 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1981/7449
K: 1981/7673
T: 08.06.1981
DAVA : Taraflar arasında görülen davada; davacı, 86 ve 87 parsel sayılı taşınmazlarının satılarak bedelinin hastahaneye verilmesi koşulu ile davalılardan Nihat ve Ziya'ya temlik ettiğini, aradan 4 yıl geçmesine rağmen taşınmazların satılmadığını ve şifahi sözleşmeye aykırı olarak diğer davalı Halil İbrahim'e devredildiğini ileri sürerek meteber bir hukuki sebebe dayanmayan kaydın iptaliyle adına tescilini istemiştir.
Davalılar, davacı tarafından daha önce 86 ve 87 parseller hakkında tapu iptali ve tescil davası açıldığından bahisle davanın reddine savunmuşlardır. Mahkemece, derdestlik itirazının kabulüyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Karar, süresinde davacı tarafından temyiz edilmekle dosya incelenip gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı, derdest olduğu anlaşılan önceki davasında, dava konusu taşınmazları bazı koşullarla davalı Ziya ve Nihat'a temlik ettiğini, koşulların yerine getirilmediğini ileri sürerek iptal isteğinde bulunmuştur.
Bu davada ise, adı geçen davalıların taşınmazları üçüncü davalı Halil ibrahim'e muvazaa yolu ile temlik ettiklerini öğrendiğini açıklayarak iptal isteğini yenilemiştir. Gerçektende taşınmazların önceki davanın açılmasından bir gün önce Halil İbrahim'e temlik edildiğini anlaşılmaktadır.
Mahkemece "davanın derdestlik nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilmişse de kurulan hükümde isabet yoktur. Şöyleki:
1 - Halil İbrahim, önceki davada taraf olmadığı için onun hakkında derdest dava bulunduğu söz konusu olamaz.
2 - İlk davada davacı temlik koşullarının yerine getirilmemesi nedenine dayandığı halde, bu davada her üç davalının muvazaasını ileri sürmüştür. Her ne kadar davalı, Ziya ve Nihat'ın temlik koşullarına aykırı hareket ettiklerini tekrarlamakta isede, her üç davalıyı muvazaa davasında davalı olarak göstermiştir.
3 - Uyuşmazlığın niteliğine göre, davalı Ziya ve Nihat'ı kayıt maliki olan Halil İbrahimden ayırmaya ve onları dava dışında bırakmaya olanak yoktur. Ziya ve Nihat hasım olmadan, savunmaları alınmadan ve delil gösterdikleri takdirde dinlenilmeden haklarına hüküm kurulamaz. Her üçü arasında "zorunlu dava arkadaşlığı" mevcuttur.
O halde her iki avada (taraf ve sebep birliği) bulunduğu ve HUMK. nun 187/4. maddesinde yazılı öğelerin oluştuğu kabul edilemez. Davanın esasına bakılması gerekirken yazılı düşüncelerle (açılmamış sayılmasına) karar verilmesi doğru değildir.
Temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin harcın iadesine 8.6.1981 tarihinde oybirliği ile karar verildi.