Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1981/5359
K: 1981/5786
T: 27.04.1981
DAVA : Taraflar arasındaki hasar tazminat davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı 40.545 liranın faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine ilişkin hükmün süresi içinde davalılar ve davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşuldu:
KARAR : 1 - Davacının aracının hasara uğraması ile sonuçlanan trafik olayının meydana gelmesinde davalı şöför (M.)'un 6/8 oranında kusurlu olduğu ve geri kalan 2/8 kusurun da yağlı ve kaygan olan yolda bulunduğu bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır. Davacı davasını açarken kendisine hiç kusur bulunmadığını, yola atfedilen kusurun hiçbir zaman kendisine tahmil edilemiyeceğini ve bu itibarla davalıların zararının tümünden sorumlu olmaları gerektiğini ileri sürmüştür. Mahkeme, yolun kaygan olması nedeniyle yola atfedilen kusurun davalı araç sahibi ile şöföre tahmil edilemiyeceği görüşünden hareketle, doğan zararın 6/8'inin ödetilmesine karar vermiştir. Oysa mahkemenin bu gerekçesine birçok yönden katılmak mümkün değildir. A- Bilindiği gibi Borçlar Kanununun 51. maddesi hükmü, birden çok kimselerin değişik sebeplerden doğan sorumluluğunu düzenlemiştir. Tetkik konusu bu davada davalı şöför B.K.'nun 41.. maddesinde öngörülen haksız fiil sorumluluğu ile davalı araç sahibi de Trafik Yasasının 50. maddesinde öngörülen ve yasadan doğan ve tehlike sorumluluğu olarak nitelenen bir sorumlulukla davacıya karşı sorumludur. Yola atfedilen kusur ise Devlet karayolları İdaresinin davacıya Karşı sorumluluğunu gerektiren bir hizmet kusuru ile ilgilidir. Şu halde davacı değişik hukuki nedenlerden ötürü kendisine karşı sorumlu olanlardan herbiri aleyhine ilgili yargı yerinde Borçlar Kanunun 51 ve 142. maddeleri hükümlerine dayanarak ayrı ayrı dava açmak suretiyle zararının tümünü teselsül kurallarınca dava edebileceği gibi, bütün sorumluları ya da bu davada olduğu gibi bir kısım sorumluları dava etmek suretiyle yine zararının tümünü bunlardan isteyebilir. O halde, davacının olayın meydana gelmesinde hiç kusuru bulunmadığı cihetle zararının tümünü sadece davalılardan istemesine engel yoktur, ve bu itibarla mahkemenin aksi görüşle vaki uygulaması yerinde değildir.
B - Kaldı ki, olayın meydana gelmesinde yolun yağlı ve kaygan bulunması olgusunun bir mücbir sebep olarak kabulüne de imkan yoktur. Çünkü dairemizin 16.1.1981 gün 14082/217 sayılı kararında da belirtildiği gibi; her sürücünün önceden tahmin edilemiyecek engellerin çıkacağını hesaba katması gerekir. Bu tehlikelerin ve engellerin sonucu doğabilecek kazalar aracın işletilmesine bağlı bir tehlike sonucudur. Öte yandan yolun yağlı olması olgusu bir mücbir sebep olarak da kabul ve mütelaa edilemez. Çünkü (mesela; yolun buzlu veya dolgusunun kaygan olması veya çok kısa bir süre önce tarladan yola çıkan bir traktörün yolu tehlikeli bir şekilde çamurlaması, yoğun sis, göz kamaştıran güneş, görülmemiş şiddette yağmur ve dolu, kar ve yola başka araçlardan dökülmüş olan tehlikeli şeyler ve anılan kararımızda söz konusu olan yola olaydan önce başka bir araç tarafından kayıcı bir madde dökülmüş olması gibi olaylar) önceden hesaba katılabilecek olaylardır. Oysa mücbir sebep teşkil edecek olayın sonuçları asla önlenemez. (Haluk Tandoğan - Kusura Dayanmayan Sözleşme Dışı - Sorumluluk Hukuku - Ankara 1981 - Sayfa 245, dipnot 133 ile ilgili metin ve davamı) (Fikret Eren - Sorumluluk Hukuku Açısından Uygun İlliyet Bağlı Teorisi, Ankara 1975, sayfa 178 ve devamı)
C - Nihayet davalılardan araç sahibi davacıya karşı tehlike sorumluluğu ilkesince sorumlu olduğuna göre, bu davalının kusur gözetilerek sorumluluğu cihetine gidilmiş olması görüşü de yasa hükümleri ile bağdaşır bir görüş değildir. O halde, her iki davalının zararın tümünden sorumlu tutulması için karar bozulmalıdır.
2 - Dosyadaki yazılara kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir yolsuzluk görülmemesine göre davalıların bütün ve davacının birinci bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerektir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın birinci bentte gösterilen nedenle davacı yararına BOZULMASINA, davalıların bütün, davacının ise birinci bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının ikinci bentte gösterilen nedenle reddine 27.4.1981 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini