 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
5. Ceza Dairesi
E: 1981/536
K: 1981/980
T: 08.04.1981
DAVA : Görevli bulunduğu sırada icbar suretiyle irtikapta bulunmaya eksik derecede kalkışmaktan sanık Muzaffer'in yapılan yargılaması sonunda, TCK.'nun 209/1-son, 61, 59 ve 227/son maddeleri gereğince 11 ay 3 gün ağır hapis cezasıyla mahkumiyetine, müebbeten memuriyetten mahrumiyetine dair (........) 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nden verilen 24.10.1980 gün ve 979/179 E. 980/198 K. sayılı hükmün süresi içinde Duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş ve şartı yerine getirilmiş olduğundan,
KARAR : Bozmaya uyularak yapılan duruşmaya, toplanan delillere göre sübuta ve sair yönlere ilişen temyiz itirazları ile müdafiinin duruşmalı inceleme sırasındaki aynı hususa yönelik savunmaları yerinde görülmediğinden reddine;
Ancak :
TCK.'nun 209. maddesinde tanımlanan irtikap suçu, memurun nüfuz ve kudretini kötüye kullanmak suretiyle ferdi tazyik etmesi ve bu tazyik sonucu ferdin de memurun haksız muamelesini önlemek mecburiyetinde kalarak ona menfaat temin ve vaad etmesiyle oluşur.
Bunda müteaddi durumda bulunan memurdur. Fert ise mağdur vaziyettedir. Onun rızası yoktur ve gayremeşru bir zemin içinde bulunmamaktadır.
TCK.'nun 212 ve 213. maddelerinde tanımlanan rüşvet suçları ise, memurun kanun ve nizam hükümlerine göre yapmaya mecbur olduğu şeyi yapmak veya yapmamaya mecbur olduğu şeyi yapmamak ve yapmaya mecbur olduğu şeyi yapmamak veyahut yapmamaya mecbur olduğu şeyi yapmak için faile haksız bir menfaat mukabilinde veya vaadi üzerinde anlaşmaya varmasıdır.
Olayımızda; ehliyetnamesini yanında bulundurmadığı için Bursa Trafik mahkemesinin 31.08.1978 gün ve 978/1524-1557 sayılı kararı ile mahkumiyetine hükmedilmiş bulunan ve bu nedenle gayrimeşru bir zemin içinde olduğu anlaşılan mağdura karşı vukubulan ve sübutu kabul edilen eylem, sanığın mağdurdan rüşvet istemesi, onun da bu teklifi kabul etmemesi şeklinde olşutuğuna ve bu suretle taraflar arasında bir rüşvet anlaşması söz konusu olamayacağına ve yukarıda yazılı nedenlerle irtikap ve rüşvet suçlarını oluşturmayacağına göre, sanığın fiilinin TCK.'nun 240. maddesine yazılı görevi kötüye kullanmak niteliğinde bulunduğu göz önüne alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması;
SONUÇ : Yasaya aykırı ve sanık vekilinin temyiz itirazları ile duruşmalı inceleme sırasında gerek kendisinin, gerekse vekilinin savunmaları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün (BOZULMASINA), oybirliğiyle karar verildi.