 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1981/9066
K: 1981/11934
T: 02.11.1981
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına ilişkin hükmün davacı avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi gereği konuşuldu:
KARAR : Haksız eylemden doğan tazminat alacağının ödetilmesi isteğine ilişkin bulunan bu davanın reddine dair 27.6.1975 günlü mahkeme kararı, dairenin 8.12.1976 tarih ve 2129/10650 sayılı ilamı ile bozulup dosyası 28.2.1977 tarihinde mahkemesine iade edildikten sonra 7.2.1980 tarihinde davacı tarafından mahkemeye verilen dilekçe ile işleme konulmuştur. yerel mahkeme, bozmaya ilişkin Yargıtay kararının hakimlikçe kaleme havale edildiği 28.2.1977 tarihi ile yenileme dilekçesinin verildiği 7.2.1980 tarihi arasında HUMK.nun 1711 sayılı Yasa ile değişik 409. maddesinin 2. ve 5. fıkralarında öngörülen bir aylık ve bir yıllık sürelerin geçirilmiş olduğu gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir.
Gerçekten HUMK.nun 409. maddesinin 2.fıkrası hükmü "Yargıtay'dan bozlularak mahkemesine geri gönderilen davalara da uygulanır" (Yargıtay İçitihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 15.10.1980 gün ve 1980/2 esas, 1980/1 karar sayılı kararı). Ancak Yargıtay'ın bozma (ya da karar düzeltme istiminin reddi) kararı üzerine, dava dosyası kendisine gönderilen mahlalli mahkemece yazı işleri yönetmeliğinin 23. maddesi uyarınca şartlar gerçekleştiğinde dosyanın derhal esas defterine kaydı zorunlu isede duruşma için kendiliğinden yeniden gün tayin edip tarafları cağıramaz. Bu usul işlemi için taraflardan birinin mahkemeye başvurması ve özellikle posta giderlerini ödemesi gereklidir (HUMK.na ilk karar tarihinden sonra 2494 sayılı Kanunla eklenen 442/A maddesi hükmüne aykırıdır). Tarafların bu yolda mahkemeye başvuruda bulunabilmeleri; ise ancak dava dosyanının mahalli mahkemeye geldiğini öğrenmeleriyle mümkündür. Tarafların öğrenmedikleri bir işlemin (yani, Yargıtay'dan bozularak gelen dava dosyasının hakimlikçe mahkeme kalemine havale edilmesi tarihinin) Usulün 409/II. maddesinde öngörülen bir aylık süreye başlangıç sayılmasının kabulüne usul hükümleri elverişli değildir. O halde, anılan maddedeki bir aylık sürenin; Yargıtay ilamının mahkemeye gelmiş olduğunun taraflarca öğrenildiğini tarihten itibaren başlayacağnın kabulü zorunludur ve dairemizin yerleşmiş uygulaması da bu yoldadır (4.HD. 3.4.1980 gün ve 1919/4393 sayılı kararı).
Bu açıklanan olgular gözönünde tutulmadan HUMK.nun 409/2-5. maddeleri gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
O halde mahkemece yapılacak iş; dosyadaki begelerden ve mahkeme defterlerinden dava dosyasının mahkemeye döndüğünü davacının öğrendiği ve Yargıtay bozma ilamına karşı tashihi karar müddetinin geçmiş olduğu tarihi tesbit ettikten sonra belli süreler itibariyle 409. maddede belirtilen yaptırımların uygulanıp uygulanmıyacağına karar vermekten ibarettir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenle BOZULMASINA ve davacı yararına takdir edilen 3.000 lira duruşma avukatlık parasının davalılara yükletilmesine davacının peşin harcının istek halinde geri verilmesine 2.11.1981 gününde oybirliği ile karar verildi.