 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E: 1981/1449
K: 1981/1382
T: 16.03.1981
DAVA : Dava dilekçesinde nişandan mütevelit toplam 66.395.- lira nişan hediyelerini ve masraflarının faiz ve masraflarla birlikte davalı tarafından tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Süresinde yapılmayan ve yapıldığı zaman da karşı konulan zamanaşımı savunmasının dikkate alınmamasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Nişan bozulması halinde, verilen hediyelerin geri istenebilmesi için nişanın bozulmasında, nişanlılardan birinin kusurlu olup olması da önemli değildir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeple ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, 1700.- lira zeytinyağı, 2000.- lira koyun bedeli, 1000.- lira sair yiyecek giderlerinin nişan merasimi sırasında sarfedildiği anlaşılmaktadır. Bunlar nişan hediyesi olarak kabul edilmeyeceğinden, bu giderlerin maddi tazminat olarak istenip istenilemiyeceği üzerinde durulmak gerekir.
Davalı nişanlı kız, nişan töreni sırasında takı takmaları için, ayrı bir bölümde oturan ve içki içerek eğlenen erkek davetlilerin yanına gitmeyi, bazı düşüncelerle kabul etmemesi üzerine, davacı olan nişanlı erkek, nişan töreninin yapıldığı yeri terkederek nişanı bozmuştur.
Davalı savunmasında, hareketinin nedenini, içki içen erkeklerin bulunduğu bölüme gitmeyi sakıncalı gördüğü ve erkek davetlilerden hediye vereceklerin kendisini bulunduğu yere gelebilecekleri, kendisinin oraya gitmesi halinde, hediye vermeyen erkekleri de küçük düşürme endişesi olarak açıklamıştır.
Nişanlı bir kızın bu düşünce ve davranışı, kusur olarak kabul edilemez. Aksine, nişanlı erkeğin anlayışlı davranması gerekirken, töreni terketmesi kusurlu bir davranıştır.
Davacı, bu şekildeki davranışı ile, muhik bir sebep yokken nişanı bozduğu için, davalı nişanlıdan MK. nun 84. maddesine dayanarak da maddi tazminat istiyemez.
Mahkemece, örf ve adetten söz edilerek, davalı kızın nişanın bozulmasında kusurlu olarak kabulü ile nişan töreninde sarfedilen yiyecek giderlerine maddi tazminat olarak hükmedilmesi doğru değildir.
Bundan ayrı, MK.nun sözü geçen 84. maddesinde "nişanlılardan biri muhik bir sebep yokken nişanı bozduğu veya iki taraftan birine atfedilecek bir kusur yüzünden, nişan bozulduğu takdirde, taksiri olan taraf, diğer tarafa, ana ve babasına veya bu hususta onlar gibi hareket eden sair kimselere hüsniyyet ile ve nikahın icra olunacağı kanaati ile ihtiyar edilen masarife mukabil münasip bir tazminat vermeğe mmecburdur" denilmektedir.
Nişanlanma ve evlenmeyi kanun kesinlikle birbirinden ayırmıştır. Nişanlanma evlenmenin bir ön safhasıdır. Nişanlanma safhası, nişanlıların birbirini iyi tanımaları ve evlenmeye hazırlanmaları için öngörülmüştür. 83. maddeye göre, imtina eden nişanlı evlenmeye icbar edilemiyeceğine göre daha nişanlanmanın duyurulması için yapılan tören masraflarının, nikahın icra olunacağı kanaati ile yapıldığının kabulü, önce bu hükümle çelişir.
Kanun, nişanlanma ile evlenmeyi birbirinden ayırdığı halde, nişan bozmanın neticelerini 84. maddede de düzenlerken, nişanlanma nedeniyle yapılan masraflardan söz etmiyerek, yalnız nikahın icra olunacağı kanaati ile yapılan masraflara mukabil münasip bir tazminatın ödenmesini kabul etmekle, ödenecek tazminatı sınırlamış ve nişanlanma ve nişanın duyurulması için yapılan tören masraflarını, ödenecek tazminat kapsamı dışında bırakmıştır.
Evlenme, ancak, nişanlanmadan sonraki safhada düşünülebileceğinden, nikahın icra olunması kanaati de, ancak, bu safhada yapılan giderler için söz konusu olabilir. Kanun, bu şeklideki düzenlemeyle, nişanlanma masraflarının, parasal yönden evlenmeye bir icbar etkisi yapmasını önlemiş bulunmaktadır.
Bu nedenlerle nişanlanmanın duyurulması ile ilgili olarak yapılan giderlerin nikahın icra olunacağı kanaati ile yapıldığı kabul edilemeyeceğinden, bu isteme ilişkin isteklerin bu nedenle de reddi gerekir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 16.3.1981 gününde oybirliğiyle karar verildi.