 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E:1981/825
K:1981/1234
T:25.05.1981
- YERİNE GETİRME OLANAKSIZLIĞI
- VERİLEN ŞEYLERİN GERİ ALINMASI
* ÖZET:1 - Borç ilişkisi kurulduğu, yani sözleşmenin yapıldığı zaman objektif yönden yerine getirme olanaksızlığı [ifa imkansızlığı] varsa borç ilişkisi esasen meydana gelmemiş olup, sözleşme taraflar için hüküm ifade etmeyeceğinden taraflar nedensiz zenginleşme kuralları içinde birbirlerine verdikleri şeyleri geri alabilirler.
2 - Yerine getirme olanaksızlığı borç ilişkisinin kurulmasından sonra meydana gelmişse, borçlunun kusurlu olup olmadığına göre hüküm kurulur.
(818 s. BK m. 20, 96, 117)
Taraflar arasındaki davanın (Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi)nce görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 24.12.1979 tarih ve 420-460 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı avukatı tarafından istenmiş olmakla; dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği konuşulup düşünüldü
1 - Dosyadaki belgelere, kararda belirtilen gerektirici nedenlere, toplanan delillerin mahkemece isabetle takdir olunarak karar verilmiş bulunmasına, özellikle taraflar arasında kurulan sözleşmenin BK.nun 20. maddesi uyarınca ifa imkansızlığı nedeniyle hükümsüz bulunması ve davalı yüklenici Emin' in sözleşme ile yüklenilen edimin yerine getirilmesi imkanı olmadığını bildiği halde, bu eser sözleşmesini düzenlemesi dolayısıyla, mahkemece davacı kooperatifin menfi zararına ilişkin olan 2.000.000 liralık fiyat farkını oluşturan istemin kabulünde bir yanılgı görülememesine binaen, yüklenici Emin' in aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
Mahkemece taraflarca açılan 3 davada birleştirilmek suretiyle, birlikte bakılmıştır. Bunlardan:
2 - Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 1975/420 esas sayısını alan ve işveren S.S. Şen tepe Yapı Kooperatifi vekilleri tarafından davalı yüklenici Emin aleyhine açılan davada: 12.12.1975 davacı kooperatife ait arsa üzerine davalı yüklenici Emin' in 292 adet konut yapmayı 25.6.1972 günlü sözleşme ile üstlendiğini, davalının taahhüdünü en geç 31.12.1977 tarihine kadar yerine getirmeyi kabul ettiğini, getirmediği takdirde her etapta geciken gün için 2.000 lira tazminat ödemeyi taahhüt ettiğini, sözleşmenin imzası tarihinden itibaren 30 gün içerisinde imar planı ve proje çalışmalarına başlamayı üstlendiğini, davalının en son yanlarında, inşaat için teslim edilen arsa miktarının az olması nedeniyle mevzii imar tadilat planını tas- dik ettiremediğini, bu itibarla arsaya 292 adet konutun yapılmasının mümkün olamayacağı bildirdiğini bu sebeple davalıya ek sözleşme yapılması ve süre uzatımı verilmesi önerildiğini, buna rağmen davalının ek sözleşme yapılmasına yanaşmadığı gibi, avans olarak verilen 14.100.000 lira için alınan teminat mektuplarının ve kesin teminat olarak alınmış olan 400.000 liralık banka teminat mektuplarının da nakte çevrilmesi için ihtiyati tedbir kararı aldığını, bu nedenle genel şartnamenin 49. maddesi uyarınca haklı olarak sözleşmeyi feshettiklerini, kooperatifin 20 milyon liradan fazla zararı Olduğunu beyanla, fazlaya ait hakları saklı kalmak kaydıyla davalı yükleniciye avans olarak verilen 14.100.000 liranın, verildiği tarihten teminatın irat kaydedildiği tarihe kadar geçen faizi ve ayrıca 400.000 liralık kesin teminatın sözleşmenin feshedildiği tarihten, teminatın irat kaydedildiği tarihe kadar işleyen faizini, inşaatın yapılmamasından dolayı bedel farkındır 2.000.000 liralık tazminatın tahsilini ve yine 6.000 liralık şahsi kefaletin faizini, icra inkar tazminatı ile birlikte davalı Emin 'e ödetilmesini istemiştir.
Mahkemece 14.100.000 liralık avansın geçmiş günler faizi olan 3.1642.500 lirası ile 400.000 liralık kesin teminat mektubunun geçmiş günler faizi olan 43.333 lira ki toplam 3685.833 lira faizin davalı Eminden alınarak davacı Şen tepe Yapı Kooperatifi'ne verilmesine, davacının fazla faiz talebinin reddine.
Yine sözleşmenin 4. maddesi gereğince yüklenici her etapta geciken her gün için 2.000 lira gecikme cezası ödemeyi kabul etmiş ise de, bu tazminat, davacı kooperatifin fiyat farkı tazminatı istemesine engel olmadığından, 2.000.000 lira fiyat farkının davalı Emin'den alınarak davacı kooperatife verilmesi yolunda karar tesis olunmuştur.
Taraflar arasında kurulup, karşılıklı hak ve borçları kapsayan 25.6.1972 günlü eser sözleşmesinin I maddesinde, kooperatife ait arsa üzerine yüklenici Emin tarafından 292 adet mesken inşaatı yapılacağı, 2. maddesinde, müteahhidin sözleşme konusuna giren bütün işleri ekli idari sözleşme esaslarına göre hazırlanacak tatbikat projeleri Bayındırlık Bakanlığı yapım ve ferini şartnameleri ve idari şartname ile mahal listeleri esaslarına göre, anahtar teslimi Olmak üzere keşif bedeli olan takriben 20 milyon liradan yapıp teslim meyi kabul ve yüklendiği, 3. maddesinin 2. bendinde de, kooperatifin muvafakat ile her türlü mimari, statik, tatbikat, tesisat ve detay projelerinin tanzimi ile tastik ettirilmesi müteahhide ait olup, bu işlerden dolayı müteahhide ayrıca bir ücret ve bedel ödenmeyeceği ve 4. maddesinde ise, yüklenicinin bu inşaatı özel şartnamedeki esaslar dairesinde 31.12.1977 tarihine kadar bitirmeyi kabul ettiği öngörülmüştür.
Taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinin anılan 3/2. maddesine göre, bu inşaata ait her türlü plan ve projelerin tanzimi ile mercilere tastik ettirilmesi yüklenici Emine ait bulunmaktadır.
Sözleşmede öngörülen miktar ve nitelikte konut yapılmasına mevcut mevzii imar planının müsait olmadığı ve evvelemirde bu planın değiştirilmesi gerektiği, dosyadaki evraktan kesin olarak tespit olunmuştur. Nitekim yüklenici de bu maksatla bazı girişimlerde bulunmuş ise de, başarı sağlayamamıştır.
Davalı yüklenicinin, sözleşmeyi yaparken basiretli bir tacir gibi hareket edip, projelerini ve üzerinde 292 konut yapmayı yüklendiği işe ait imar durumunu, imar planlarını incelemesi ve buna göre sözleşme ile bağlanması gerekirdi. Sözleşmeleri önce de varlığı yüklenici tarafından saptanan bu yasal engele rağmen yüklenicinin bu durumu bile bile bu sözleşmeyi yapması, kendisini davacı kooperatifin maruz kaldığı menfi zararlarını ödemekten kurtaramaz.
Taraflar arasındaki münasebetten, yazışmalardan ve tarafların beyanlarından anlaşıldığına göre, inşaatın yapılamamasından doğan uyuşmazlık, davalı kooperatifin arsasına sözleşmede kararlaştırılan miktarda konut yapılmasının mevzii imar planı gereğince imkansız olmasından ve bu sebeple de inşaat ruhsatın verilmemesinden doğmuştur.
Burada, ifa imkansızlığı mevcuttur. Borç [edim], ya borç ilişkisinin kurulduğu yani sözleşmenin yapıldığı zaman objektif yönden imkansızdır (olayımızda olduğu gibi). Bu durumda, Borçlar Kanununun 20. maddesi uyarınca, borç ilişkisi esasen meydana gelmemiştir. Zira olayda butlan söz konusudur. Buradaki imkansızlık, borç ilişkisinin konusunu oluşturan edimle ilgili bulunmakta ve yalnızca borçlu yönünden değil, objektif nitelikte her kez için bağlayıcı bir durum bulunmaktadır.
Ayrıca imkansızlık, borç ilişkisinin kurulmasından sonra meydana gelebilir. Eğer borçlunun kusuru olmaksızın edim imkansızlaşmışsa BK.nun 117. maddesi, borçlunun kusuru sonunda imkansızlaşmış olursa BK.nun 96. maddesinin uygulanması gerekir.
Borcun imkansızlığı maddi bir nedenden ileri gelebileceği gibi, hukuki bir sebepte buna kaynak olabilir. Olayımızda ise, ifaya engel olan sebep hukuki vasıftadır.
Bu davada, ilgili merci tarafından davacı kooperatif arsasına inşaat izni verilmesi mümkün olmaması nedeniyle, sözleşme konusunda ifa imkansızlığı ortaya çıktığından ve bu imkansızlığın sözleşmenin kurulması sırasında da mevcut bulunması dolayısıyla, objektif yönden imkansız olan edimin [borcun] BK.nun 20. maddesi uyarınca borç ilişkisi esasen meydana gelmemiştir. Bu itibarla, taraflarca düzenlenen bu eser sözleşmesi batıl olduğundan, taraflar için hüküm ifade etmeyecek ve nedensiz zenginleşme kuralları :içinde taraflar, birbirlerine verdikleri şeyleri istirdat etmek hakkını haiz olacaklardır. Ancak olayda yüklenicinin gerekli basireti göstermemesi ve sözleşmenin kusurlu hareketi sonucu kurulmasına sebep olmasından dolayı, davacı iş veren kooperatifin, gerçekleşeceğine güvendiği bu sözleşmenin geçersiz olması ya da kurulmasına güvenilen aynı sözleşmenin :kurulamaması yüzünden uğradığı menfi zararı [olumsuz] davalı yükleniciden isteyebilmesi gerekir Zira burada iş veren kooperatifin davalı yükleniciye karşı gösterdiği güven olumsuz zararın kaynağını teşkil etmektedir. Bu itibarla mahkemece, iki ihale arasındaki farkı oluşturan davacı kooperatifin menfi nitelikteki 2.000.000 liralık zararının davalı yüklenici Emine 'den tahsiline karar verilmesi doğru görülmüştür.
Bu nedenlerle, yüklenici Emin 1.000.000 liralık kesin teminatını davacı kooperatiften geri almak hakkına haiz olduğu gibi, davacı kooperatifte, 14.100.000 lira olarak yüklenici Emine verdiği avansı istemekte ve geri almakta haklı bulunmaktadır. Ancak buna karşılık olarak, kooperatifçe haksız şekilde irat kaydedilen 400.000 liralık kesin teminat mektubu faizini davacı kooperatifin yükleniciden talep etmeğe hakkı yoktur.
Ayrıca, 14.100.000 liralık avansın faizini de, davacı kooperatifin bankadan geri alırken BK.nun 113/2. maddesi uyarınca bu avans için evvelce işleyen faizler için talep hakkını mahfuz tuttuğu anlaşılmadığından, davacı kooperatifin bu konudaki isteminin de reddi gerekir. Mahkemenin 14.100.000 lira için kooperatif yararına faize hükmetmiş bulunması da doğru değildir.
3 - Aynı mahkemenin 1976/387 #esas sayısında kayıtlı davasına gelince: davacı kooperatif vekili tarafından 14.12.1976 günlü dilekçe ile, 25.6.1972 günlü sözleşme gereğince davalı yüklenicin 1.000.000 liralık teminat vermeyi peşinen kabul ettiği ve bunun 400.000 lirasının banka teminat mektubu şeklinde verildiğini, 600.000 lirasının ise şahsı teminat olarak 8. İcra Memurluğu'nun 1976/1262 sayılı takip dosyası ile takip konusu yapılmış ise de, itiraz edildiğinden, bu 600.000 liranın mukavele fesih tarihinden itibaren faizi ile icra inkar tazminatının hüküm altına alınması talep edilmiştir.
Mahkemece, 600.000 liranın tahakkuk eden faizi 51.288 lira ile birlikte toplam 651.288 lira olarak davalı Eminden alınarak davacı kooperatife verilmesine ve yine 600.000 lira için 12.12.1975 gününden itibaren yasal faiz yürütülmesine ve icra inkar tazminatı tayinine de mahal olmadığına karar verilmiştir.
Yukarıda iki numaralı bentte açıklandığı üzere, sözleşme, kurulduğu andaki ifa imkansızlığı nedeniyle. BK.nun 20. maddesi gereğince batıl olduğundan, teminat olarak yüklenici tarafından gösterilen 600.000 liralık şahsi teminat ile bunun faizi olan 51.288 lira hakkındaki davanın mahkemece reddi gerekirken, bu meblağın davalı yüklenici Eminden tahsili yolunda karar verilmesi de usul ve yasaya aykırıdır.
4 - Yine aynı mahkemenin 1976/262 esas sayısını alan davasına göre ise; davacı yüklenici Emin 19.7.1976 günlü dilekçesinde taraflar arasında mevcut istisna akdinin daveti kooperatif tarafından 'haksız olarak feshedildiğini, bu sebeple 600.000 liralık teminatı teşkil eden şahsı teminatın iptaline ve paraya çevrilmek suretiyle irat kaydedilen 400.000 liralık kat'i teminat mektubu bedelinin iadesine. sair talep hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 240.000 lira müspet ve menfi zararının faiz ve masrafla birlikte davalı kooperatiften tahsilini istemiştir.
Mahkemece, davacı Eminin taleplerinin ve ikame ettiği davanın reddine karar verilmiştir.
Oysa ki yukarıda ikinci fıkrada belirtilen nedenlerle, taraflar arasında kurulan eser sözleşmesinin,
BK.nun 20. maddesi uyarınca imkansızlık nedeniyle hükümsüz bulunmasından ötürü davacı yüklenici Emin tarafından gösterilen şahsı teminat da geçersiz bulunmaktadır. Ayrıca davalı Kooperatif tarafından irat kaydedilip, paraya çevrildiği anlaşılan 400.000 liralık kesin teminat mektubu bedelinin de davalı kooperatiften alınarak davacı yüklenici Emine verilmesi gerekir. Mahkemece, bu konularda davacı yüklenici Emin tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi, hükmün bu yönden de bozulmasını gerektirilmiştir.
Sonuç: Yukarıda iki, üç ve dört numaralı bentlerde belirtilen nedenlerle kararın davalı yüklenici Emin yararına (BOZULMASINA) ve bir numaralı bendinde açıklanan nedenle de yüklenici Emin'in diğer temyiz itirazlarının reddine, takdirin 1.400 lira duruşma vekalet ücretinin davacı kooperatiften alınarak, yüklenici davalı Emine verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine 25.5.1981 gününde oybirliği ile karar verildi.