 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 1981/7796
K: 1981/7886
T: 8.12.1981
743/m.310
DAVA VE KARAR : Fatma ile Mehmet arasındaki babalık davasının kayyım huzuruyla yapılan muhakemesi sonunda verilen hüküm kayyım tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Medeni Kanun'un 310. maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafınan iptal edilmesinden önce evli erkeklerin evli olmayan kadınlarla birleşmelerinden doğan çocukların ( tüm sonuçları ile ) babalıklarına hükmolunması mümkün değildir. Ancak iptal kararı ile buna imkan verilmiştir.
Anayasa'nın 152. maddesine göre iptal kararı geriye yürümez. Ancak 10.3.1969 gün ve 1/3 sayılı içtihadı birleştirme kararının gerekçe bölümünde belirtildiği gibi iptal, kesin şekilde çözüme bağlanmış uyuşmazlıkları etkilemez isede, henüz anlaşmazlık halinde olanlar iptalin kapsamına girer. Şu halde açılan bir babalık davasında olumlu veya olumsuz karar verilmiş ve bu hüküm kesinleşmiş ise, Anayasa Mahkemesinin sözü edilen iptal kararı işbu kesin hükmü etkilemez. Zira bu, kazanılmış hak ilkesinin tabii sonucudur. Şayet uyuşmazlık henüz kesin biçimde bir sonuca ulaştırılmamış olsaydı, bu takdirde iptal kararı babalık davasını etkilerdi.
Medeni Kanun'un 310. maddesi, çocuğun ana rahmine düştüğü tarihte "erkeğin evli olmasını babalığa karar verme" engeli olarak saymaktaydı. Ne varki Anayasa Mahkemesi, 21.5.1981 günlü ve 29/22 sayılı kararı ile bu hükmü iptal ettiğine göre, bundan böyle, açılacak davalarda baba evli bile olsa, ( ana evli olmamak şartı ile ) bütün sonuçları ile birlikte babalığa karar verilmesi mümkündür.
Az önce açıklanan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı karşısında iptalden önce açılmış olup da yargılaması devam eden davalarda artık tabii babalığa değil, bütün sonuçları ile babalığa hüküm verilmesi zorunluğu doğmuş bulunmaktadır.
Bozmaya uyulmakla doğan usuli kazanılmış hakka dokunulamaz. Ancak görev bu kuraldan istisna ( ayrık ) tutulmuştur. Bu yön, 4.2.1959 gün ve 31/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nda yer almıştır. Sözü geçen konu tahdidi ( sınırlayıcı ) değildir. Kamu düzeninin söz konusu olduğu bütün haller, istisnanın ( ayrıcalığın ) kapsamına girer. Babalık davası da kamu düzeni ile ilgili bulunduğundan, Hakimin tabii babalığa karar vermesi yolundaki bozmaya uymuş olması, Anayasa Mahkemesi'nin sonradan yürürlüğe giren iptal kararı karşısında, bütün sonuçları ile babalığa karar verilmesine engel değildir. Öyle ise az önce açıklanan gerekçeler gözetilerek bütün sonuçları ile babalığa karar verilmesi için hükmün bozulması gerekir.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın gösterilen sebeple ( BOZULMASINA ) oybirliğiyle karar verildi.