 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1981/5229
K: 1981/7777
T: 28.05.1981
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı 50.000 liranın faiziyle birlikte davalı (Ş.K.) ve (İ.K.)'tan alınarak davacıya ödenmesine (M.) ve (H.) hakkındaki davanın vazgeçme nedeniyle reddine ilişkin hükmün davalı (İ.K.) avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine gereği konuşuldu:
KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir yolsuzluk görülmemesine göre hükmü temyiz eden davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddini gerektir.
2 - Davacı, kendisine ait piyango biletinin davalılar tarafından hukuka aykırı eylemle elinden alındığını ve ikramiyesinin tahsil edildiğini ileri sürerek, maddi tazminatla birlikte 50.000 lira manevi tazminat talep etmiş ve yerel mahkemece de 15.000 lira manevi tazminatın tahsiline karar verilmiştir. Manevi tazminat isteği, (şahsi menfaatleri haleldar olan kimse, manevi zarar namıyle nakdi bir meblağ itasını dava edebilir.) Hükmünü getiren Borçlar Yasasının 49. maddesinden kaynaklanmaktadır. Gerek Borçlar Yasasının 49. ve gerekse genel bir kişilik hakkı kavramını kabul eden Medeni Yasanın 24. maddesine sözü geçen "şahsi menfaatler" deyimi, kişilik hakkını oluşturan kişisel değerleri (varlıkları) ifade etmek için kullanılmıştır. O halde Borçlar Yasasının 49. maddesine dayanan manevi tazminat isteklerinde, üzerinde ilk durulması gereken sorun; kişilik hakkının konusuna giren bir kişisel değerin (varlığın) ihlal edilip edilmediğinin tesbiti olmalıdır. Kişilik hakkının konusunu oluşturan kişisel değerlerin neler olduğu, (özel durumlar hariç) yasalarda teker teker belirtilmemiş ve genelde, bir kişilik hakkından (M.K. 24.) söz edilmiştir. Kişisel değerlerin çok çeşitli oluşu bunları belirtme ve sınırlama olanağının bulunmaması ve değişen ve gelişen yaşam şartlarının, oluşan sosyal yapının yeni kişisel değerleri oluşturmasının mümkün olması gibi düşünceler bu yolu seçmiştir. Bu nedenle ihlal edilen bir değerin kişilik haklarına dahil olup olmadığını hakim tesbit etmek zorundadır. Ancak hakim bu değerlendirmeyi; bilmesi gerekli genel kavramları, somut olayın kendi koşulları içinde irdeleyerek yapmalıdır.
Gerek hukuk öğretisinde ve gerek uygulamada, kişilik hakkının, konusuna girdiği belirtilen değerleri göz önünde tutarak, kişisel değerler, I - Maddi (bedensel) değerler (yaşam, beden tümlüğü, sağlık); 2 - Manevi değerler (özgürlükler, onur, saygınlık, ad ve resim üzerindeki haklar, sır çevresi vs., 3 - Mesleki ve ekonomik değerler (mesleki onur, ekonomik özgürlük ve varlık, mesleki ve ticari gizlilik gibi) şeklinde üçe ayrılarak değerlendirmeye tabi tutulmaktadır. (Bakınız Doç. Dr. Aydın Zevkliler - Kişiler Hukuk - Gerçek Kişiler - Ankara 1981 - Sayfa 263-300).
Olayımıza davalılar davacıya ait piyango biletine hukuka aykırı bir eylemle el koymuşlar ve sonuçta davacının mal varlığında bir azalma meydana gelmiştir. Mal varlığına ilişkin zararlar ise, genelde kişisel değerlerin ihlalinden doğmadıkça manevi tazminatı gerektirmez. Gerçi mal varlığına yönelik eylemler dahi az veya çok kişiyi manevi bir üzüntüye düşürebilir. Ancak manevi tazminata hükmedilebilmesi için bu yeterli değildir; bundan önce yukarıda anahatları belirlenen bir kişilik hakkının (kişisel değerin) ihlal edilmesi ön koşulunun da gerçekleşmesi gereklidir. Kişinin mal varlığına dahil piyango biletine el atması, kişisel değerlere saldırı olarak kabul edilemez. Mahkemenin kişilik hakkı ile ilgili genel kavramlar üzerinde durmadan, gerçekleşen olayı tartışmadan manevi tazminata hükmetmiş olması usul ve yasaya aykırıdır ve hüküm bu neden'le bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın ikinci bentte gösterilen nedenlerle temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA 28.5.1981 gününde oybirliğiyle karar verildi.