 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E:1981/9561
K:1981/10946
T:29.09.1981
* SÖZLEŞMENİN YORUMU
* MUVAZAA
ÖZET : Tapuda gösterilen satış değeri ile gerçek değer arasında, iddiayı doğrulayacak açık ve aşırı farkın varlığı danışığın [muvazaanın] karinesidir. Öte yandan dinlenen tanık sözlerine göre de murisin ölümünden bir gün önce yapılan temlikte gerçek amacın satış olmayıp bağış olduğu ve davacıyı miras hakkından mahrum bırakmak amacının güdüldüğü anlaşılmaktadır. Görünürdeki satış akdi danışık nedeniyle, gizlenen bağış akdi ise şekil noksanlığı yönünden geçersizdir.
(818 s. BK m. 18)
(YİBK., 1.4.1974 gün ve 1/2 s.)
Taraflar arasındaki davada; davacı, miras bırakanın mirastan mal kaçırmak amacı ile 43 ada 36 parsel sayılı taşınmazı tapuda satış göstermek sureti ile davalıya temlik ettiğini, temlikte gerçek amacın satış değil bağış olduğunu ileri sürerek muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur. davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine ilişkin hüküm süresi içinde ve duruşmalı olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dava, BK.nun 18. maddesine dayanan muvazaa hukuksal nedeniyle iptal isteğine ilişkindir. Davacı, miras bırakanın dava konusu taşınmazı mirastan mal kaçırmak amacı ile tapuda satış göstermek suretiyle temlik ettiğini, temlikteki gerçek amacın bağış olduğunu ileri sürmüştür. Davanın bu niteliğine göre öncelikle tapuda gösterilen satış değeri ile gerçek değer arasında iddiayı doğrulayacak açık ve aşırı bir fark olup olmadığı üzerinde durulması, aşırı farkın varlığı halinde bu yönün muvazaanın karinesi sayılması gerekir. Uyuşmazlık konusu evin satış tarihi olan 1976 yılında 190.000 lira değerinde olduğu halde tapuda 40.000 lira üzerinden işlem yapıldığı uzman bilirkişice bildirildiğine göre olayda muvazaaya karma olabilecek açık ve aşırı farkın bulunduğu kuşkusuzdur. Herne kadar davalı savunmasında satışın ilerde ferağ verilmek üzere 1970 yılında haricen yapıldığını, satış bedeli olan 40.000 liranın tapudaki akit tarihi olan 1976 yılına kadar peyderpey ödendiğini bildirmişse de o tarihte 58.000 lira değerinde olan bir evli taksite bağlanarak 40.000 liraya satılması dahi değerler arasındaki açık ve aşırı 'bir fark olduğunu gösterir. Öte yandan dinlenen tanık sözlerine göre de murisin ölümünden bir gün önce yapılan temlikte gerçek amacın satış olmayıp bağı olduğu ve davacıyı miras hakkından yoksun bırakmak amacının güdüldüğü anlaşılmaktadır. Görünürdeki satış akdi muvazaa nedeniyle, gizlenen bağış akdi ise şekil noksanlığı yönünden geçersizdir. Hal böyle olunca 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Temyiz itirazı yerinde. diri Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin harcın iadesine, gelen temyiz eden vekili için 3.000 lira duruşma vekalet ücretinin temyiz edilenden tahsiline 29.9.1981 gününde oybirliği ile karar verildi.