 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1981/13591
K: 1981/14700
T: 22.12.1981
DAVA : Taraflar arasındaki davada, davacılar, mirastan mal kaçırmak amacı ile aslında bağış olduğu halde muvazaalı olarak satış gösterilmek suretiyle davalı adına tesis olunan 400 ada, 2 parseldeki kaydın iptalini adlarına tescilini istemişlerdir. Davalı ,iddiaların doğru olmadığını söylemiştir.
Kaydın iptaline, davacılar adına tesciline ilişkin verilen kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekilleri tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Dava muvazaa hukuksal nedenine dayanan iptal isteğine ilişkindir. Davacılar miras bırakanı dava konusu taşınmazın önce kardeşi davalıya 09.05.1975 tarihinde noter senedi ile haricen satıp zilyetliğini devretmiş, sonrada; 19.07.1979 tarihinde vekil aracılığı ile tapuda temlik etmiştir. miras bırakanın kızları olan davacılar murisin kardeşi davalıya yaptığı bu temlikin gerçek satış olmayıp bağış olduğu ve muvazaalı bulunduğu iddiası ile iş bu iptal davasını açmışlardır. Murisin gerek harici satış ve gerekse tapuda yapılan temlik tarihinde gırtlık kanserinden rahatsız olduğu ve bu hastalıktan ötürü ameliyat olup uzun süre tedavi gördüğü ve bilahare temlik tarihinden kısa bir süre sonrada vefat ettiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Gerçe dava konusu taşınmazın gerçek değeri ile satış değeri arasında açık bir farkın mevcudiyeti saptanmış ise de dinlenilen tanık sözlerinin değerlendirilmesinden temlikin gerçek satış olmayıp bağış olduğunu temlikte satışın değil bağışın üstün tutulduğu ve murisin dava kızlarından mal kaçırma amacı ile hareket ettiği kanısına varmak olanaksızdır. Esasen kanser gibi öldürücü bir hastalıktan muzdarip olan murisin hastalığından ötürü gördüğü tedavi nedeni ile başkaca bir geliri ve mal varlığı olmamasından dolayı davaya konu edilen taşınmazını satmak, suretiyle tedavi masraflarını karşılamak isteği içinde olduğunun kabulü olayların akışına ve yaşamın gerçeklerine uygun bir davranış biçimi olmak gerekir. Nitekim dinlenilen davacı tanıkları yukarıda belirtildiği gibi murisin kızları davacılardan mal kaçırmak amacı ile hareket ettiği yolunda kesin bir beyanda da bulunmuş değillerdir. Bu durumda olayda muris tarafından yapılan temlikin gerçek satış olmayıp muvazaalı bağış olduğunun kabulü mümkün değildir. Mahkemece mevcut delillerin bu yönden değerlendirilerek davanın reddi gerekli iken kabul edilmesinde isabet görülmemiştir. SONUÇ : Temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), gelen temyiz eden vekili için 3.000 lira duruşma vekalet ücretinin temyiz edihlenden tahsiline ve peşin harcın iadesine 22.12.1981 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.