdureyi otodan inmek istediğini söylemesine rağmen bırakmayan, ıssız bir mahalleye götürdükleri ve burada oto içinde sıra ile ırzına geçtikleri, bundan sonra sanık Hasan'ın ayrıldığı, sanık Ahmet'in mağdureyi kendi evine getirdiği ve aynı baskı altında ırzına geçmeye bir süre devam ettiği, bilahare isteği üzerine onu İstanbul'a gönderdiği, burada zabıtaca yakalanıp babasına teslim edilmesi ile olayın ortaya çıktığı, babası Osman ile kocası Ali'nin iddiaları, Fatma'nın anlatımları tanıklar Halil, Mehmet, Abdullah ve Mehmet'in yeminli ifadeleri, Adli Tıp Meclisi Başkanlığınca düzenlenen ve Fatma'nın duçar olduğu akli maluliyeti dolayısıyla durumunun T.C.K.nun 416/1. maddesinde yazılı koşullara uygun bulunduğu, bu nedenle de fiilin ahlakı redaetini idrak edemiyeceği ve mukavemete mutedir olamıyacağına ilişkin 29.2.980 günlü raporu içeriği ile anlaşılmış olmasına ve akıl hastası mağdurenin evine götürüleceği vaadiyle kandırılıp otomobile alındıktan sonra, evi civarında inmek istemesine rağmen kolundan tutularak bırakılmaması ve oto içinde sıra ile sanıklar tarafından ırzına geçilmesinde ve devam eden bu baskı altında temyiz isteği reddolunan sanık Ahmet'in ırza geçmeyi bir süre daha teselsül ettirmiş olmasında T.C.K.nun 440. maddesinde gösterilen ve nikahlı bir kadının eşinden başka bir erkekle (erkeklerle) iradi suretle bilerek cinsel birleşmede bulunması olarak tanımlanan zina suçunun öğelerinin oluşmayacağına göre, sanık Fatma'nın zina suçundan beraetine karar verilmesi yasaya uygun bulunduğundan C. Savcısının bu suçtan beraet kararı verilmesinin isabetsizliğine ilişen temyiz itirazları ile tebliğnamedeki aynı hususa değinen düşüncenin reddiyle sanık Fatma hakındaki hükmün ONANMASINA,
Irza geçmekten sanık Hasan'ın mahkumiyet hükmüne ait temyiz itirazlarına gelince:
Yapılan yargılamaya toplanan kanıtlara, hükmün dayandığı gerekçeye ve T.C.K.nun 416/1. maddesindeki akıl hastalığı nedeniyle ağırlaştırıcı hükmün ugyulanması için tanıklar tarafından suç mağdurundaki akli maluliyetin mevcudiyetinin kesin olarak bilinmesinin şart olmayıp bu husustaki şüpheli davranışların ırza geçmek fiilinden önce meydana çıkmış olmasının yeterli bulunmasına ve bir kış gecesi saat 03 suları, yalınayak pijama ile sokaklarda dolaşan ve inşaatlarda gizlenen bir kadının bu davranışlarının ve durumunun normal olamıyacağının her aklı başında şahıs tarafından idrak edilebileceğine, ilk sevkolunduğu tabiplikçe mağdurenin akli durumunun saptanmış bulunmasına göre sanık vekilinin, mevcut akıl hastalığının müvekkilince fark edilemediği halde yazılı şekilde cezalandırılmasının isabetsizliğine ve sübuta ait temyiz itirazarı ile duruşma sırasındaki aynı hususlara değinen savunmaları yerinde görülmediğinden reddine,
Ancak:
Mümeyyiz olmayan kişilerin dava ehliyetleri de bulunmamasına, bu gibiler davada kanuni mümessilleri tarafından temsil edilebileceklerine ve bunlar adına ancak kanuni mümessilleri tarafından dava açılabileceğine ve açılmış bulunan kamu davalarının kanuni mümessillerinin katılabileceklerine ve medeni kanunun 391, 405/8. maddeleri, vesayet altındaki kimsenin taraf bulunduğu davalarda onu temsil edecek olan vasinin mahcur adına dava açabilmesi veya açılmış bulunan davaya katılabilmesi yahut da bu kimseye karşı açılan davayı takip edebilmesi için kendisine sulh mahkemesi tarafından husumet izninin verilmesi amir hükmünü getirmiş bulunmasına ayrıca iznin her dava için ayrı ayrı alınması gerekli olup vesayet kararında vasiye genel olarak husumet izninin tanınmış olmasının yasal bir değer taşımamasına ve (prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk muhakemeleri usulü kanunu 3. bası sahife 197) anılan 405. maddenin 8. fıkrası hükmü kamu düzenine ilişkin olmasına göre mahkemece vasiye husumet izni verilip verilmediğinin re'sen araştırılması, mevcut değilse iznin alınması için kendisine uygun bir süre tanınması ve sonuca nazaran müdahale isteği hakkında bir karara varılması icap etmiş olmasına rağmen akıl hastalı Fatma'nın asaleten ve böyle bir izin alındığına dair dosyada belgesi bulunmıyan babası Osman'ın mağdureye vesayeten müdahil olarak duruşmaya katılması isteklerinin kabulü ile vekalet ücretine hükmedilmesi,
Yasaya aykırı temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden BOZULMASINA, 22.4.1981 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini