 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1981/385
K: 1981/2177
T: 23.02.1981
DAVA : Davacılar vekili, müvekkillerine ait 37 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırılan alanı dışında kalan kısmına davalı S. S. Kurumunca elatıldığından bahisle, elatmanın önlenmesi ve uğradıkları zarar karşılığı 32.288 liranın tahsilini istemiştir.
Davalı Kurum vekili, davanın husumet ve esas yönünden reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. kararın temyizen incelenmesi süresinde davalı rukum vekili tarafından istenilmekle, dosya okundu gereği düşünüldü:
KARAR : Davacılar, 37 parsel sayılı taşınmazlarının 1524 metrekare miktarının davalı S. S. Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırıldığını, ancak davalı Kurum'un taşınmazın kamulaştırma alanı dışında kalan kısmına, mevcut zeytin ağaçlarını kesmek ve bostan kayusunu doldurmak suretiyle elattığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve uğradıkları zarar karşılığı 32.288 liranını tahsilini dava etmişlerdir.
Davalı Kurum ise, davanın gerek husumet yönünden gerekse esas yönünden reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı Kurum, davalılara ait 37 parsel sayılı taşınmazın 1524 m2. miktarındaki kısmını hastahane yapmak amacıyla kamulaştırmış ve inşaatın yapımını Ankara 7. Noterliği'nce tesdikli ve dosya içinde mevcut eser sözleşmesi ile yüklenici Ali'ye ihale etmiştir. Davalı Kurum'ca kamulaştırılan yerin miktarı kamulaştırma haritası ile bellidir. bu hususun yüklenici Ali'ye ihale etmiştir. Davalı Kurum'ca kamulaştırılan yerin miktarı kamulaştırma haritası ile bellidir. Bu hususun yüklenici Ali tarafından bilindiğinde veya bilinmesi gerektiğinden kuşku yoktur. Buna karşın, yüklenici Ali'nin, inşaatın yapımı sırasında kamulaştırma alanı dışına çıkarak, davacılara ait 37 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırılan miktarı dışında kalan 1194 m2. lik kısmına, mevcut zeytin ağaçlarını sökmek ve bostan kuyusunu doldurmak suretiyle elattığını ve böylece davacılara zarar verdiği bilgilerine başvurulan uzman bilirkişilerin raporları ile saptanmıştır.
Eser sözleşmelerinde yüklenici bir eser meydana getirmek başka bir deyişme kendi çalışması ile kendi sorumluluğu altında diğer tarafa maddi ya da maddi olmayan, fakat nesnel (objektif) bakımdan belirlenebilen bir sonuç sağlamak borcu altına girer, Yüklenici hiçbir zaman iş sahibinin hizmetlisi (müstahdemi ya da yardımcı şahsı değildir. İş sahibi ile yüklenici arasında bir tebiyet ilişkisi de söz konusu olamaz. bunun yanısıra olayda yüklenici tarafından elatılan yerin yükleniciye davacı Kurum'ca gösterildiğine ilişkin bir iddia da ileri sürülmüş değildir. Elatma eylemi ve bundan doğan zarar yüklenici tarafından yapıldığına göre, gerek elatma eyleminden ve gerekse haksız fiilden doğan zararın ödenmesinden yüklenicinin sorumlu tutulması BK.nun 41. maddesi hükmü gereğidir.
Hal böyle olduğuna göre davalı Kurum aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi düşünülmeden yazılı olduğu üzere kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Davalı Kurum'un temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 23.2.1981 tarihinde oybirliği ile karar verildi.