Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E:1981/13206
K:1981/14956
T:25.12.1981
  • İYİNİYET
* ÖZET:Sözleşmenin taraflarından biri, o sözleşmenin yerine getirileceği hususunda bu güne kadar süregelen davranışları ile karşı tarafa tam bir güvence vermiş ve karşı tarafta sözleşmenin yerine getirileceği inancına iyi niyetle bağlanarak kendisine düşen edimleri yerine getirmiş ise, artık sözleşmenin biçim yönünden geçersizliğini ile sürmesi hakkın kötüye kullanılması niteliğini taşır.
(743 s. MK m. 2)
Taraflar arasında görülen davada; davacı, 2519 ada 28 parsel sayılı taşınmaza yapılan bina ve tesislerin kali suretiyle vaki elatmanın önlenmesini, 5 yıllık 1.200.000 lira ecrimisilin tahsilini istemiştir.
Davalı, Belediye Meclisinin 26.3.1969 tarih ve 152 sayılı kararı ile nizalı yerin intifanın 50 yıl süre ile verildiğini, sürenin dolmadığını, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı iyi niyetli olduğundan bina ve tesislerin bedeli olan 1.731.840 lira üzerinden hapis hakkı tanınmak sureti ile bina ve tesislerin kaline, elatmanın önlenmesine, ecrimisil isteğinin reddine, ilişkin karar davacı ve davalı vekillerin tarafından temyiz edilmiştir. İncelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından istenildiğinden; dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1 - Temyiz edilen karar davacı belediye vekiline 15.9.1981 günü tebliğ edilmiş olduğuna, hüküm tarihine göre olayda Usulün 2494 sayılı Yasa ile değişik 432. maddesi uygulanamayacağından 15 günlük yasal süre geçtikten sonra 13.10.1981 günü verilen temyiz dilekçesinin reddine,
2 - davalı vekilinin temyizine gelince;
Davacı belediyenin kayden maliki olduğu 2519 ada 28 parsel sayılı arsa Belediye Meclisi'nin 26.3.1969 tarih ve 152 sayılı kararı gereğince davalı derneğe tahsis ve teslim edilmiştir. Anılan meclis kararında, arsanın kullanma hakkının 50 yıl süreyle davalıya verildiği ve 'karşılığında 'kentin gereksinme duyduğu kapalı garaj, benzin istasyonu ve dükkanlar gibi tesislerin davalı tarafından yapılacağı ve süre sonunda bu tesislerin mülkiyetlinin belediyeye geçeceği anlaşma uyarınca kabul edilmiştir.
Meclis kararı gereğince davalı derneğe hemen teslim edilen dava konusu arsa üzerinde, dernek bugün maliyet değerleri milyonlarla ölçülen binaları karara uygun biçimde yapmıştır. 'Bu olgular üzerinde bir uyuşmazlık yoktur. Nevar ki; taraflar arasında böylece oluşan anlaşma 8 yıl süreyle çekişmesiz olarak devam ederken davacı belediye, 2490 sayılı Yasaya uygun biçimde düzenlenmiş bir sözleşme bulunmadığını, intifa hakkının tapu siciline şeyh edilemediğini, bu nedenlerle davalının "fuzuli şagil" sayılması gerektiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesini, bina ve tesislerin yıkılmasını ve 1.200.000 lira ecrimisilin tahsilini istemiştir.
Mahkemece, davacı belediyenin, kamu kuruluşu olması nedeni ile buna benzer taşınmaz mal tasarruflarında 2490 sayılı Yasaya tabi olduğu, taraflar arasında anılan yasanın öngördüğü biçimde düzenlenmiş bir sözleşme bulunmadığı, tapu siciline şerh edilmeyen intifa hakkının geçerli sayılamıyacağı, ancak iyi niyetle taşınmazı elinde bulunduran davalının ecrimisil ile sorumlu tutulamayacağı belirtilerek, elatmanın önlenmesine, tesislerin bedeli 1.731.840 lira üzerinden davalı yararına hapis hakkı tanınmak suretiyle 'bina ve tesislerin yıkılmasına ecrimisil isteğinin reddine karar verilmiştir.
Belediyenin bir kamu tüzel kişiliğine sahip ve mallarının idaresinde 2490 sayılı Yasaya bağlı olduğu ne kadar tartışmasız ise, tasarruflarında özel hukuk hükümlerine göre sorumlu bulunduğu da kuşkusuzdur. Taraflar arasındaki anlaşmanın yasada öngörülen biçimde yazılı bir sözleşmeye bağlanmamış olmasından öncelikle belediyenin yetkili organ ve kişileri sorumludur. 'Belediyenin en yetkili organı olan meclisi tarafından alınan resmiyet ve ciddiyetine güvenilen karar gereğince, şekilden yoksun olsa bile taraflar arasında tam anlamı ile bir sözleşme fiilen oluşmuştur. Her iki taraf da kendilerine düşen edimlerini zamanında yerine getirerek bu sözleşmeyi sekiz yıl boyunca sürdürmüşler, sözleşmenin varlığı ve geçerliliği konusunda birbirlerine güven vermişlerdir.
Hukuk Genel Kurulunun 6.6.1979 gün ve 1978/190-199 sayılı kararında da vurgulandığı gibi, "sözleşmenin taraflarından birisi, o sözleşmenin ifa olunacağı hususunda o güne kadar süre gelen davranışları ile karşı tarafa tam bir güvence vermiş ve karşı tarafta sözleşmenin yerine getirileceği inancına iyiniyetle bağlanarak kendisine düşen edimleri yerine getirmiş ise, artık sözleşmenin şekil yönünden geçersizliğini ileri sürmesi, hakkın 'kötüye kullanılması niteliğini taşır ve bu iddia yasal korumadan yoksun kalır.
Olayda da, davacının şekle aykırılık nedenine dayanan iddiası, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde bulunmaktadır. 0 halde davacı artık sözleşmenin geçersizliğine dayanarak akdin icrasından kaçınamaz. Davacının bir kamu tüzel kişisi olması ve 2490 sayılı Yasaya tabi bulunması 'bu kuralı değiştiremez, aksine 'bir kamu kuruluşu olan belediyenin özel 'kişilere nazaran medeni kanunun ikinci maddesinde yer alan iyi niyet kuralına daha sıkı bir şekilde bağlı kalması, anlaşma ve tasarruflarına ilişkin tartışmalara yol açmaktan kaçınması zorunludur.
İntifa hakkı konusuna galince; doğan bir hakkın tapu siciline şerh edilmemiş olması, varlığını ortadan kaldırmaz. Davacı belediye 8 yıl gibi uzun bir süre geçmesine 'karşın bu hakkı tapu siciline şerh ettirmemiştir. Zorunlu gördüğü şerhi iyi niyetinin bir gereği olarak kararın alındığı 1969 yılında tapu siciline verdirebilir yada davalı tarafından, yerine getirilmesini isteyebilirdi. Kendisinin de giderebileceği şekil noksanlığından, sekiz yıl sonra bu dava ile yararlanmaya kalkışması yukarıda açıklanan iyi niyet kuralı ile bağdaşamaz.
2490 sayılı Yasa belediyeyi, tasarruflarında bazı buyurucu hükümler içine alarak, getirdiği düzenleme ile yalnızca belediyenin özel hukuk alanına çektiği kişiler için değil belediyenin yetkili kişi ve organları yönünden de sorumluluk getirmiştir. Belediyenin anılan 'yasada öngörülen şekillerden ayrılarak davalı ile özel hukuk alanında yaptığı sözleşmede. davalı yönünden özel hukukun düzenlenmesine dahil ve koruyuculuğuna layık olmuş, hakkın özü, kendi şeklini belirleyip gerçekleşmiştir. Bu durumda olayda ilgili yasaların ve kuralların birbiriyle çatıştığından ve sözleşmenin 2490 sayılı Yasaya göre yapılmasının geçerlilik şartı olduğundan söz edilemez. Belediyeyi koruyan yasanın Belediye Meclisi kararına güvenen kişiyi korumadığını düşünmek, kamu hukukunda düzenin değil düzensizliğin varlığını kabul etmek demektir ki, yasanın böyle bir çelişkiye izin vereceği beklenemez.
Mahkemece, davalının iyi niyetli Olduğu açıkça kabul ve davacının ecrimisil isteği reddedildiği halde çelişkiye düşülerek davalının iyi niyetle yaptığı tesislerin yıkılmasına, elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerçekçiliğe ve olayın kendisine, niteliğine uygun değildir.
o halde yukarıda açıklanan ilke ve düşüncelerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken olayın değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün belirlenen nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), gelen temyiz eden davalı vekiline 3.000 lira duruşma vekalet ücretinin diğer temyiz eden davacıdan tahsiline peşin harcın iadesine 25.12.1981 gününde oybirliği ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini