 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1981/8174
K: 1981/8348
T: 22.06.1981
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin Ocak 1974 tarih 10 numaralı tapu ile maliki olduğu 7680 m2. miktarındaki taşınmazın, tapulamaca davalılar adına tesbit edilen 44 sayılı parsel kaydı kapsamında bırakıldığını ileri sürerek iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Kararın, temyizen incelenmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmekle; dosya okundu, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı Ocak 1974 tarih 10 numaralı tapulu taşınmazının tapulamaca davalılar adına tesbit edilen 44 parselin kapsamında kaldığından bahisle tapulama tesbitinin düzeltilmesini ve tapusu kapsamında kalan yerin 44 parsel kaydından iptal edilerek kendi adına tescilini istemiştir. Davacı tapusu 14.3.1945 tarih 102 numaraları kayıtdan tedavül etmiş olup iskanen tesis edilmiş ve harhangi bir parselede revizyon görmemiştir. Bunun yanı sıra kuzey ve doğu yönlerinde davalıların miras bırakanı Bayram'ın sınır komşusu olmaktadır. Davalılara ait 44 parselin tebitine ise yine iskan yolu ile tesis edilen Mart 1936 tarih 133, 134, 135, 136 numaralı dört ayrı kayıt esas alınmıştır. Tesbitin dayanağını oluşturan bu dört kayıt güneyde metrukeyi sınır göstermektedir.
Yapılan keşifte dinlenilen yerel bilirkişiler davacı tapusunun sınırlarını bildirmekle beraber arz üzerindeki yerini bilemeyeceklerini söylemişlerdir. Mahkemece bilirkişilerin davacı tapusunun arz üzerindeki yerin gösteremedikleri gerekçesine dayanılarak davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemenini hükmüne dayanak yaptığı bilirkişilerin yukarda kaydedilen sözleri hüküm için yeterli değildir. O halde çevreyi iyi bilen yaşlı ve yansız kişiler arasından seçilecek yerel bilirkişiler eliyle yeniden, getirtilen komşu kayıtlardan da yararlanılmak suretiyle yerinde uygulama yapılarak davacı tapusunun arz üzerinde kapsadığı yerin kesinlikle saptanması ve uzman bir bilirkişiye keşfi izlemeye infazı sağlamaya yeterli kroki çizdirilmesi ve bu suretle hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması zorunludur. Bu yönde bir incelemeyi vermiyen noksan soruşturma ile yetinilmesi ve özellikle bilirkişilerin yetersiz sözlerine dayanılarak yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin harcın iadesine 22.6.1981 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.