 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1981/6271
K: 1981/8017
T: 04.06.1981
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı birleştirilen her iki davanın reddine ilişkin hükmün davacı avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine gereği konuşuldu:
KARAR : Yerel mahkemenin de kabul ettiği gibi; davaya konu olan ve zararlı sonuç doğuran cismani zarar davalıların çocukları ile davacı küçüğün evlerinin önünde "kovalı taş oyunu" diye adlandırılan bir oyun oynandığı sırada, davacı küçük (A.)'nın taşı atıp kovayı vurması, bunun üzerine ikinci kez taşı kaparak çizgiye geri gelmesi ve tekrar atış yaptığında kovayı bu kez vuramaması, işte bu anda davalıların çocukları olan (H.)'ın oyun heyecanı içinde aniden geriye dönüş yaptığında, dirseğinin davacının gözüne çarpmasıyla meydana gelmiştir.
Dava, Medeni Yasanın 320. maddesinden kaynaklanan tazminat isteğine ilişkindir. Bilindiği gibi, aile başkanın sorumluluğu (kusura dayanmayan) yasal gözetim ve özen ödevinin yerine getirilmemesinden kaynaklanan bir sebeb (objekti) sorumluluğudur. M.K.'nun 320. maddesinde, (B.K. 55-56. maddelerine olduğu gibi) aile başkanının objektif özen ödevini yerine getirmediği bir karine olarak kabul edilmektedir. Ancak aile başkanı, kurtuluş kanıtı getirerek bir karine çürütebilir. Olayda; aile başkanı durumunda bulunan davalı babanın, M.K.'nun 320. maddesinin kendisine yüklediği sorumluluktan kurtulabilmesi için, maddenin öngördüğü objektif özen ödevini yerine getirmiş, yani maddedeki ifadeyle (mutad veçhile (alışılmış tarzda) ve ahvalin muktazi (halin gereği) bulunduğu dikkatle ona (gözetim altındaki küçüğe) nezaret ettiğini ispat etmiş) olmalıdır. Hakim, yasada belirlenmiş olan aile başkanın bu denetim ve gözetim görevini yerine getirip getirmediğini ise olayın somut koşullarını dikkate alarak, objektif olarak değerlendirilmelidir. Bilindiği gibi, çocukların fikri ve bedeni gelişmeleri için, onların özgürlüğünün sınırlandırılmaması halin mutat gereklerindendir. (H. Tandoğan - Yüksek Lisans Notları - ankara 1979 sayfa 48), (M. Ünal Türk Medeni Hukukunda Aile Başkanının Sorumluluğu - Ankara 1979 sayfa 122). Bu nedenle çocukların çevrede mutat hale gelmiş ve özellikle de tehlike yaratmayacak oyunları oynamalarının yasaklanması aile başkanından beklenmemelidir. Diğer taraftan, çocukların beklenmedik davranışlarda bulunma ihtimallerinin fazlalığı özellikle (B.K.'nun 55. maddesinde düzenlenen adam çalıştırana nazaran) çocukların gözetim ve denetiminin daha geniş kapsamlı olması ve bütün eylem ve davranışları kapsaması, daha genel bir deyimle ortaya çıkan gözetim güçlüğü, sorumluluğun belirtilmesinde göz ardı edilemiyecek olan olgulardır.
O halde; yukarıda açıklanan kural ve görüşlerin ışığı altında olayın değerlendirmeye tabi tutulması halinde, aile başkanı olan davalı babanın gözetimi altında bulunan küçük oğlunun vazgeçilmez oyun oynama hakkı kapsamı içinde kalan ve genelde tehlike yaratmayan bir oyunu oynaması sırasında, beklenmedik bir davranıştan doğan zarardan sorumlu tutulmaması usul ve yasaya uygun olup baba hakkındaki hüküm bu nedenlerle doğrudur.
Öte yandan gerek hukuk öğretisinde ve gerekse uygulamada aynı anda hem babanın ve hem de ananın aile başkanlığı (birlikte başkanlığı) kabul edilmemektedir. (Bakınız; Y.K. Dergisi - C: VII Sayı: 3. Sayfa 3. Sayfa 293'de, Yargıtay 4. H.D. 11.11.1980 gün ve 980/10022 Esas, 12779 Karar) Aksi savunulmadığına göre; kural olarak bu olayda aile başkanının baba olduğunun kabulü zorunludur. O halde davalı anne hakkındaki davanın reddi bu nedenle usul ve yasaya uygundur.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenlerle ONANMASINA 4.6.1981 gününde oybirliğiyle karar verildi.