 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1981/618
K: 1981/1061
T: 07.05.1981
DAVA : Taraflar arasındaki davanın Konya Asliye 1. Hukuk Hakimliği'nce görülerek istisna aktinden doğan alacağın tahsiline dair verilen tetkiki davalı tarafından istenmiş olmakla 60.200 liranın davalıdan tahsiline davacıya ödenmesine dair karar davalı tarafından temyiz olunmuştur.
1- Davacı vekili 5.2.1976 tarihli dava dilekçesiyle davalı Nazif Yardımcı'nın inşaasını taahhüt ettiği S.S Anadolu Yapı Kooperatifi'ne ait (40) dairelik sitenin elektrik tesisatı işini 1.3.1972 tarihli taşaronluk sözleşmesi ile beher dairesi 1360 liradan olmak üzere proje ve şartnamesine uygun olarak tamamladığından 1360 X 40 = 54.400 lira istihkakı ile ayrıca kooperatif yetkililerinin isteği ve davalının da talimatı ila proje harici lavobalar üzerine lamba koyduğundan bu kısım içinde 5800 lira ki toplam 60.200 liranın davalıdan %10 temerrüt faiziyle birlikte tahsilini istemiş davalı ise süresinde davayı karşı cevap vermemiştir.
Davalı vekilinin 14.5.1976 günlü dilekçede ileri sürdüğü cevap ve def'ileri kabul etmediklerini ve buna muvafakatları olmadığını davacı vekili 1.6.1976 günlü duruşmada beyanı teyiden açıklamıştır.
Davalının esas cevap müddetini kaçırdıktan sonra davayı inkar etmiş sayılması HUMK.nunda kabul olunan ana kural gereğidir. Bu durumda davalının davayı inkar etmiş olması davacının ileri sürdüğü vakıaları üstü kapalıca kabul etmiş veya ikrar etmiş manasında anlaşılmamalıdır. Aksine davacınındavasını ispatlaması zorunluğu ortaya çıkmış olur. Mahkeme davacının iddialarının doğru olmadığını ispat için davalının elde edeceği uygun sonuç çevresinde bir karar vermek zorundadır. Zira davayı inkar etmiş sayılan davalı davacının iddialarının doğru olmadığını ispat etmeğe ve bunun için karşı delil göstermeğe yetkisi mevcuttur. Davacının muvafakatı olmamasına rağmen borcun ödendiğini ispat etmek isteyen davalıya makabil delil irat etme hakkının tanınması kanunen mümkündür. Özellikle 1.3.1972 tarihli sözleşmenin 1/F maddesindeki"... işten dolayı kesilecek ceza ve nefaset farkı taşarona ait olacağı" hükmüne ve ayrıca 28.9.1972 , 28.7.1972 tarihli (Avans fişi)nde yazılı ödemelerin avans olarak 1.6.1972 10.5.1972 5.5.1972 günlü fişlerde ise "hesaben" davacı Necati Can'a ödendiği yazılı bulunmasına göre mahkemece bu savunma tahkik edilmeyerek "... yoksa vakalarla başka bir değişle vakalardan mütevellit doğan borca karşı ödeme definde bulunması mümkün değildir.. Bu avansların dava konusu kooperatif için ödendiği kesin değildir. Bu nedenlerle davacıya tamamlayıcı yemin teklif edilmiş davacıda yemini eda" eylediğinden söz ederek davanın kabulü suretiyle ödetmeye karar verilmesi yanlıştır.
2- Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 355 inci maddesince mahkeme vereceği karar veya hüküm iki taraftan birinin yemin etmesine talik edebilir. Re'sen yemin veya tamamlayıcı yemin teklif olunabilmesi için HUMK.nun 356 ıncı maddede yazılı iki şartın tahakkuk etmesi zorunludur. Davacının kooperatif yetkililerinin isteği ve davalınında talimatı ile proje harici işler yaptığı konusunda davacı hiç bir delil ibraz etmediği halde tamamlayıcıyemine dayanarak (5800) lira için de ödetme kararı vermesi mahkemenin kabul biçim itibariyle de doğru değildir.
Mahalli mahkemenin bu yönleri gözden kaçıran kararı usul ve kanuna aykırı görülmüştür.
SONUÇ : Yukarıda açıklana sebeplerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, 7.5.1981 gününde oybirliğiyle karar verildi.