 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E:1981/906
K:1981/2634
T:05.03.1981
- UYGUN NEDENSELLİK BAĞI (NİTELİĞİ -TANIMI)
- DESTEKTEN YOKSUN KALMA ÖDENCESİ - KAPSAMI
ÖZET : Evli olan davacının ölen desteği, ilerde doğacak torununa bakmakla yükümlü olmadığına göre, böyle bir bakma olgusunun gerçekleşeceği kuvvetle umulsa dahi, bu bakma, ölen desteğin istek ve ihtiyarına bağlı, insancıl bir duygu ve ahlaki bir vazifeden kaynaklanan, bu itibarla da para ile değerlendirilemeyecek ve bu niteliği ve özelliği yönünden destek zararı kapsamı içinde kabul edilemeyecek olan manevi bir kayıptır.
(818 s. BK m. 45, 47)
Taraflar arasındaki trafik kazasından doğma ölüm tazminatı davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı 86573 lira 75 kuruşun faiziyle birlikte ve kararda gösterilen şekilde davalıdan alınarak davacılara ödenmesine ilişkin hükmün süresi içinde davalı Hazine avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşuldu
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya Uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir yolsuzluk görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan davalının temyiz itirazlarının reddi gerektir.
2 - Davaya konu trafik olayında; davalı Milli Savunma Bakanlığı'nın minibüsünü yöneten askeri şoför Suat, tedbirsizlik ve dikkatsizlik ve meslekte acemilik sonucu, davacıların miras bırakanları (anneleri) Emine'ye çarparak ölümüne sebebiyet vermiştir.
Davacılardan Serpil; annesinin ölüm tarihinde 26 yaşındadır ve hamiledir. Tarişte muhasebeci olarak çalışmaktadır. Kocası ile birlikte çalıştığı için, çocuğu doğduğu zaman annesinin bakımına vermeyi düşünmektedir. Anılan davacı, dava dilekçesinde; annesinin ölümü nedeniyle çocuğuna bakıcı tutmak zorunda kaldığını, bu suretle annesinin desteğinden mahrum olduğunu ileri sürerek, maddi tazminat istemini bu maddi olguya dayandırmış ve 60.000 lira destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, 6395,40 lira maddi tazminata hükmedilmiştir.
Mahkemenin bu yoldaki kabulü haksız eylemin bir unsuru olan zarar ile eylem arasındaki 'uygun nedensellik bağı kavramı ile BK...nun 45. maddesindeki destek kavramının hukuki niteliği üzerinde özellikle durulmasını zorunlu kılmıştır.
a) Uygun nedensellik (illiyet) bağı
Bir haksız eylemin varlığı konusunda aranan koşullardan binde nedensellik bağı (illiyet rabıtası) dır. Gerçekten verilen zararın bir tazminat borcu doğurabilmesi için zararın kendisine tazmin yükümü bağlanan olayın bir sonucu olarak tezahür etmesi; diğer bir anlatımla bu ikisi arasında bir neden sonuç bağı bulunması gerekir. Belli bir zararın meydana gelmesine birden fazla nedenler katılmış olabilir. Sorumluluk yönünden bunların hepsinin hesaba katılması uygun düşmeyeceği gibi, pratik yönden de mümkün değildir. Bu nedenle bu sebepler arasında bir seçim yapma zorunluğu vardır; bu da zararın vukuuna en fazla sebep olmuş bulunandır.
Mantiki illiyet kavramının hukukta esas alınması genellikle tatminkar olmayan sonuçlar doğurur. Olayımızda olduğu gibi, sorumluluğu gerektiren bir olay öyle bazı zararlar doğurabilir ki ilik nazarda olayla bu zararlar arasında' mantık yönünden nedensellik bağı kuşkusuz vardır; ancak bütün bu zararları tazmin ettirmeyi gerektiren bir hukuki illiyetin varlığı çok kuşkuludur. Onun için Türk hukukunda bugün genellikte kabul edilen görüş, uygun illiyet görüşüdür. Bu görüşe göre; nedenle sonuç arasında bir illiyetin kabulü içln sorunun, genel hayat tecrübelerine, olayların doğal akışına ve objektif ihtimale göre, bir nedene bağlanabilmesini aramak zorunluğu vardır. Başka bir anlatımla sonuç mahiyeti itibariyle bu nedenle tolaya) uygun olmalı, onun uygun bir sonucu olarak görünmesidir. Eğer sonuç, olayların durumuna göre beklenilmiyecek bir nitelikte ise, mantiki anlamda yine bir illiyet vardır; fakat olayı meydana getiren (fail} bu şekilde ,uygun olmayan sonuçtan sorumlu tutulamaz. Şu halde tazının borcu illiyet bağının dışına çıkmayacak; fakat arada uygun bir illiyet bağının bulunması koşuluyla eylemin bütün zararlı sonuçlarını içerecektir (F. Eren - Sorumluluk Hukuku - Açısından Uygun illiyet Bağı - Ankara 1975 - Sayfa 21-50 (Kenan Tunçobağ - Türk Borçlar Hukuku- 1976-Cilt 1 -Sayfa 450-451).
Davacının annesinin trafik kazasında ölmesi olayı ile zarar (arinesi ölmeseydi, doğacak torununun bakımını üstlenmesi ile davacının bakıcı tutmak zorunluğunda kalmıyacağı ve bakım giderlerine katlanmamış olacağı şeklindeki destek zararı) arasında genel hayat tecrübelenme, olayların doğal akımına ve objektif ihtimale göre, hukuki illiyet bağının varlığını kabul etmek mümkün değildir. Esasen böyle bir kabul, destekten yoksun kalmaktan doğan tazminatın niteliğini ve gerçekleştirmek istediği amaçla bağdaştırılamaz. 0 halde, davalının bu sonuçtan (zarardan) sorumlu tutulması yasaya aykırıdır. b) BK.nun 45. maddesindeki destek kavramının hukuki niteliği:
Bir kimseyi başkası için destek haline getiren yardımlarda düzenlilik ve devamlılık unsurları vardır. Yapanın keyfine göre gelişi güzel zamanlarda sağlanan yardımlar (örneğin, olayımızda ölen annenin, torununun bakımını yaşamış olsaydı, bir süre üstleneceği şekildeki yardımları düzenli olmadıkları için destekten yoksun kalma tazminatına esas alınamazlar. Bunun gibi; her gün, her hafta, her ay düzenli bir şekilde yapılmış olmakla beraber ancak sınırlı bir süre için yapılmış veya ilerde yapılması umulan yardımlar da destek olarak nitelenemez. Zira, böyle yardımlarda devamlılık unsuru yoktur. Oysa bu öyle bir unsurdur ki, ölümden evvel yapılmış olan yardımların, ölüm vukubulmasaydı da sürüp gideceğini tayine imkan verir.
Destekten yoksun 'kalma ile MK.nun 315. maddesine uyan nafaka alacaklısı olmak, bir birinden ayrı hukuki durumlar olup, ölen şahsın nafaka ile yükümlü olması da şart değil isede (HGK. 27.9.1967 T. E. 966/9 - 1262. K. 410); gerek düzenlilik ve gerekse devamlılık unsurları ölenin özellikle kendilerine karşı kanuni bakım [nafaka] mükellefiyeti altında bulunmadığı kimseler için önem arzeder. Gerçekten de böyle kimselere yapılan yardımlarda bu iki unsurdan velev biri eksik olduğu takdirde yardımın gelecekte vukubulacağı şüphelidir ve kestirilemez. Olayda, ölüm anına kadar fiilen bakma unsuru gerçekleşmiş değilse hakim hiçbir hukuki yönü olmayan Ümitkaybını" kararına dayanak olarak alamaz Ancak ileriye ait kanuni yardım mükellefiyeti davacıyı, fiili bakımı ispat külfetinden kurtarabilir (Selahattin Sulhi Tekiinay - Borçlar Hukuku - İstanbul 1974- Sayfa 456 - 457) Ölen annenin ise, davacının çocuğuna ne kanuni ve nede akdi bakma yükümlülüğü de yoktur. Hal böyle olunca ölenin torunu na ileride bakacağı ve dolayısıyla davacı kızının geçimine yardım edeceği, ona "yaşam vasıtaları" sağlıyacağı (meşkuk olup) kestirilemiyeceğinden, (düzenlilik) ve (devamlılık) unsurlarının varlığından da bu davada söz edilemiyecektir.
Kaldıki; olayımızda, ölen destek torununa bakmakla yükümlü olmadığına göre, böyle bir bakmanın gerçekleşeceği kuvvetle umulsa dahi, bu bakma olgusu ölenin ihtiyarına bağlı ve insani bir duygu ve ahlaki bir vazifeden kaynaklanan, bu itibarla da para ile değerlendirilmeyecek ve bu niteliği ve özelliği bakımından destek zararı olarak kabul edilemeyecek olan bir kayıptır. Diğer bir anlatımla, ölüm vukua gelmeseydi ölenin torununa bakmasından dolayı bu hizmetine karşılık kızından bir hak talep etmesi BK.nun 62. maddesinin son fıkrası uyarınca mümkün de olamıyacağına göre, ölenin sağlığında yasaca talep edemiyecek olan bir karşılığın destek zararı kapsamında düşünülmesi ve bu yardımdan yoksun kalındığından söz edilerek tazmini yönüne gidilmesi düşünülemez.
Şu açıklanan gerekçeler maddi olgular karşısında mahkemece yapılacak iş, davacı Serpilin maddi tazminat talebinin tümünün reddine karar vermekten ibarettir. Aksi düşüncelerle bu davacı yararına bu kalem istek için maddi tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır ve bozmayı gerektirir.
Sonuç : Davacı Serpil, yönünden davalının temyiz itirazlarının ikinci bentte gösterilen nedenlerle kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), bu dava hakkında sair temyiz itirazları ile diğer davacılara yönelik tam temyiz itirazlarının birinci bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin harcın istek halinde geri verilmesine 5.3;1981 gününde oybirliğiyle karar verildi.